Sözünü bitirip dışarıda yağan sağanak yağmura baktı. Camı ıslatan yağmur damlacıkları yüreğini akan gözyaşları gibi damla damla süzülüp gidiyordu. Çiçekçi kız ıslanmış üşüyen kedi yavrusu gibi titriyor, soğuk içine düşmüştü. Soğukla arası yoktu. Sonbahar mevsimini seviyor, yağan yağmurda ıslanmak hoşuna gidiyordu. Gözde arkadaşına dönüp elini tuttu
"Çok mu üşüyorsun arkadaşım hasta olmadan eve git istersen, sen kediler gibi ağustos ayında bir gün ısınıyorsun sıcak geçen günlerde bile yorganla sarılıp yatan insansın."
"Dalga geçme lütfen bildiğin gibi değil, çok üşüyorum "demeye kalmadı
dört kara gölgeli adam içeriye girdi.
Hal ve hareketlerine dikkat çekiyor, oturma şekilleri, bakışları bir tuhaftı. Aysima çantasını arabada unutmuş, Alparslan fark edip geri döndü. Gelen kara gölgeli adamlardan biri Gözde'ye doğru yürüdü.
"Güzelim öyle korku filmi izler gibi bakma çay içmeye geldik. Çay servisini yap bize."
Dozunu kaçırıp yaklaştı. Elini yüzüne dokundu;
" Çek elini şerefsiz! defolup gidin size falan yok.
Cebinden çakıyı çıkartıp açtı.
" Sen şimdi bana kafa mı tutuyorsun? Güzelim istersem sen şuracıkta benim olursun. Dışarıdaki esnafa fazla güvenme hepsi birbirinden ödlek. "
Arkadaşından biri alay eder gibi; "Yazıktır kıyamam ya çok korktu."
Hepsi bir garip giyinmişti. Bol zincirli pantolon üzerinden Sweat girmiş kot ceket vardı. Dışarıda duran motor bisikletlere bakılınca zengin, şımarık, çocuklara benziyorlardı.
Genç işi birazcık daha abartmış Gözde'nin kolundan tutup kendine doğru çekti. Öpünce çocukluğundaki tecavüz aklına geldi. Ne olduğunu bile bilmeden yapılan cinsel saldırı, sadece canının yandığını on yaşındaki bir çocuğa söylenmeyecek sözler... Tekmeleyip kendinden uzaklaştırdı. Arkasından gelen bir tokat. Gözde eli ile dudaklarını defalarca sildi. Aynı nefes aynı koku aynı işlem. Rızası olmadan dokunulmasını hazmedemedi.
Kendini kaybetti bağırmaya başladı.
"Sizde erkekler hep aynısınız, iğrençsiniz hayvan bile diyemem hayvan kadar değerli değilsiniz." Demeye kalmadı yüzüne sert bir tokat geldi. Öylece yere düştüm. Aysima olanlara daha fazla seyirci kalamadı. Her şeyi ani olup gelişmişti oturduğu sandalyeyi alıp arkadaşına dokunan gence vurdu. Genç yere serildi.
" Bir bayanı dokunmadan önce on kere düşünüp bir kere dokunacaksın."
Sandalyeden kalkan arkadaşlarını sert bir dille uyardı. Yerden ayağa kalktı.
"Sakın karışmayın iki bayanla baş edemedi dedirtmem kendime. Bana iyi bak, her aynaya bakınca yüzündeki çiziği görünce beni hatırlayacaksın. Alparslan çiçekçi kızın dükkanına gelmişti. Fakat çiçekçi kız yoktu. Kafedeki seslere doğru yürüdü. Kafeden içeriye bakınca kanı donmuştu. Gözde dudağındaki kanayan yarası ile yerde, sevdiği kıza bıçak çekilmiş, masanın etrafına oturan üç tane genç gülerek alkışlayarak eğleniyorlardı. Tam içeriye girerken tanımadığı adam kolundan tutup engel olmaya çalıştı.
"Bunları biz tanıyoruz her ay bizden haraç alırlar, biz kaç defa polise gittik. Her defasında ellerini kollarını sallayarak çıktılar. Babaları kuvvetli bu aksayan ayakla onlara gücün yetmez."
"Ne yani yaptıkları yarınlarına kar mı kalacak? Ne olduğunu bilmez çapulculara meydanı boş mı bırakacağız?
"Polis haber verdik onlar halletsin işlerini."
Sözlerini aldırış etmeden içeriye daldı. Arkasından seslendi.
"Canına susamışsan ne halin varsa gör."[Kadere her zaman razı gelinmez.
Bir şerefsizlik varsa karşısında güçlü durmalısın.
Eğilmeyecek boyunun, bükülmeyecek bileğin.
Meydanı boş bırakıp gitmeyeceksin, bir haksızlık varsa sessiz kalmayacaksın.
Çünkü sessiz kalmak ses çıkaran kadar suçludur.
Suçlu olmayacaksın.
Hz İbrahim(A. S) ateşte yanarken, karıncalar su taşıyormuş. Karıncalara sorulmuş ne yapıyorsunuz?
Sizin getirdiğiniz su ile bu ateş söner mi diye,
Karınca cevap vermiş, sönmezse bile en azından hangi tarafta durduğum belli olur demiş.
Tarafını mazlumun yanından kullanarak belli edeceksin.]Evet arkadaşlar bölüm hakkında düşüncelerinizi yorumlayınız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHENK 🦋
Fiksi Umum"Anne nasıl yaptın bunu nasıl? " Sana anne demeye bile utanıyorum. Sen babamın aşkına ihanet ettin. Her gece başka bir erkekle resmen kendini satıyorsun " " Kes sesini benden utanıyorsun öylemi. Kardeşin hasta ve nefes almasını istiyorum. Çıktığı he...