Rüzgar saçlarını uçuruyor, denizde hafif dalga vardı. Kumda yürürken ince topuklu ayakkabılarımı elime aldım. Kızgın kumlar ayaklarımın altını yakıyor parmaklarım uçlarına basarak yürüyordum. Dalgalar topuklarıma vuruyor uzun beyaz elbisemi ellerimle toplayıp koşarken uzaktan gelen sesler dikkatimi çekti. Etraf sisle kaplıydı. Önümü göremiyor, içimde hafif ürperti oluştu.
O sesin arkasında kim vardı ?Ses gittikçe yaklaşmış, ayak sesleri bir nefes kadar yakınımdaydı. Sis dağılmaya başlamıştı. Bir at belirginleşti. Beyaz bir attı bakımlı heybetli koşarken göz alıcı idi. Üzerinde beyaz giysili biri vardı. Gittikçe yaklaşıyor, yaklaştıkça daha da belirginleşiyordu. Dalgalar sık sık kıyıya vuruyor, at koşarken dalgalar arasında ses çıkarışı nota gibi geliyor, yakınlardan gelen müzik seslerine eşlik ediyordu.
Yabancı iyice belirginleşmişti. Uzun boylu esmer , omuzlarına dökülen saçları, geniş omuzları, ela gözleri, hafif kalın dudakları vardı. Gömleğinin düğmeleri, açık kaslı vücudu dikkatimi çekmişti. Rüzgar esintisini iyice artırmış, uçuşan saçlarım ahenkle dans ediyor elbisemi uçuruyordu. Atlı yanımda durup elini uzattı. Uzatılan eli tutup kendine doğru çekip ata binmemde yardımcı oldu. Belimi sıkıca kavramış dokunuşunda ki nazikliği hissettirmişti.
Kulağa gelen müzik seslere yaklaşmıştık. İlk önce attan kendisi inip sonra belimden tutup indirdi. Gözler birbirlerine çok dikkatli bakıyor sanki daha önce görmüş gibi ; elimden tutup biraz yürüdükten sonra koşmaya başladık. Dikkatimi çeken bir durum vardı. Sağ ayağı aksıyor o haliyle bile çok çekiciydi. Koşturmanın ardından müzik sesi gelen alana geldik meydanda ateş yakılmış etrafına müzisyenler yerleştirilmişti.
Hemen yanı başında beyaz panjurlu çardak kurulmuş elimi sımsıkı tutmuş, bırakmamıştı. Gözlerime bakarak çardağa doğru yürümeye başladık. Çardağın etrafında beyaz panjurlar asılıydı. Hayranlıkla etrafa bakarken belime dokunan el ,kulağa hoş gelen müzikle dans etmeye başlamıştık, tam konuşmaya başlamıştık ki yataktan düşmem ile uyandım.
Ne olduğunu anlamadan,
"Tüh her şey rüyaymış, keşke gerçek olabilme ihtimali olabilse. Ama nerede ben kim, atlı kim, üst üstüne beyaz panjurlu çardak kim... Adı üstünde rüya Aysima uyan bitti geçti." İçindeki hayal kırıklığıyla alt kata indi. Saat Gecenin ikisi olmuştu. Mutfağa doğru yöneldi. Mutfak Amerikan mutfağı idi. Kendisine sert bir sade Türk kahvesi yaptı. Uzun sarı saçları önüne dağılıyordu.
Rüyası aklına geldi saçlarını toparlarken rüzgarda uçuşan saçları ayağına vuran dalgalar...
"Kızım sadece bir rüya."
Ellerin yanaklarına vurup atın üzerindeki yabancının teni aklına geldi. Beline dokunan elin sıcaklığını teninde hissediyordu. Gözler dalmış kahve taşmış farkına varınca, o an refleksle kızgın cezvenin sapını tuttu. Eli yanınca cezveyi bıraktı. Cezve mutfağın ortasına düştü.
Tezgaha taşımasına tahammülü olmayan Aysima yerdeki fayansı temizlemek zorunda kaldı. Kendi kendine konuşmaya başladı.
"Sakarsın sakar, Allah aşkına bir kez olsun sakarlığın tutmasın be."
Evi üç artı birdi. Kamelyası olan küçük bahçesi, demir kapıda pembe sarmaşıklar, camlarda koyduğu mis kokan Mor Menekşeler ayrı bir güzellik katıyordu. Banyodan temizlik malzemelerini alıp dağıtılan ortamı temizledi. Temizlik malzemelerini tekrar banyoya bıraktı. Tezgahı temizleyip kendine yeni kahve yaptı. Fincanı alıp bahçeye çıkıp kamelyasına oturup yıldızları izledi.
Sert bir rüzgar tenine vurdu.
İç çekip üşüdüğünü anladı. "Eylül başlangıç ayıymış ,yenilikler yeni aşklar;
Ah ah nasıl duygudur acaba gün gelince ben de delicesine sevebilecek miyim?
Boy boy çocuklarım olabilecek mi?" Derin düşünceler arasında gözlerini kapatıp uykuya daldı Yarın yeni bir başlangıç olacaktı...***Arkadaşlar her bölümde yorum yapmayı unutmayın lütfen, biz bir aileyiz hep birlikte büyüyeceğiz...***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHENK 🦋
Ficción General"Anne nasıl yaptın bunu nasıl? " Sana anne demeye bile utanıyorum. Sen babamın aşkına ihanet ettin. Her gece başka bir erkekle resmen kendini satıyorsun " " Kes sesini benden utanıyorsun öylemi. Kardeşin hasta ve nefes almasını istiyorum. Çıktığı he...