🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyada ki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Cihangir beyden...
Bilal ve İsmail'le birlikte çalışma odasından çıkmıştık.
O'nlar bahçede ki havuzun yanında, ördekleri ve kumruları izleyerek oturmak istemişlerdi." Bilal, İsmail siz aşağıya inin. Ben Hicran'a bakıp geleyim. Malûm olanları biliyorsunuz. Çok üzgündü..." dedim.
" Geçecek Cihangir hiç merak etme. Yarın akşamdan itibaren Hicran'da anlayacak tüm gerçekleri..." dedi Bilal.
Üzgün bir şekilde " yarın akşama kadar dayanabilirsek herşey güzel olacak. Ama Hicran mahvetti kendini..." dedim.
İsmail eliyle omuzumu tutarak
" Hicran için çok zor Cihangir. Şu anda senin üzerine kuma getireceğini sanıyor. Hangi kadın dayanabilir ki böyle bir şeye? Karını da anlamaya çalış. Hem demek ki sana olan aşkı bu kadar büyüktü ki, o yüzden bu kadar derinden sarsıldı. Ama görüyorum ki, sende karına o kadar sevdalısın ki, O'nun durumuna daha fazla üzülüyorsun..." dedi." Ben Hicran'ı hiç anlamaz mıyım? Anama tamam ana...dediğim zaman ben karımın yıkılışına şahit oldum. O an herkesi herşeyi kırıp geçmek istedim. Ama kendimi zor tuttum..."
" Tamam o zaman Cihangir biz aşağıya iniyoruz..." diyerek merdivenlerden indiler.
Bende daha fazla vakit kaybetmeden yatak odamıza girdim ve yatağa baktım. Ama Hicran yoktu...Kapıyı açar açmaz Hicran'ımın o güzel kokusu buram buram yayılmıştı. Gülümseyerek kapıyı kapattım.
" Hicran'ım " dedim. Ama ses yoktu. Banyoya girdim burada da yoktu.Balkon kapısı açıktı ama orada da yoktu. Bahçede anam ve tayfası yine Nebahat hanımla kıyafetlere bakıyorlardı. Dikkatli bir şekilde bakınca gelinlik ve kına kıyafetlerine, gecekliklere baktıklarını gördüm. Sinirden elim ayağım titriyordu. Ne demek oluyordu bu böyle?
"Hicran gördümü ki acaba? Gördüyse derinden sarsılmıştır..." diye düşünüyordum.
Ben bile her şeyin bir yalandan ibaret olduğu bilmeme rağmen gördüklerimle dehşete düşmüştüm.Hızlıca tekrar odaya girdim. Alt kata bakmak için ineceğim vakit aynanın önünde ki yüzükler ve paralar dikkatimi çekti.
Bunlar da neydi böyle. Hicran yüzüklerini yine çıkarmıştı. Aklım başından gitmişti adeta. Hızlıca gardolabı açtım ama herşey öylece duruyordu." Hicran neredesin?!" Diye bağırarak üst kata çıktım ve heryere baktım ama yoktu. Daha sonra alt kata indim. Tüm odalara ve mutfağa baktım ama burada da yoktu. Nefesim daralıyordu. Gitmiş olamazdı değil mi? Bahçeye çıkarak " Hicran neredesin!?" Diye peş peşe bağırdım. Ama yoktu. Hamza ve Bilal, İsmail, anam ve tayfası da yanıma gelmişlerdi.
" Neler oluyor Cihangir?" Dedi Bilal ve İsmail.
" Hicran yok! Evde hiç bir yerde de yok. Nereye gitmiş olabilir çıldıracağım!" diye yerimde duramıyordum.
Anam ve iğrenç tayfası sinsi sinsi gülüyorlardı. Dayanamayıp hepsinin hesabını şimdi şurada verecektim. Tüm plânlarım boşa gidecek olsa bile şu anda hepsini perişan etmek istiyordum.
İsmail ve Bilal, Hamza fark etmiş olacaklar ki " sakin ol az daha dayan..." diye kollarımdan tuttular.Güler panikle bahçeye çıktı. Bana kızgın bir şekilde bakarak
" neler oluyor abi ?" Dedi." Hicran hiçbir yerde yok " dedim çaresizce.
Güler ağlayarak " İnşAllah çekip gitmiştir bu tımarhaneden. Ne o abi aklın başına şimdi mi geldi? Hicran'ın gözünün önünde gelinliğe, kınalığa, gecekliklere baksınlar. Zavallı Hicran'da tüm bunları çaresizce izleyip katlansın... Hak mı adalet mi? Ben bile bu iğrençliği görmemek için odama kapattım kendimi..." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
Ficción GeneralNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...