Erva🍃

19 1 0
                                    

  "Üzülme arkadaşım bak bana babam yaşıyor, ölüp gitse belki üzülürüm. Geriye doğru dönüp baksam güzel hatırlanacak bir anımız yok."
Elini Yasenna'nın kalbine koyup :
" En azından babanı güzel hatırlayacaksın onu buranda kalbinde anıları ile birlikte yaşatacaksın. Benim öyle bir şansım olmadı olmayacak. "
" Eleda'm üzülme diyeceğim ama boş konuşmuş olurum. "
   Odadan bir feryat koptu. Yasenna "anne" diyerek koştu. Bu sefer sorun annesinde değildi. Hayatın bu aileye hazırlamış olduğu en büyük sürprizlerden biriydi devamı da gelecekti.
" Anne ne oldu? demeye kalmadı Erva kucağında burnu kanamış, buz gibi soğuk odada ateşler içinde cayır cayır yanıyordu.
"Kızım yavrum benim, benim yüzümden dünya derdine düştüm seni  ihmal ettim. Elada ambulans çağır lütfen."
"Arıyorum Aysima abla."

Yasenna'nın  içine korku düşmüştü. Babası gibi kız kardeşini kaybedip gidecek miydi. Elada kendine gelmesi için kollarından tutup silkeledi.
"Kuzum kendine gel kardeşimizi bir şey olmayacak. Çocuktur üşütmüştür malum kış aylarındayız soğuk algınlığıdır sadece geçip gider. Kendisi diyordu fakat kendi söylediğine kendisi inanmıyordu ki başkasının inanmasını bekleyemezdi."
    Ambulans gelmiş ilk müdahale yapılıp hastaneye götürülmüştü. Aile ambulansla gitmişti.   Acilde çalışan sağlık görevlileri ateşi düşürüp çocuk hastalıklarına yönlendirdi. Vücudundaki morarmaları görünce hiç zaman kaybetmeden onkolojiye yönlendirdi. Onkoloji Doktor  elle muayene sonucu emin olmak için bazı testler istedi.
"Erva'nın yatışını onaylatın gelin."
Yasenna elindeki evrakları alıp hemşireleri Onkoloji bölümüne yatışını yaptırdı.
"Elada şimdi benim kardeşim kanser mi?

"Hiç bir şey belli değil, diyelim öyle tıp o  kadar gelişti ki inanılmaz ölen adamı diriltiyorlar. Gün doğmadan neler doğuyor böyle şeyler düşünme. Güzel düşünelim güzel olsun değil mi?
" Ama nasıl olsun güzel, Allah kahretsin beş parasız ortalıkta kalakaldık bir ekmek almaya paramız yok...
Kardeşim de kaybedersem dayanamam annem hiç dayanamaz." "Kendini topla sen Aysima ablanın kızısın, annen gibi güçlü olmalısın en azında annen seni öyle görmeli, seni böyle görüp de kadıncağız  senin içinde üzülmezsin."
      Aysima artık duyduğu hiçbir şeyi şaşırmıyor tepki vermiyordu. Sanki başına geleceklerden haberdar gibiydi.
" Annem biz geldik. "
Hemşirelere yatış dosyasını verdi. Hasta bakıcılarından ikinci kat yüz on beş  numaralı odaya çıkarmalarını istedi. Oda tek kişilik yatağın sağında, solunda   koltuklar vardı. Erva'nın kolunda serumlar uyuyordu. Tahlillerin sonucu çıkmış doktor  aile ile  konuşmak için yanına çağırmıştı. Yasenna annesini yalnız bırakmak istemedi. Eleda  Erva'nın yanında kalmıştı.
   Genç kız kapıyı   çalıp annesiyle birlikte içeri girdiler.

"Evet Aysima hanım gelin bakalım Erva  ne zamandır böyle?
" Üç aydır böyle doktora götürmeyi fırsatımız olmadı. "
" Evet zaten tahlillerin  sonucu bunu gösteriyor. Üç ay büyük bir kayıp değil zor bir süreç bizi bekliyor. Sabırlı olmalıyız. Yasenna dayanamayıp dayanamayıp konuştu. "Hocam açık konuşun lütfen neden sabırlı olmalıyız?
" Bak kızım küçüğümüz Lösemi diğer bir deyimle {kan kanseri} 'ne yakalanmış. Tedavisi mümkün mü evet mümkün iyi bir beslenme ve tedavi güzel sonuçlar elde edebiliriz. Baktık olmadı ilik nakli yaparız bu süreçte moraller yüksek tutulmalı ve güçlü durmalıyız. "
   Yasenna' nın yıkıldığı andı. Annesine baktı gözleri tepkisiz dinliyordu.  Ağlaması yoktu bu durum onu korkutmuştu.

" Erva birkaç gün bizim misafirimiz olsun. "
" Çıkabilir miyiz ? 
"Tabii ki..."
"Gel anneciğim çıkalım."
Kolundan tutup dışarıya  çıkardı. Yavaş adımlarla Elvan'nın odasına doğru ilerlediler.

Beklenmeyen günler gelip çatmıştı. Sessiz fırtına dalgaları kıyıya sert olmaya başlamıştı.
Bir anne bir evlat orada kalan hayat... Bir anne vardır bir de anne, ikisi aynı kelime farklı kavram.⏳

İlerleyen bölümlerde çaresiz annenin feryadına şahit olacaksınız...

        AHENK 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin