🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
Arkadaşlar bu aralar yorumlarınıza dönemedim kusuruma bakmayın lütfen... Inanın ancak bölüm yazabiliyorum...Ama yorumlarınızı tek tek okuyorum. Hepinizden Allah razı olsun sizinde yüreğinize sağlık...
Yorumlarınızı okuyunca mutlu oluyorum ve zar zor da olsa yazmak istiyorum sizleri beklemesin diye...
En kısa zamanda dönüş yaparım inşallah...🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Nihayet gelin alma günü de gelmişti.
Upuzun konvoylarla Emine hanımların evine doğru yola çıkmıştık...Cihangir beyin arabasında ben ve Güler, Hamza abi, Ezgi abla birlikte gidiyorduk.
Bilal abinin arabası gelin arabası olmuştu...
Kız tarafının evinin önün de dağıtılan şerbetler içildikten sonra dualar edildi. Narin ve Veysel abi aile büyüklerinin elini öpüyorlardı.Arkadan konuşmalar duyuluyordu.
" Şu siyah başörtülü ve siyah pardesülü olan Cihangir beyin karısıymış...Akşam kınada gördük bizde..." diye görenler görmeyenlere anlatıyordu.Cihangir beyde duymuştu. Kaşlarını çatarak konuşulanları dinliyordu.
" Bayağı da küçükmüş...Ama yakışmışlar..." dedi bir kadın.Cihangir bey bana bakarak ve kulağıma doğru eğrilerek" en kısa zamanda biraz kilo almaya bak karıcığım. 102 kiloluk kocanın yanında 52 kiloyla küçücük kalıyorsun, hoş zaten yaşında küçük ama...Allah korusun ama geçen akşam ki gibi bir vukuat daha yaşanırsa bu defa beni kimse tutamaz. Ve neler olur bilemem...! Sakın yanlış anlama Hicran'ım senin hiç bir suçun yok. Ama halen daha elim ayağım titriyor aklımdan çıkmıyor..." dedi sinirli bir şekilde.
Utanarak başımı önüme eğdim. Ağzımı dahi açmamıştım. Elini elime kenetleyerek " biz seninle böyle duralım en iyisi de benim olduğunu herkesler görsün ve bilsin..." dedi bana göz kırparak.
Güler ve Gül abla, Ezgi abla, Betül abla bize bakıp bakıp gülüyorlardı.
Gelin arabasına gelin ve damat bindikten sonra doğruca çiftlik evimize doğru yola çıktık.******
Bahçede yapılan takı töreninden sonra nikah memuru da gelmişti.
Resmi nikah kıyılırken Esma hanım, Gülizar abla, Emine hanım ve kızları bana bakıyorlardı gülerek.
Bana niye bakıyorlardı ki? Ben kendimi hiç kimseyle kıyaslamam ki...
Narin'i kıskandığımı sanıyorlar sanırım...Bilmedikleri şeyse herkes kendi kaderini yaşardı.Düne kadar üzülüyordum resmi nikâhımızın olup olmayacağını bilemediğim için.
Ama Cihangir bey dün " güven ve inan bana. Herşeyi yoluna koyacağım..." dediği için içim rahat.
Eminim ki en kısa zamanda kıyacak resmi nikâhımızı...Ben zaten daha da bir şey istemem artık...Benim evlilik kaderim buymuş. Rabbim bundan sonra artık daimi mutluluk ve huzur versin. Önemli olan anlı şanlı düğünle evlenmek değil. Evliliğinin devamını güzel bir şekilde sürdüre bilmek. Herşeye rağmen yuvanı dimdik ayakta tutabilmek...
Ben de isterdim elbette bir gelinlik giymeyi, bir kınam olmasını ama ne yapayım...Resmi nikahta kıyıldıktan sonra gelenek ve görenekler yerine getirildi. Ve Narin eve girdi nihayet...
Misafirlerde dağıldı bir bir. Havada kararmak üzereydi.Cihangir bey " Hicran kendine bir kaç parça kıyafet al. Biz seninle bir yere gideceğiz..." dedi.
Esma hanım " hayırdır nereye gidiyorsunuz? Sen iyice alıştın Cihangir, karı sözünü tutmaya! " dedi.
Ne demekti bu yine? Benim hiç bir şeyden haberim dahi yokken...
Ben kocama " bir yere gidelim" demedim ki." Ana Hicran'ın da bilgisi dışında gideceğimiz yer...Hem karım da bana bir yere gitmek istediğini söyleyebilirdi. Bunda ne mahsuru var ki? Doğru dürüst bir yere mi çıkıyor Hicran?
Sende kızlarının birinin yanına git sabah erkenden gelirsin... Hamza ve Güler'de, Gül ablama gidecekler..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
General FictionNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...