Beş Numara

14 0 0
                                    

     Durağa yürüyerek gelmiş üzerinde bulunan kara bulutları dağıtamamıştı. Servis gelmiş  durakta durmuş, binip üç koltuk geride oturmuş, cama başını dayanamayıp kalp kırgınlığıyla  durağa geldi. Durakta inip eve doğru yürümeye başladı. Esnafı görmemek için yolunu uzatmış  eve gelmişti. Bahçeden içeriye girmiş hayat arkadaşıyla konuşma ihtiyacı duyuyordu.
"Kapına hangi yüzle gelip seninle konuşacağım aşkım. Senden sora her şey dağılıp kara torağa defnedildi. Beyaz taşlar gibi un ufak  oldum. Ne bir eş nede iyi bir anne olabildim. Ruhum daraldı nefes olamaz, önümü göremez, yollarımda yürüyemez hale geldim. Evimi çatısı açıldı örtülmez oldu. Sibirya soğukları, kutuplar evime gelip ısınmaz oldu. Ben hayatla sınanan savaşta yenildim .Aldığım nefes ağır, yüreğim yaralı, bitti sonuna geldim hissediyorum. "
    Boynu bükük uzaktan konuş konuşabildi. Torağına dokunamadı biliyordu ki toprak da dargındı bedene. Eve girip banyoya gitti. Düşünü aldım. Evde Kuzey rüzgarları esiyordu.
" Bu soruna da çözüm  bulmalıyım. Aaaay  !hastaneye ücreti yatırmayı unuttum. Mutfağa yöneldi makarna ve çorba yaptı koltuğa uzanıp gözlerini kapadı. Aradan iki saat geçmişti Yasenna gelmiş annesinin yanına uzanmış  yüzüne uzun uzun bakıyordu. Babasının ölümünden sonra annesinde olan enkazı fark etmişti. Yüzünde gözle görülür çizgiler oluşmuştu. Hafifçe dokundu çizgilere uzun uzun inledi yüzünde neler vardı fark edemediği.
       Acı belirtileri gözüne çarptı uyurken acı çekiyordu. Gözleri minik minik çekiliyor, vücudu titriyor, dudakları mırıldanıyordu. Söylenenleri anlamıyordu. Titremesi artınca korkup çektiği ıstıraptan uyandırmak istedi. " Aysima gözlerini açtı yanında yatan kızına sarıldı .Kaçamak kaçamak bakıp;" Ben tekstil de  başladım. Geceleri çalışacağım Erva'ya gündüzleri ben ilgilenirim geceleri sen, o yüzden gece çalışmayı tercih ettim. "

      " Gerçekten mi çok güzel sevindim. Anneciğim  gece olmasaydı keşke içimde huzursuzluk var."
Elham yapma kızım çalışmam lazım bir yerden başlamalıyız. Makarna, çorba yaptım ana kız yelim."
"Hazırlansa  da benden o zaman."  
      Akşam yemeği  hazırlanıp yenilmiş vedalaşmalar yapılmıştı. Belirsizliğe doğru adım adım ilerliyordu. Taksiye binip pavyona gitmişti.
"  işte son durağa geldin Aysima. Senin son  pavyonda bitecek."
"Ürkek adımlarla içeriye girdi. İçeride onu bekleyen küçük bir sürpriz vardı. Altay ortamı hazırlayıp masayı donatmıştı. Arkadaşlarına dönüp; "Kadına dokunmak yok içip içip alkolün dibine  vurup saçmalamayın."
Cem söze katıldı.
"Kadın güzelse ben dayanamam."
     Kaan çocukluk arkadaşını tanıyamaz olmuştu.  Ne zaman ince kalbini gün yüzüne çıkarıp düşünür olmuştu. Ne kadar kabul etmese de Yasenna' ya aşık, sonunda kendisi de kabullenecekti. Kadın kim neden koruyordu. Dokunması  rahatsız ediyordu. Dayanamayıp sordu..."Altay kadın kim neden koruyorsun. Pavyon burası Cem dokunsun bu yüzden gelmedik mi? Tensel dokunuş her varlığın ihtiyacı." Aklınızdan bile geçirmeyin. İster tensel her ne olursa olsun adı dokunulmayacak. Beni iyi dinleyin kadın Kül Kedisi'nin annesi kızı kanser hastası beş parasız. O yüzden dün pavyona geldi.  Kızının tedavisi için kendinin devamını götüremiyorum. Son  gecesi yarın kadını çekip alacağım. Pavyonun kadını değil. Dün buradan bir çıkışı vardı ki sormayın perişan haldeydi ki içim acıdı. "

