Bir Kahve🍮

18 2 0
                                    

  Annesine babasına duyduğu özlemle sarıldı. 
"Bilekliğin parasını borçları harcasak olmaz mı?
Bakkalcıyı hiç gözüm tutmadı. Aldıklarımız birkaç gün idare eder sonrası anne, kardeşime nasıl bakacağız ya ilaç tedavisi mümkün olmazsa .İlik  nakli gerekirse ihtiyaçlarımız artacak."
"Bir  şekilde bulacağız kızım. Yarını düşünmek istemiyorum, düşündükçe nefes almanın ne kadar zor olduğunu  görüyorum. Öyle de zaten, dünyanın çivisi çıkmış insanlar gücünün yettiğine yürüyorlar."
    Aradan üç gün geçmiş  Erva hastaneden çıkmıştı. Eve gelmişler, elektrik sobayı yakıp miniğin yatmış olduğu koltuğun karşısına yerleştirmişlerdi.  Aysima mutfağa girince yemek yapabilecek bir sebzelerin olmadığını fark etti. "Allah'ım beni bu sınavdan yara almadan geçmem nasip et."
Yumurta haşlayıp çorba yaptı. Yanına beyaz peynir birkaç tane zeytin bir tepsiye hazırlayıp Erva'nın yanına otur. Yedirmeye başlayıp çorbasında iki kaşık alıp bıraktı.
"Anneciğim bu kadarı yeterli artık benim canım istemiyor."
"Canın ne istiyor söyle onu yapayım." Evde yok ki... "
" Evde olmaya nedir kızım. "
" Köfte annem, babam gelirken getirse olur mu?
     İçi doldu ağlamamak için kendini zor tuttu. Saçını okşayıp ;
"Sen uyu uyandığına köfte gelecek yavrum."
O esnada kapı çalındı. Yasenna kapıyı açtı gelen Eleda'idi.
"Hadi  güzelim üniversiteye. Aysima abla evine  hoş geldin."
"Aysima kendini  tutamamış  ağlamıştı.
" Ne oldu Aysima Abla neden ağlıyorsun.?
"Hiç hadi  bakalım yolcu yolunda gerek siz üniversiteye."
" Güzellik ne oldu anlatır mısın?
" Canım köfte çekmiş malum durumumuz ortada. "
Eleda cebinden paraya çıkartıp uzattı.
" Esnaflar kadın düşmana olmuşlar, çaresizlikten faydalanırlar. Hele kasabın acıma duygusu yoktur."
"Hayır kabul edemem bugün senden aldık yarın ne olacak."
"Ablacığım yarına Allah kerim be." "Haydi canım biz gidelim okulumuza."
     İki genç okula doğru ilerlediler. Üniversiteye gitmek için iki dolmuş değiştirmeleri gerekiyordu. Üniversite oldukça büyüktü.
"İşte geldik yeni okuluna, yeni hayatına hoş geldin."
İçeriye girip  Eleda  okulu gezdirdi. Okulun kafeteryası alt kattaydı İçeceklerini alıp masada oturup yudumlamaya başladılar. Çaylar bitmişti.
"Eleda kalkalım mı?
" Tamam ama  heyecan yaptın hayırdır."
" Bilmiyorum bende. "
Sandalyesinde kalktı arkasına bakmadan yürürken karşısında kahve elinde delikanlıya çarptı. Kahve üzerine döküldü kıyafetleri ıslanan genç sinirli bir şekilde konuştu.
" Önüne baksana kızım, yürümesini yeni mi öğreniyorsan burada ne işin var. "
" Ben öneme bakıyorsam sen nereye bakıyorsun peki."
"Dilde pabuç kadar, yenisin galiba o yüzden cahilliğine veriyorum. Benim kim olduğumu bilseydin, benimle bu şekilde konuşma cüretinde bulunamazdın."
" Kim sen kimsin kimliğin benim için önemi yok."
"Bana bak seni burada barındırmam haberin olsun."
"İşine bak yoluna git."
     Eleda kolundan tutup  yana çekip konuşmaya başladı.
"Yasenna ne  yapıyorsun sen!
Bu okulunun sahibinin oğlu...  Şımarık ve kaprisleri ile tanınıyor herkes onunla geçirmek ister. Mümkün olduğunca uzak durmaya çalış. Bu okulu sana  cehenneme çevirir farkında olamazsın."
"Nasıl yani okulda bir nevi terör estirecek yani öyle mi?
" Sen uzak dur kim ne yaparsa yapsın."
"Altay hayırdır ne iş."
"Dalgın ve güzel bir kızın eseri."
"Seni tersledi o güzel kız farkındasın  değil mi?
" Güzele  bu okulu zindan ederim geri dönecek yüzü bulamaz, sen de bunu biliyorsun. Daha önce de yaptım geri dönen de olmadı. "
" Uğraşacağım diyorsun yani." "Kerem can damarıma basma diyorum."
"Var mısın iddiaya  "
Varım nesine?
"Senin spor arabana..."
"İzmir'deki  yazlığını istiyorum." "Kabul mu Kerem can."
"Kabul çok eğleneceğiz çok..."

⏳Bazı aşklar rastlantıdan başlar.
Bir kahve ile biter.
Bir bakıştır seni eriten, bir sözdür  şeyi bitirelim...⏳

        AHENK 🦋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin