🌚Gezegen🌒

53 4 0
                                    

    " Oy küçüğüm benim neden neden neden? İçim yanıyor anlam veremiyorum. Bu dünya bütün evreni ve gezegenleri sığdırmış ama biz dünyamıza çocuklarımızı sığdıramıyoruz. Oysa ki o ev çocuk varsa güzelleşir. Her doğuran anne olamıyor, sokakta köpekler doğuruyor nasıl da yavrusuna sahip çıkıyor. Güya hayvan deyip geçeriz ama Adsız'ın annesi söylemeye dilim bile varmıyor. "
" Evet canım her  doğuran anne olamıyor, senin içindeki acıyı anlayabiliyorum. Kolaysa gel de biraz da buradan bakalım. Sen herkesin kovduğu çocuğun karnını doyurdun derdini dinledin. Belki de hiç kimseye anlatamadığın dertlerini. "
" Ya anlatamadıkları  onlar ne olacak peki. "

" Kendi ile beraber toprağa gömüldüğü. Bunu söylemek benim için de kolay değil fakat bazı gerçekler var, geç kalınabilen ve de öylece üzerine toprak örtülür. Sen üzerine düşeni yaptın eminim hayatına, yanına bile alır kendinle birlikte yaşamasını teklife derdin. "
" Ne çare ölümüne engel olamadım garibimin. "
" Tamam ağlamak istiyorsun ağla ama kendini suçlama. Bizler duyarsız bir insan olduk çıktık. Bunun önüne geçemiyoruz maalesef ki bu dünya sadece bizimmiş gibi yaşıyor, yaşamaya da devam ediyoruz. Nerede kim ne zaman dur der bilemem. "
" Ben bu dünyanın tövbe tövbe kötü söyletme bana hayat... "
" Kuzum saat üç olmuş  yavaş yavaş akşam saati geliyor toparlan istersen."
" Haklısın galiba eve gitsem iyi olacak."
" Ben de sana yardım edeyim." "Teşekkür ederim."

        Rafta çiçek kalmamıştı. Boş rafı Gözde dükkana bıraktı. Aysima yerdeki çöp olan çiçekçileri poşete koyup çöpe attı. Dükkanın önünü temizledi. Alparslan randevusuna hazırlık yapıyordu. Gözlerden uzak sahil kenarına bir masa koydurmuştu. Masanın etrafına beyaz kurdele bağlamış üzerine çiçekçi kızdan aldığı Beyaz gülleri yerleştirmişti. Aslında daha göze hitap eden bir gece olabilirdi görkemli abartılı. Öyle olsun istemedi kendilerine   kumsala vuran dalgalar eşlik etsin istiyordu. Üzerine siyah gömlek, beyaz dar keten pantolon giymiş, saçlarını açık  bırakmaktansa toplamayı tercih etmişti. Yüz hatları daha net, çekiciliği apaçık ortaya çıkmıştı.
     Ela gözler tatlı bakıyordu. Gömleğin düğmeleri açık, saatler geçmek bilmiyordu. Her şey  eksiksiz olsun istiyor işini şansa bırakılmayı asla sevmezdi. Yirmi ikili yaşlarda bir gençle çiçekçi kıza mesaj göndermişti.
"Arayalım bakalım mesaj yerine ulaştır mı?
Evet çalıyor Aç artık şu telefonu!" "Efendim abi;"
"Ne yaptın emaneti verdin mi?

" Şimdi dükkanın kapısındayım abi bu işi olmuş bil... "
" Tamam koçum. "telefonu kapattı." Çiçekçi kız. "
" Evet benim. "
Tam da dükkandan çıkarken yakalanmıştı.
" Bu gül size... "
" Kimden? "

" Bilmiyorum üzerinde yazar mutlaka ."Gülü alıp ;teşekkür ederim, zarfı açtı, "Merhaba güzel kız  kayalıklarda ki sahilde seni bekliyor olacağım, daha fazla bekletme Alparslan:"
"Tatlım senin ki  iş başında git hazırlan daha fazla bekletme."   
        Gülerek arkadaşını öperek eve gönderdi. Aysima'nın bugünkü olaydan sonra tadı tuzu kalmamıştı. Eve gidip kendini yatağa atmak istiyor, kalbini yerinden söken adamı ekeceği aklına gelmezdi. Masum bir çocuğun ölümü içine oturmuştu. Yürüyerek eve doğru yol aldı. Kaldırımdaki ufaklı  taşlara ayağını vura vura yol bitmişti. Eve gelip çantasını askıya astı. Üst kata çıkıp kıyafetlerini çıkartıp duşunu  aldıktan sonra yatağın üzerine oturdu.
     Bir müddet sessizliği dinledi. Atsız'ın annesi neredeydi.
"Şimdi tercihinde mutlu mu olmuştu?
Ya çocuğunu bir anne hiç mi özlenmez aramaz. Kader büyüklüğü onu karşıma çıkarsa keşke."

***Evet bir gün kader karşısında çıkaracak,

Ama ikisi de aynı şartlarda olacak, Çocuğunu uğuruna terk ettiği adam. . Yakında sıcak gelişmeler olacak, ama nasıl.... Yorumlarınızı bekliyorum beğeni yapmayı unutmayın lütfen.***

        AHENK 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin