Benden Habersiz Adım Bile /23

4.2K 426 205
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Arkadaşlar rica etsem satır aralarında duygu ve düşüncelerinizi bildirseniz.
Şayet zahmet olmazsa 🤗😍

Acil bir işim olduğu için düzenleyemeden atıyorum kusuruma bakmayın lütfen. Işim bitince düzenleyeceğim inşallah...

🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺

Bohçalar geldikten sonra, Esma hanım " bu konuyu derinlemesine konuşacağız Hicran...! Şimdi evde önemli misafirlerim var. Şanımızı şu neyidiği belirsizler yüzünden lekelemeyelim...
Zaten herkes konuşmaya başlamış.
Cihangir Bey karısını hiçbir yere
çıkarttırmıyormuş, kapatmış eve... diye. Bornova'da bile duydum bugün... Şimdi bir de bu olay patlak verirse iyice rezil olacağız. Ama bu bohça olayın altından çok büyük olaylar çıkacak Cihangir... Bugün bu kız evde yalnızdı..."dedi.

Cihangir Bey burnundan soluyarak
" elbette konuşacağız bu bohça olayını ana... Aylar sonra bu da ne demek oluyormuş konuşacağız?
Bey evine böyle bohçamı getirilirmiş? Ben birisinden bir şey mi istedim?
Bir duyan olsa ne der ana ? Sana daha önce de söylemiştim kesinlikle geriye bir şey gelmeyecek diye.
Üstelik Hamza'nın geldiği güne nasıl denk gelmiş böyle bir şey? Görünce daha kötü olacak çocuk...!"

Kızgın soluklar alarak " O Mustafa neysede, Fadime ablaya yazık değil mi ? Kadıncağız üç kuruş için dağ bayır çalışıp duruyor...
Ne kadar o aileye kızsam da benim şanıma böyle bir şey yakışmaz.
Ben bu bohçaların içindekilerin parasını tek bir öğünde reestoranta bırakıyorum...
Sana da, Fadime ablaya da soracağım bunun hesabını... Ben yemek yemeyeceğim, rahatız etmeyin beni çalışacağım...!" dedi ve sinirle yukarıya çalışma odasına doğru merdivenleri çifter çifter çıkarak gitti.

Esma hanım ve Gülizar abla
" hesabını saracağız bunun...! Cihangir'le aramızı açmaya çalışıyorsun...!" diyerek salona gittiler.

Yanıp kül oluyordum dayanamıyordum artık yaşadıklarıma... Esma hanım kendisi değilmiş gibi aylardır bu bohça olayını başıma kakan yine tüm suçu bana attı... Hamza abinin bu olaydan uzak kalmasını ve duymamasını, daha fazla üzülmemesini diliyordum Rabbimden.
Cihangir bey beni mahvedecekti buna emindim... Bari Hamza abi üzülmesindi.

Elem dolu günlerimin yanında hasretim de çok fazlaydı ve inceden inceden tüketiyordu beni.
Anam, anacığım kapının önüne kadar gelmiş ama ne ben O'nu görebildim, ne de O beni görebildi.

Altı ay olacak anacığımı görmeyeli.
' Anam ' diye seslenmeyi çok özledim.
İçimden avazım çıktığı kadar ' anam anam ' diyorum. Ama ' anam' dedikten sonra, o ince ve güzel sesiyle ' söyle yavrum kuzum...' diyenim yok.

Bohçaları koklamak istedim belki anamın kokusu sinmiştir diye.
Baktım bohçalara özlemle.
Anamın gözleri değmiştir diye. Derin derin kokladım bohçaları, kokusu sinmiştir diye.
Elimi çekmek istemedim.
Ama mecburdum...
Hemen içeriye girip servise başladım. Sofranın başına sanki, kraliyet ailesi gibi kurulmuşlardı ve İzmir' in elit kesiminin dedikodularını yapıyorlardı.
" Kim hangi davette neyi giymiş. Kimin kızı kiminle evlenecekmiş... Kimin oğlu nerede hovardalık yapmış. Kim nereden hangi yazlığı almış... Kim saçını hangi renge boyatmış..." böyle böyle uzayıp gidiyordu.

Hamza abi başını bile kaldırmıyordu. Bende zaten bakamıyordum bile O'na. Ellerim titreye titreye hepsine servisini yaptıktan sonra, yemeğin üzerine çay ve tatlıları ,çerezleri de servis ettim.

Sabr-ı Sükut 5. Seri  ( Hicran ) TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin