Cihangir Bey Tutuklanıyor/79

3K 397 129
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Mutluluğa ulaşabilmek için takip edilecek bir yol yoktur. Çünkü hayatımız bazen farklı yollara doğru evrile bilir ve herşey bambaşka bir şekilde ilerlemeye başlar. Mesela iyi imkanlara sahipken bir anda kaybede de bilinir veya başka şeyler ortaya çıkabilir. Ve hayatın ister istemez değişir. O yüzden bana göre  mutluluğu takip edecek sabit bir yol yoktur.

Önemli olan, geçmişimizde yaşamış olduğumuz hayattan ve devam edecek olan hayatımızdan yeni deneyimlerimizin güzelliklerini ve önemini fark edip köşe bucak arayıp bularak mutluluğa çevirmemiz gerekiyor...
Yani mutluluğa, daima içinde bulunduğun imkanlar ve şartlar  dahilinde var olmaya çalışarak ve güçlü kalmaya çalışarak, yaşamından keyif almayı kendine hedef haline getirmekle ulaşabiliriz. Yoksa asla mutlu olamayız...

Mutluluk ummadığın zamanda tam herşey bitti artık dediğin bir anda  kendini gösterebilen soyut bir duygudur.
Ve küçücükte olsa mutluluğun varoluş nedenlerini bulmaya başlarsak, ufacık şeylerden tatmin olabilirsek kendini çoğaltır hatta, katlanarak artar. Ve her ne yaşarsan yaşa seni üzse bile derinden sarsamaz ve yıkamaz...

İşte bende aynen böyle yaşıyordum hayatımı.
Huzurlu ve mutlu geçen iki günlük  Kuşadası tatili sonrasında İzmir'e dönmüştük. Ve bir haftadır çiftlik evindeydik. Esma hanım ve Gülizar abla birde yeni gelin Narin üçlü bir grup olmuşlardı.

Ama şu kısacık bir haftalık zaman diliminde nasıl bir ilişkileri olduğuna akıl ve sır erdiremiyordum. Bir birlerini çok seviyor gibiler ama bir taraftanda birbirlerinin üzerinde hakimiyet kurmak için uğraşıyorlar gibiydiler...
Şayet suizan yapıyorsam Rabbim affetsin ama tam bir çıkar ilişkisi içindeydiler...
Birbirlerinin yüzüne gülüp, içlerinden farklı düşünüyorlar gibilerdi. Esma hanım ve Gülizar abla o kadar değildi ama Narin tamda öyle gibiydi.

" Günahını mı alıyorum acaba ?" Diye düşünürken, iki gün önce arka bahçede Veysel abiye saydırıp duruyordu karısı
" Veysel bu anan biraz bizi rahat bıraksın! Zifaf gecesi gününde bile evden gitmedi. Benim herşeyimi yönlendirmek istiyor. Ben sana daha önce de söylemiştim...! Ben böyle baskılara maruz kalamam...!Ben babamın evin de bile doğru dürüst iş güç yapmadım...! İstanbul'da okurken ablamın evin de kaldığım zamanda bile doğru dürüst iş güç yapmadım...! Annemim de, ablalarımın  da gündüzleri yardımcıları gelirdi eve...! Ben baskı altına girersem psikolojim kaldırmaz....diye!
Sende herşeyi kabul etmiştin. Hem burası bir bey evi, niye hizmetçi tutmuyor Cihangir abin?" Diyordu.

Kesinlikle böyle şeyleri duymak bile istemiyordum. Günahtı çünkü. Ama ben sofrada kalan ekmek kırıntılarını ve pilavları israf olmasın diye  toplayıp tavuklara ve hindilere, kazlara atmaya gitmiştim. Tamamen isteğim dışında duymuştum.
Zaten hemencecik oradan da uzaklaşmıştım.

Narin bir konuda çok haklıydı. O da Esma hanımın zifaf gecelerinde evden gitmemiş olması konusunda. Cihangir
" bu gece sende evden git ana " demişti.  Ama Esma hanım yine bildiğini okumuş demek ki.
Ama Narin hem böyle düşünüp hemde kocasına karşı açık açık konuşupta, Esma hanıma" anneciğim sen ne dersen ben onu yaparım... Sen bizim büyüğümüzsün..."diye niye söylüyordu ki?

Esma hanım ve Gülizar abla bana karşı yine aynı davranıyorlardı. Hatta eziyetlerinin dozu biraz daha artmıştı. Güya bana nispet yapmak için " Narin gibi gelin bizim için büyük bir ödül... Dillere destan güzellikte...
Yaptığımız düğünü ve taktığımız takılar bile dilden dile dolaşıyor...Ama her şeyin en güzelini hak ediyorsun..." diyorlardı.
Narin' de ilginç bir şekilde O'nları öve öve bitiremiyordu.

Sabr-ı Sükut 5. Seri  ( Hicran ) TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin