🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Cihangir beyden...
Hicran'ım düşük tehlikesini yaşayalı
tam beş hafta olmuştu. Ve Kuşadası'nda ki evdeydik...Bebeğimiz on iki haftalık yani üç aylık olmuştu...
Tam iki hafta boyunca Hicran'ım hastanede yatmıştı. Sonrasında da üç hafta evde yatmıştı.
Zorunlu ihtiyaçları dahilinde ayağa bile kalkmamıştı.
Çok büyük bir sabır göstermişti. Bu durumu da büyük bir olgunlukla göğüslemişti benim biricik karım.Namazlarını bile yatakta kılmıştı. Bu halinde bile ibadetlerini aksatmamak için büyük bir mücadele göstermişti.
Fadime ana da bir an olsun yanından ayrılmamıştı. Ezgi ve Bilal, Safiye teyze, Zafer amca, Muhammed hoca ve çocukları, İsmail'de günlük olarak ziyaretimize gelmişlerdi.Hamza, dedem ve ninem de gelmişlerdi. Üçünün de en başından beri benim tüm plânlarımdan haberleri vardı. O'nlarda anam ve tayfasının uygun yollu bir derse ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlardı.
Ninem ve dedem, Hicran'ın hamile olduğuna o kadar mutlu olmuşlardı ki..." Ay parçası güzel gelimizi üzersen karşında bizi bulursun oğlum..." diye bana da güzel bir göz dağı vermişlerdi.Ben zaten Hicran'ımı bundan sonra artık bilerek ve isteyerek üzebilir miydim? Benim yüreğimde ki kara sevdayı tam olarak görebilseler anlarlardı bunu...
Hicran'ım halen daha bana kırgındı.
Öyle bağırıp çağırarak tepkiler vermiyordu. Ama çok mahsundu yine her zaman olduğu gibi... Bu hali ve tavrı beni daha fazla yaralıyordu.Ağzından tek bir kelam alabilmek için, gözlerimin içine bakması için akla karayı seçiyordum...
Aramızda ki bu mesafe beni mahvediyordu...
Kırılmıştı bana, benim güzel hatunum. Yavrumuzun bu hale gelmesi O'nu iyice korkutmuştu.
Analık ayrı bir yakışmıştı benim küçüğüme... Daha şimdiden böyle bir ana olduysa, doğurunca nasıl olacaktı kim bilir...Düşüncesi bile beni mesut ediyordu Hicran'ım ve yavrularım...Hicran'ım beş haftadır benden ayrı yatıyordu. Fadime ana da her ihtimale karşı yanında yatırıyordu.
Bu zorunlu ayrılık bana çok zor geliyordu. Alışmışım ben O'nun o güzel kokusuna ve teninin sıcaklığına...Olamıyordum O'nsuz...
Gündüzleri de işe gitmek zorunda kalıyordum...Zaten aldığı düşük önleyici ilaçlardan dolayı Hicran'ım da genellikle uyuyordu. Şöyle kucaklar dolusu sarılmayı da özlemiştim.Fadime ana durumumu fark edince bazen bizi yalnız bırakıyordu. Sarılıp öpüyordum ama Hicran'ım bana karşı mesafeliydi...Karşı koymuyordu ama olmuyordu bu kadarı bana yetmiyordu. Ben O'nun bana olan ilgisini geriye istiyordum.
Ben yine de buna bile şükrediyordum. Çünkü karım ve yavrum yanımdaydı. Ya ikisini de kaybetmiş olsaydım ne yapardım şimdi?Bugün yine doktor kontrolümüz vardı. Doktor hanım" düşük riskinin geçtiğini ancak yine de çok dikkatli olmamız" konusunda bizi bayağı uyarmıştı.
Bu beş haftada anam ve tayfasına
" işim var..." demiştim.
O'nlarda kabul etmişlerdi. Güya beni kızdırıp vazgeçmemden korkuyorlardı. O kadar zor dayanıyordum ki hepsine ama yaptıklarını yanlarına kâr koymayacaktım.Bugün artık planlarımı uygulamaya koymaya başlayacaktım.
Artık ne bekleyecek tahammülüm ne de sabrım kalmıştı.
Fadime ana şimdiden hazırlıklara başlamıştı. Ezgi ve Safiye teyze de yardım ediyorlardı.
Evde hummalı bir çalışma vardı.
Hicran'ım da canının tezliğinden dolayı yardım etmek istemişti.Fadime ana " olmaz kızım sen dinlen " dedi ama Hicran'ım " ana tam beş haftadır yatmaktan iyice bir hoş oldum. Kendimi yormadan yardım edeyim..." dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/287781759-288-k200716.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
Ficción GeneralNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...