Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI

Beni Tanıyamamışlar Daha /48

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

Arkadaşlar rica etsem satır aralarında duygu ve düşüncelerinizi bildirseniz ve beğeni verseniz...☺🤗🤗☺

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Cihangir beyden...

Fabrikanın önünde ki sahil kenarına varınca, Meryem ve Kadir bağırıp çağırıyorlardı. Güvenilikler de
" davetiyeniz yok, kusura bakmayın ama Cihangir beyin kesin olarak talimatı var. Davetiyesiz kimsenin girmemesi için... Bir sürü iş adamı ve ailesi olacak burada. Böyle bir riski göze alamayız..." diyorlardı ama ikiside anlamıyor olay çıkartıyorlardı.

Meryem bağırarak " ben koskocaman beyler beyi Cihangir Ferman' nın kız kardeşiyim. Sizede kim oluyorsunuz da beni almıyorsunuz? Abime söyleyip hepinizi kovduracağım...!" diye hakaretler edip duruyordu.

Anam hemen koşarak Meryem'e doğru gitti. Hicran korku dolu gözlerle bana bakıyordu.
" Neler oluyor burada !? Bu da ne demek?  Siz beni daima rezil etmeye yemin mi ettiniz? Şu halinizi bir gören olsa ne düşünürler? İyice iğrençliği ele aldınız!" diye bağırdım.

Kadir' de, Meryem 'de dönüp bana baktılar.
Meryem koşarak yanıma geldi.
" Abim doğru mu bunlar ? Bizi almıyorlar. Sen bize niye haber etmedin? Sen bana hiç kıyamazdın ki ? Herkese elbiseler alıp giydirmişsin ama bana hiç haber dahi etmiyorsun...Annemden duymasam haberim dahi yok..." diye ağlıyordu.

Derin bir nefes alıp" evet tüm duydukların doğru Meryem. Çünkü o kocan olacak erkek müsveddesini görmeye tahammülüm yok... !" Dedim.

Kadir'de duyduklarından sonra yanımıza gelerek " beyim, tamam kızgın olmakta yerden göğe kadar haklısın. Ama niye bu kin ? Yani iki yıl olacak bir türlü bitmek bilmiyor öfken...Ben kız kardeşini sevmekten başka ne yaptım ki? İstettim ama vermedin...Başka çaremiz mi vardı?
Çünkü biz Meryem'le birbirimizi çok sev..." der demez Meryem " Kadir ben iyi değilim tut beni" diyerek fenalaştı.

Anamda " Kadir ağzından çıkanlara dikkat et. Bak benim kızım kötü oluyor...Yoksa kızımı çeker alırım ve bir daha yüzünü bile göremezsin!" Diye kıpkırmızı olmuş bir şekilde söyleniyordu.

" İyide ben ne dedim ki şimdi Esma ana. Ben Meryem'e asla ve asla kıya..." der demez yine sözünü yarım bıraktırdı Meryem.
" Biz gidelim Kadir. Abim beni gözden çıkarmış...Halbuki benim en büyük sığınağımdı dert ortağımdı..." diye ağlıyordu.

Bilerek Meryem ve kocasını davet etmemiştim. Tepkilerini ölçmekti amacım.
" Meryem ben sana daha yeni ve yakın bir zamanda bir sürü para gönderdim anamla...Kıyafeti kendin de alabilirdin...Tamam hadi sen davete gir bakalım... Ama Kadir asla giremez!" Dedim tepkilerini ölçmek için.

" Ama abi, Kadir benim kocam ve yanımda olmazsa el alem ne der?
Hem biz Kadir'le birlikte, böyle çok önemli  bir günde, bey abimizin yanında olmak, destek olmak  istiyoruz ?" dedi.

İşte aradığım fırsat ayağıma gelmişti.
" Ya demek öyle, siz ikiniz benim için önemli olan böyle bir günde yanımda olmak ve destek olmak istiyorsunuz!?
Ama benim sizin hiç bir şeyinize ihtiyacım yok... ! " dedim.

Meryem ve Kadir, anam şok olmuş bir  şekilde bana bakıyorlardı.
Benim ahu dilberim Hicran'da herzaman ki gibi sus pus olmuş şekilde ürkek bir ceylan yavrusu gibi  dinliyordu sadece.

" Ama abi tüm bunlar da ne demek oluyor? Biz bir aile değil miyiz?" Dediler Meryem ve Kadir.

" İkinizde susun yoksa elimden bir kaza çıkacak...
Benim şu anda size ihtiyacım yok ama günler öncesinde Fadime ablanın size çok ihtiyacı vardı. O kadın öldürülünceye kadar dayak yemiş ve baygın bir şekilde konusu komşusu yetiştirmiş hastaneye. Sizde arkadaş toplantılarındaymışsınız maalesef.
Hadi onu geçtim, olabilir gitmişsiniz... Peki sonrasında niye o kadını bir kere arayıp sormadınız hastanede?
Nasıl vicdanınız var sizin?
Güler ve Gül bile sabah alaca karanlıkta geldiler...
Ve ben o sabah Güler ve Gül'ü eve bırakıp Fadime ablaya bir şey almak için merkeze indiğimde, yine arkadaş grubunuzla güle oynaya kahkahalarla kahvaltı yapıyordunuz.
Siz gece eve gitmediniz mi?! Duymadınız mı kadıncağızın başına gelenleri?!" Dedim. İkiside başları önünde dinliyorlardı.