Yasenna tahlinini yaptırdıktan sonra kardeşini görmek için yoğun bakım bölümüne doğru yürüdü .Erva 'nın yatmış olduğu odanın camından içeriye baktı. Minik makineye bağlı kollarında ve burnunda serumlar vardı. Ablası küçüğünü öylece cam arkasından izliyordu. Ellerini cam ekrana koydu. Belki duyar ümidi ile konuşmaya başladı.
"Ablam sabret bizi bırakma gitme olur mu?
Hayatta tutun vazgeçme bizden."
Olduğu yerde dizlerinin üzerine çöküp ağladı.
"Yaşananlar çok zormuş Allah'ım her şey üst üste geldi. Çok canım yanıyor çok, hayatı şimdi anladım acımasız ve sahte yüzler barındırıyor içinde."
Yavaşça toparlandı çaresizce yürüyüp hastaneden çıkarken Altay'ın sesini duydu.
"Kül Kedisi baksana sen."
Kibirli adımlarla yanına yaklaşıp solgun görünen yüzüne baktı.
"Sen ağlıyor musun?
" Neden soruyorsun küçümsemek için mi iyi zaman değil. Uğraşma benimle... "
" İçerideki kim neden buradasın. Benim işim senle uğraşmak zaten. Biliyorsun ki hiç zorluk çekmeden evlenirim. "
Defol git öğren o zaman."
Yanından ayrılıp bitkin ve yıkık şekilde yürüdü.
"senin canını okuyacağım diz çöküp yalvaracaksın o gün yakındır Kül Kedisi."
Arabasına binip mesafeli şekilde takip etti. Yasenna durakta bekliyordu. Beklediği dolmuş aracı gelmiş binip mahalle duvarında gelip durakta indi. Yarım saat yürüdükten sonra eve geldi. Altay adım adım takip etti.
" Demek burada yaşıyorsun ve de paraya ihtiyacım var. An itibariyle koynumdasın Kül Kedisi seni okulda rezil etmezsem rahat edemem. O attığın tokadın hesabını vereceksin. Her şeyi geçtim iddiayı kaybedemem. Kaybetmek duygusunu tatmadım, benim dünyamda yenilgiye yer yoktur. "
Arabasını hızla sürüp mahalleden ayrıldı. Evine gelmiş odasına çıkmıştı. Kar yağışı başlamıştı. Herkeste ayrı bir endişe içinde karar aşamasındaydı. Aysima karar vermişti Efsun'u sözleri kulaklarımda çınlıyordu. KENDİNİ SAT PAVYONA GİT GÜZEL KADINSIN acıyan kalbinde fırtınalar kopuyordu. Kül Kedisi salonun penceresinden sessizliği dinliyor, yağan kar tanelerinden anlam çıkartmaya çalışıyordu.
Çaresizliğin içinde cevapsız sorular dört bir tarafına sarmıştım. Eleda ilk kes dayaksız geçen günlerin tadını çıkartıyor, yastığa sarılmış deliksiz uyku uyuyordu. Altay karmakarışık duygular içinde Yasenna'yı düşünüyordu. Ne kadar kötü düşünse de hain planlar kurmaya çalışsa da gözlerinin önüne gelen kara gözler her şeyi bitiriyor. Kokusu mis gibi hiç bir çiçekte olmayan yaban gonca kokusu bütün bedenini esir almış düşünmemek için kendine zorlasa da başarılı olamıyordu. Uzak durması mı asla mümkün değildi . Hayali dünyayı unutturuyordu. Yatak odasında deli insanlar gibi dönüp duruyor, yatıp gözlerini kapatsa olmuyor açsa olmuyor, sabah olup üniversiteye gitmek için can atıyordu.
Altay annesiz büyümüştü. Annesi doğum esnasında gözlerini hayata kapatmıştı. Babası Koray bey yeniden evlenmişti. Üvey annesi öz annesi gibi benimsemişti. Altay gerçekleri biliyor saygıda kusur etmiyordu. Verilmesi gereken en güzel anne şefkati vermişti. Babası ile mesafeliydi. Asi ruhlu büyümüştü öğlede gitti. Koray bey Altay'ın okul aşkını araştırmış oğlundaki bu heyecanı sebep olan Yasenna'yı öğrenmişti.
Altay sabah olunca evden erken çıkmış. Musalla Mahallesi'ne gitmiş, aslanın avını bekler gibi bekliyordu.
İyice kafaya takmış sağlıklı düşünemez hala gelmişti. Yasenna annesi ile birlikte evden çıkmışlar durakta ayrılmışlardı. Altay kendince konuşmaya başlamıştı.
"Acaba hangisinin peşinden gitsem güzel kız belli okula gidiyor, yaralı anne nereye gidiyor. Bak şimdi anneyi merak ettim. Evet... Evet annenin peşinden gideceğim, inşALLAH elle tutulur bir şey bulurum.
Aysima en sonunda pavyonun kapısına gelmişti. Geri döndü kararından vazgeçmişken tekrar karar değişikliği yapıp pavyona doğru yöneldi. Duraksadı gözlerini kapatıp içeriye girdi. Çalışanlar etrafı temizliyordu.
"Şey bakar mısınız.?
"Buyurun."
" Patronu görmem mümkün mü?
" İçeride neden sordunuz?
"Konuşmak istiyorum."
"Konuşmak mı?
Abla kaç kurtar kendini ne konuşması?
" Beni patrona götürür müsün?
"Abla görmeden git böyle yerler belalıdır. Kendin gelip kendin isteğinle çıkamazsın iyi düşün." Aysima cevap veremedi önüne baktı. Deniz mavisi gözlerden yaşlar süzüldü. Altay şaşkındı;
" Pavyon mu?
Ne işin var be kadın pavyonda."
Acıma duygusu çıkmıştı ortaya. Kendini Kendine şaşırmıştı. Acıma duygusunda nedir iyiliğe ait her ne kadar duygu varsa hepsinden mahrumdu.
" Kendine gel oğlum iddia kesin benim artık. "⏳Bile bile belaya doğru yürüyen ayaklar,
Geri gelmek isterse de,
Çaresizlikler sürükler insanı. Tutunacak bir el yeter çekip almaya.⏳***Evet bir bölümün sonuna geldik arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum.***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHENK 🦋
General Fiction"Anne nasıl yaptın bunu nasıl? " Sana anne demeye bile utanıyorum. Sen babamın aşkına ihanet ettin. Her gece başka bir erkekle resmen kendini satıyorsun " " Kes sesini benden utanıyorsun öylemi. Kardeşin hasta ve nefes almasını istiyorum. Çıktığı he...