🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Arkadaşlar çok az da olsa, büyükler için uygun küçükler için uygun olmayan yerler yazdım.
Lütfen okumadan önce iyi düşünün.
Ben hikâyelerimde +18 sahneler yazmayı çok sevmiyorum ve uygun bulmuyorum ahlâki açıdan...Sadece karı ve koca arasında ki şeyi hissettirmek için yüzeysel olarak yazıyorum.
Bu hikâyemde de azda olsa yazmamın sebebi Hicran'ın duygularını ve korkularını daha iyi anlata bilmek için yazdım.Yoksa Hicran'ın bu geceye özel duygularını aktaramaz ve hissettiremezdim sizlere.
Çünkü Hicran, daha hem küçük hem de bu tarz şeylere aklı ermeyen bir kız.Eski insanların zihinleri fikirleri
bakirmiş arkadaşlar...
Şimdi ki gibi sosyal medyalardan televizyonlardan her şeyi gören bilen insanlar değillermiş.
Varlıkla yoklukla sadece çalışarak ve mücadeleyle geçmiş hayatları.Hicran'ın da dediği gibi ancak büyükleri bir şey anlatırsa evlenecek kızlara o kadarmış işte....
Her şeyi yaşayarak öğreniyorlarmış.
Hicran'ın da hiç öyle anlatacak kimsesi olmayınca, Hicran için çok zor bir gece oldu.Gerçek hayatta, esinlenerek Hicran karakteri olarak yazdığım kişi 17 yaşından daha da küçükmüş ama ben yine de dayanamayıp 17 yaptım yaşını.
Çünkü daha küçük yazsaydım hepimiz daha fazla üzülürdük...Ben bilince daha çok kötü oluyorum yazarken...😔😔🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺
Çok karışık duygular içindeydim. Çaresizliğin pençesinde olduğum yetmezmiş gibi, çokta tecrübesizdim.
Ben ne yapacağımı bilemiyordum.
Hiç kimse bana, bu geceyle ilgili bir bilgi vermemişti.
Bağda, bahçede evli kadınlar üstü kapalı bir kaç espiri yaparlardı. Yeni evli ve evlenecek olan genç kızlara...Onları da utancımdan dinlememek için uzaklaşıyordum. Şimdi" keşke azda olsa dinleseymişim "diyorum.
Böyle bir evliliğimin olacağını, kimsesiz ve çaresiz olacağımı bilseydim utansam da dinlerdim,
az da olsa.
İnsan bilmediğinden korkarmış, bende öyleydim işte.Bu geceye ait tek bildiğim çok acı verecek olmasıydı.
Onu da yine Cihangir beyden öğrenmiştim. Bir keresinde bana kızınca " sana öyle şeyler yaparım ki şu yatakta Hicran. Acı içinde kıvranırsın da kaç gün kendine gelmezsin..." demişti bu odada...Kaçmıştım kaç gün boyunca O'ndan bu dediği şeyden sonra.
Ama şimdi kaçışım yoktu artık.Cahildim, toydum, bu koskocaman heybetli, iri yarı beyin karşısında.
Adam açık açık söylemişti, kadınlarla eğlence içinde olduğunu.
Benim gibi acemi, bu geceyle ilgili hiç bir bilgiye sahip olmayan ve çekingen, içine kapanık bir kız için bu adam şu anda dehşet verici bir şekilde korkutucuydu.Ben bu adamı o film aktrisleriyle birllikte mahrem bir halde uzaktan az da olsa gözüme çarptığı için, gördüğüm yerde kaçıyordum korkumdan...
İşine bile gitmiyordum...
Şimdi O'na kadınlık yapacaktım.
Aylardır benden istediği şeyleri...Bildiğim kadarıyla, evlenen kızlara anaları veya ablaları, yengeleri yada evli bir yakını bu geceyle ilgili az da olsa bilgi ve nasihatler ederdi.
Benim anamın hiç böyle bir fırsatı olmamıştı.
Ablam yoktu. Yenge dediğim kişi hayatımı karartmıştı yalanlarıyla...Nikâh kıyıldıktan sonra Gül ablaya veya Betül ablaya az da olsa sormak istemiştim " benim hiç bir bilgim yok bu geceyle ilgili. Ne yapmalıyım nasıl davranmalıyım...?" diye ama utanmıştım.
Kaç kez niyetlensem de soramamıştım. Normalde bile konuşurken çekinen benim için bunları dile getirmek deveye hendek atlatmak kadar zor bir şeydi.
Hatta belki daha da zordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
Tiểu Thuyết ChungNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...