"Ne ne söyledin sen?
" Duydun işte oğlum senden nefret ediyor, bilmiyorum şimdi nerede ne halt ediyor. Eminim ki bir çöplükte geberip gitmiştir. "
" Allah seni kahretsin... "
Bir anda olundu bilinmez. Sibel arkadaşların elinden kurtulup can alıcı dişi aslan gibi saldırdı. Uzun tırnaklarıyla yüzünü tırmaladı. Korumaları Sibel'i tutup yere fırlattı. Patron belindeki silahı çıkarıp;
" Seni bana parayla mı verdiler kahpe." Belindeki silaha sarıldı .Gözleri yerinde fırlamış, öfkesi nefesine karışmış ,silahı Sibel'e doğrultmuştu. Olayın tam ortasında kalan Aysima elini uzatıp;
" Sakın dur yapma," demeye kalmadı silah patladı. Herkes korkuyla birbirlerine bakıyor, koyun sürüsü gibi sağa sola koşuşturmacalar başlamıştı. Aysima Sibel'i kucağına yığılmıştı. Yakın mesafe iki kurşun karnına isabet etmişti. Aysima Sibel'e baktı.
"Adsız..."
" Sen oğlumu gördün mü?
Nasıl nerede gördün iyimi, benden nefret ediyor mu?
Canavarın söyledikleri doğru mu?
Söyle canım söyle, özlemim bitsin hasreti beni benden aldı."
Zor konuşuyordu. Deniz mavisi gözlerinden son kes yaş süzüldü Ağzından kanlar gelmeye başlamıştı. Bütün gücünü toplayıp bir solukta:
" Adsız öldü Sibel öldü... "
Son nefesi Sibel'in kucağında vermişti. Kanlı ellerle kendi kendine konuşmaya başladı.
" Adsız benim oğlum ölmüş olamaz. Ben yavruma doyamadım. Kucağına alıp kokusunu içime çekmeden, bütün gerçekleri öğrenmeden ölmüş olamaz. Hayır hayır kabul etmiyorum."
Aklı dengesini kaybetmiş gibi konuşuyor, gülücükler atıyordu. Arkadaşları acı hayatın hikayesinde göz yaşlarına boğulmuştu. Sibel'in gözü korumaların belindeki silaha takıldı.
" Benim yavrum küçücük bendenle toprak olmuşsa eğer sana yaşamak yakışmaz. "
" Deli kadın ne mırıldanıyorsun. Layığını buldun geriye kalan günahlarını akıl hastanesinde geçireceksin."
Telefonunu eline alıp tuşlara bastı. Sibel yavaşça Aysima' yı yere bırakıp korumaya yaklaşıp belindeki silahı çekip;
" Geber seni pislik!
Elindeki silah peş peşe patladı. Dört tane kurşunla koca heybetli beden boylu boyunca kanlar içinde yere uzandı.
" Benim yaşama sebebim kalmadı." Korumaları genç kadına dönerek ateş yağmuruna tutuldu. Vücudu delik deşik olan Sibel hayata gülümseyerek veda etti. Her şey öyle hızlı gelişmişti ki neler olup bitti kimse anlamadı.
Sözün bittiği yerdeydi. Güçlünün güçsüze uyguladı şiddet, yalanla solan hayatlar bitmişti. Umutla çıkılan yolculuklar son bulmuştu. Geriye kalan koca bir dünya, içinde kaybolan hayatlar.
Altay Mavi Kelebeğe doğru sessizce yaklaştı. Güzel kızı göz hapsine almıştı. Elini uzattı uzun saçlarına dokunmak istese de cesareti de yoktu. Yasenna eve gitmek için döndüğüne bir cisme çarptı. Başını kaldırıp baktığında en son görmek istediği insan karşısında duruyordu. "Senin hastanede ne işin var." "Neden gelemez miyim, hastaneme gelmek için senden izin mi istemeliyim."
"Nasıl yani?
" Hastane babamın tek veliahdıyım babamın bütün mal varlığına bana aittir. Senden izin istemek saçmalık olur. "
" Anlamadığım hangi yüzle karşıma çıkabiliyorsun. Hastanene kuruşu kuruşuna ödeme yapıyoruz. Burnun yere düşse kibrinden eğilip almayacaksın. Sevgisiz, aile değerlerinden mahrum büyüyen, etrafına sahte gülücükler atan adam gibi dostu olmayan insansın. Elindeki para, zengin hayatın insanlara sunmuş okuduğun keyifli yaşamın olmasa kimse dönüp yüzüne bakmaz. Sadece acıyorum sana."
Genç kız delikanlının inanılmaz damarına basmıştı. Yanında rüzgar gibi geçerken, kendini yerle bir eder karayelin kolundan tuttu.
" Yok öyle bir dünya...
Kendinden büyük konuşup gidebileceğini düşünmüyorsundur dimi. Yapmış olduğun densizliğinde bir bedeli olmalı."
"Bırak dedim."
"Hayır Kül Kedisi beni dinleyeceksin. Düşündüm de sana bir teklif sunacağım."
"Senden gelecek hiçbir şey istemiyorum. Bak son kez diyorum bırak."
"Güzel bir teklif ikimiz de karla çıkacağız."
İttirip kendinden uzaklaştırdı. Yasenna'nın Altay'dan cani gibi kaçışı öfkesine oluyordu. Kül Kedisini zarar vermek mi asla aklından geçmezdi. Öfkesine yenik düşmüştü. Bileklerinden tutup duvara yasladı. "Demek ki tatlılıkla konuşulmasından anlamıyorsun o zaman senin anlayacağın dilden konuşacağım. Yüzüme bak sesini yükselti. Yasenna yüzüme bak!
Zeytin Karası gözleriyle sesin sahibine baktı. Delikanlı ne istediğinden emindi. Altay kararlı bir şekilde konuşmaya başladı.
"Anneni bataklıktan, kardeşini bu hastalıktan kurtarmak istiyor musun? Güzel gözlerine bakıyor onu bu konuşma nereye gideceğini biliyordu.
"Sana bir soru sordum cevap ver. Külkedisi konuşmamakta kararlıydı. Konuşmak istemiyorsun demek. Benimle sadece bir gece geçirmeni istiyorum. Sonra annen özgür kardeşine gereken kemik ilik nakli yapılmış herkes mutlu sen mutlu ben...
" Evet sen ne!
"Ben bende istediğim almış olacağım. Hiç kimse bana hayır demez diyemez."⏳Gerçekler gün yüzüne çıkıyor, Bildiğimiz her doğru doğru olmayabilir. Anlamak için bazen toprağı kazır gibi kazanmak gerekir...⏳
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHENK 🦋
Ficción General"Anne nasıl yaptın bunu nasıl? " Sana anne demeye bile utanıyorum. Sen babamın aşkına ihanet ettin. Her gece başka bir erkekle resmen kendini satıyorsun " " Kes sesini benden utanıyorsun öylemi. Kardeşin hasta ve nefes almasını istiyorum. Çıktığı he...