Kaan bilerek damarına basıyordu.
" Altay sen mi acıdı?
Aşık mısın Kül Kedisi'ne başka mantıklı açıklaması yok. "
     Cenk Kaan'ın sözünü yarıda kesti.  "Altay gelen kadın mı?
Ürkek Ceylan sanki etrafına bakınıyor."
"Evet o sadece eğleneceğiz kesinlikle fiziksel temas yok. Yarın Kül Kedisi'nin unutamayacağı film izleyecek. Yıllar geçse hafızasından silinmeyecek."
"Peki ya senin senin silinecek mi?" "Kardeşim sen hangi taraftasın söyle bilelim."
"Sen kabul etmesen de senin kalbinin tarafındayım."
Altay bu cevap karşısında sensizliğe büründü. Kalbi güzel kızı görünce küçük serçe gibi çırpınıyordu Kalbini avuçlarına bırakıp
"AL KALBİM SENİN" diyesi vardı.  

     Kahrolası gururu izin vermiyordu.  Garson Aysima'nın  kulağına bir şeyler fısıldadı. Kolundan tutup içeriye götürdü.
"İşte abla bu odada giy seni süslesinler."
Kapıyı açıp içeri girdi makyaj yapan üç tane bayan vardı. Kadınlar saçma sapan kıyafetler giymiş, yüzlerinde  ağır makyajlar vardı.
"Gel güzelim  gel otur."
"Yeni galiba..."
"Evet yeni her halinden belli oluyor, yazık ya kıyamam ."
Kahkahalar havada uçuşuyordu. Yüzü kesik adamdan dayak yiyen kadın da içerideydi. Koltuktan kalkıp yanına geldi.
"sen bakma kızlara. Buraya gelen herkes senin gibiydi... zamanla her şeye alışıyor insan.
     Aysima koltuğa oturdu. Ağır bir  makyaj kırmızı mini dekolteli elbise giydirildi. Patron kontrol  etmek içeriye gelip;
" Herkes hazır mı?
İçe bildiğiniz kadar alkol alıp için memnun edin.  Hayır kelimesini duymak istemiyorum. Gerekirse Otele gidin. Sen Aysima  saat kaç olursa olsun beni görmeden gitme."
Yanağına bir öpücük kondurdu. "Kokun hala üzerimde gitmedi ve de seni çok arzuluyorum."
Sözler karşısında gözlerini kapadı. Nasıl belaya düştüğünü o an anladı. "Herkes işinin başına dönsün." Korumalarına dönüp:
Aysima' yı beş numaralı masaya götürün. Adam yükle ödeme yaptı.  Soyun derseler bile soyun, sorun istemiyorum. "
Dünkü dayak yiyen kadın konuşmaya başladı. Korkusuz mert kadındı. Aysıma'yı kolundan tutup arkasına aldı.
"Kendine gel pazardan mal mı satın alıyorsun da soyun diyorsun."
"Malım değilsiniz  de nesiniz peki." "İnsanız insan her şeyden önce kadınız..."

⏳Yalan ile gerçek arasında kalır insan. Neye inanmak isterse ona inanır insan.
Bazen unuturuz unutmak, kötü anılar hafızalardan silinsin isteriz.
Ama nafile olmuyor silinmiyor. Çünkü yaşanmıştır bir kere.
Hatıralar yaşatmak içindir unutmak için değil.
Unutulmayacak hatıraları, yarınları yaşamak dileğiyle...⏳

***Bir bölümün daha sonuna geldik. Arkadaşlar yorum yapmayı unutmayın.***

        AHENK 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin