🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Arkadaşlar rica etsem satır aralarında duygu ve düşüncelerinizi bildirseniz 🤗🤗 Israrla yüklememi isteyenler niçin şimdi ortalıkta yoklar...
🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺
Gül abla, Güler ve Cihangir bey birlikte gittikten sonra, camın önünde dikilmiş dışarıyı izliyordum. Bugün günlerden 27 Mayıs 1960'tı. Ben Cihangir beyin evine geldiğim zaman daha senenin başıydı...Ve altı ayın dolmasına bir kaç gün kaldı...
Zaman, öylede böylede geçip gitti.Garip ve çileli, cefakar anam, aldığı ilaçların etkisiyle daha mışıl mışıl uyuyordu. Babamın buraya geldiğinden ve olanlardan haberi dahi yoktu. Ve iyiki de yoktu...Daha sabah 9:30' du. Gül abla ve Gülden, anamı merak ettikleri için gelmişlerdi erkenden.
" Gece gözümüze uyku girmedi Hicran...Dayanamadım Güler' i de alıp yola çıktım..." dedi Gül abla.
Güler, bana bakarak ve derin bir iç çekerek " Hicran, şayet bir avukata ihtiyacın olursa, ben seve seve Fadime ablanın avukatı olurum. Hem bu benim ilk davam olur. Üstelik bir kadının kurtuluşu olur. 21 yaşında, daha hukuk fakültesini yeni bitirmiş genç bir avukat demezsen eğer... Hamza abimde yardım eder. Biz iki avukat kardeşin elinden uçan ve kaçan kurtulur..." dedi kendinden emin bir şekilde.
Şaşkın bir şekilde " yok sağol. Ama lazım olursa elbette sana ve Hamza abime gelirim.
Kusuruma bakma lütfen ama sana nasıl hitap etmemi istersin..." dedim.Gülümseyerek " ben senden dört yaş büyüğüm. Ama isterim ki bana sadece adımı söyle. Her kadın gibi, yani biraz yaş takıntım var Hicran... Sen bana abla dersen ruh sağlığım bozula bilir Allah muhafaza. Çünkü sen benim, benden kaç yaş büyük, bey abimin karısısın...Yani Hamza abimin karısı olsa neysede Cihangir bey abimin karısının abla demesi bana kendimi çok kötü hissettirir...Yaşının küçük olduğunu bilsem bile..." dedi zarif bir şekilde gülümseyerek ve omuz hizasındaki kumral saçlarını savurarak.
Güler' in konuşmasıyla gülümsedim.
" Peki Güler sen nasıl istesen. Yeter ki senin ruh sağlığın bozulmasın. Ben sana uyarım her şekilde..." dedim içimden şükürler ederek.Şükürler ediyoydum, çünkü Güler'le ilk defa konuşuyorduk.
Korkmuştum O'da Gülizar abla gibi çıkar diye. Gül abla kadar olmasa da, bana candan davranmıştı. Zamanla belki daha iyi olurduk...
Benim asıl yüreğimi titreten Hamza abinin tepkisiydi.Derin bir nefes alarak kapıya bakınca, Cihangir beyin yine her zaman ki asabi suratıyla, bizi izleyip dinlediğini fark edince utanmıştım nedense.
Ama O yine gözünü üzerimden hiç çekmeden bana bakıyordu.Bu durumu fark eden Gül abla ve Güler gülümseyerek birbirlerine kaş göz işaretleri yapıyorlardı. Ama onlar gittiğinden beri neden yaptıklarını anlayamadım, diye yine düşüncelerle boğuşurken anamın iniltilerle dönerken üzerini açtığını görünce, hemen gidip üzerini tekrardan örttüm. Yanağına da öpücükler kondurdum doya doya.
Tekrar camın önüne giderek, kaldığım yerden düşünmeye devam etmeye başladım.
" Abim, nerelerdeydi ki ? Bu saat oldu ortalıkta yok. Eve geriye döndüyse çoktan haberinin olması gerekiyor...
Meryem, zaten umursamazdı bile ama ya abime ne demeliydi?
Bunca sinirinin ve öfkesinin içinde Cihangir bey bile " banane" demedi. Elinden geleni ardına koymadan yaptı Allah razı olsun.Hoş O daima herkese yardım elini uzatır. Ama bize çok kızgındı
" onurumu, gururumu kaç defa, iki paralık ettiniz...?"diye.Ah Cihangir Bey, hani diyorsun ya
" ben göründüğüm gibi olurum..."diye. Senin görüntün taş gibi ama için çok farklı gibi...Bence burada bir yalan söylüyorsun sen. Çünkü taş görüntünün altında sanki merhamet, şefkat dolu,pamuk gibi birisi var.
Sen taş görünümünle, kendine bir kalkan oluşturmuşsun. Kendini öyle tanıtmak istiyorsun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
Художественная прозаNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...