🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki şiirle dinleyin isterseniz...
Hicran'ın okuduğu şiir...Arkadaşlar bu bölüm bu kitabı yazmamın sebebiydi...
Asıl anlatmak istediğim bu bölümün içindeydi...
Yazar yazmaz yüklemek istedim...
Umarım begenirsiniz...
Çünkü ben duygulanarak yazdım...
Bu bölümü yazabilmek için yorumlarınıza da dönemedim kusuruma bakmayın lütfen...
Inşallah yarın bu bölümde dönüş yapacağım...🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Cihangir beyden...
Hicran'la birlikte mezarlıktan çıktık.
Arabaya bindik, her babamın kabrine gelip gidişimde ki gibi yine yüreğim yangın yeriydi...
Gözlerimden durmadan yaşlar akıyordu. Birde anamın yaptıkları iyice psikolojikmen çökertmişti. Bir evlât için en zoru da anasının babasının saygınlığını kaybetmesiymiş... Resmen yalan üstüne yalan ekliyordu anam...Hicran'da benim ağlayışıma dayanamıyordu ve O'da ağlıyordu.
" Beyim arabayı bir kenara çekip park et biraz. Sen hiç iyi değilsin. Allah muhafaza kaza yapacağız..." dedi.Arabayı parkın önüne çekip direksiyona başımı dayayıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordum...
Dayanamıyordum artık bazı şeylere...
Hicran kollarımdan tutup kaldırmaya çalışıyordu.
" Yalvarırım kalk beyim..." diyordu.O'nu daha fazla üzmemek adına başımı kaldırdım. Çantasından çıkardığı ipek ve kenarı iğne oyalı beyaz mendiline gözyaşlarımı silerek
" senin için çok zor biliyorum beyim. Hele de Hakan baba gibi mertliğiyle, yiğitliğiyle nam salmış bir insan ve babanın yokluğu elbette yıkıcı olur...
Ben sana ağlama demem ama kendini heba edip Allah'a isyana dönüştürme acını..." dedi üzgün bir şekilde gözlerime bakarak." Ben babamı çok özlüyorum Hicran... Hasreti bitmiyor hiç bir zaman içimde...Onbeş yaşımda ayrılmıştım babamdan...
Doyamamıştım ben O'na...Kendi ellerimle indirdim ben babamı mezarına. Bedenim büyüktü ama ruhum küçüktü daha...
Babama layık bir evlat olabilmek için, son nefesinde emanet ettiği anama ve kardeşlerime en güzel şekilde sahip çıkabilmek için uğraşıp durdum..."" Ölüm bir yok oluş değil ki beyim. İnşallah ahrette yine kavuşacağız sevdiklerimizle...
Bak sana, ölümle ilgili Necip Fazıl Kısakürek'in şu şiirini okuyayım...🌺 Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;
Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!
O demde ki, perdeler kalkar,
perdeler iner,
Azrail’e hoş geldin, diyebilmek de hüner...O dem çocuklar gibi sevinçten zıplar mısın?
Toprağın altındaki saklambaçta var mısın?
Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var!Ufka bakarlar; ölüm uzakta mı uzakta...
Ve tabut bekler, suya inmek için kızakta...
Sultan olmak dilersen, tacı, sorgucu, unut!
Zafer araban senin, gıcırtılı bir tabut!🌺İşte beyim, üstad Necip Fazıl ölümdeki güzelliği görenlerden birisidir...Peygamber Efendimizin her yaptığı işin güzel olduğunu bilen şair, hükmünü en güzel şekilde vermiş...
' Demek ki ölüm güzel bir şey...
Ölüm güzel olmasaydı, ölmezdi Peygamber Efendimiz...demiş.
Hele ki şu cümle çok vurgulayıcı, 'önemli olan Azraile hoş geldin diyebilmek hüner...'demiş.
Beyim ölüm hak ve bundan kaçış yok. Önemli olan tertemiz Rabbimize kavuşa bilmek..." dedi o billur gibi sesiyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
General FictionNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...