🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
Tamda Hamza ve Gülsüm'ün duygularını anlatıyor...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Hamza gülümseyerek " Allah senden razı olsun abim... Fadime ana, dede sizinde rızanız varmıdır geç kalmış olan nikâhımıza... " dedi.
Dedem gülümseyerek " elbette vardır oğlum " dedi.
Fadime ana ağlayarak " ben çok mutlu oldum Hamza oğlum... Senin de dediğin gibi aylar öncesi olması gereken birşeydi zaten. O yüzden benden onay beklemenize gerek yok...Rabbim bundan sonra ayrılık göstermesin size...Bu acı olayda hepimizin imtihanıymış..." dedi.
Muhammed hocanın gözleri dolu dolu, olup biteni dinleyip izliyordu.
Hamza ve Gülsüm'ün durumu sanırım kendilerinin acı dolu geçmişlerini hatırlatmıştı. Hamza ve Gülsüm nihayet kavuşuyorlardı ama Fadime ana ve Muhammed hoca kavuşamamış ayrı düşmüşlerdi...Hamza, Gülsüm'e dönerek " Gülsüm sultanım varmı başka bahanen? Bak bu defa herşey herkes bizden yana...Ben senden sonra artık bir başka kadınla evlenebileceğimi bile düşünemiyordum. Olmaz kimseler Gülsüm gibi olamaz...Kimseler bana O'nun hissettirdiği gibi hissettiremez... diye düşünüyordum." Dedi.
Gülsüm utanarak başını önüne eğmişti. Hicran gülümseyerek " abla yapma böyle... Ben biliyorum Hamza abiyi nasıl sevdiğini...Hep bu günün hayalini kurardın...Hadi sana bizim odada ki benim elbiselerden giydirelim..." dedi.
Gülsüm kıpkırmızı olmuş bir şekilde bir Hamza'ya birde Hicran'a bakarak
sessiz bir şekilde " tamam o zaman " dedi.Hamza gülerek " ben bugün buraya abime Hicran'ı istemek için ve kına geceleri için geldiğimizi sanıyordum ama nasipte bizim nikâhımızda kıyılacakmış...Ve artık sonsuza kadar kaybettim sandığım, sevdamı bulup kavuşacağım aklımın ucundan bile geçmezdi...Çok şükür Rabbim'e..." dedi.
Ezgi ağlayarak " Gülsüm ve Hamza bana geçmişimizi hatırlattınız...Bizde sizin gibi önce Bilal'le birbirimizi kaybetmiştik, sonrasında da önce Rabbim'in sonra da Cihangir abimin sayesinde kavuşmuştuk...Şimdi çok mutluyuz...Dilerim ki bundan sonra sizde çok mutlu olun... " dedi.
Hicran yorulunca yan tarafında ki sandalyeye oturdu...
Korkmuştum " iyi misin Hicran!? Kendini çok yorma...Ayakta fazla durma...!" Dedim.Ortam bir anda kahkaha sesleriyle dolmuştu.
Bilal ve İsmail " Cihangir Ferman beyin bu hale geleceğini deseler asla ve asla inanmazdık...Ama babalık çok yakıştı...Zaten korumacı bir adamdı şimdi daha da bir korumacı oldu..." dediler.Kaşlarımı kaldırarak " Bilal bir aile reisi ve baba olarak beni çok iyi anlıyor İsmail. İnşallah en kısa zamanda senin yuvanı da kurmak nasip olur...O zaman seni de görürüz nasıl korumacı oluyorsun..." dedim.
Ümmü ninem " bu İsmail oğlumu ben evereceğim...Bir kaç kız buldum tamda İsmail oğluma yakışır..." dedi.
İsmail gülerek " aman ninem ben almayayım. Böyle iyiyim..." dedi.
Herşeye rağmen dostlarımız bizi güldürmek için uğraşıyorlardı. Benim için böyle dostluklar çok kıymetliydi...Keyifli bir şekilde Hamza ve Gülsüm'e baktım " gençler ben diyorum ki, bu gece sizin de kına gecenizi yapalım. Yarın akşam da bizim otelde yapılacak olan düğünde sizin de düğününüz olsun. Çifte düğün yaparız...Hem Hamza'da askere gitmeden herşey kuralına göre yapılır..." dedim.
Hicran büyük bir sevinçle " tamda benimde aklımdan bunlar geçiyordu Cihangir...Ama sen benden önce davrandın...Ben ablamın tüm hayallerini biliyordum o yüzden hiç birisi içinde kalsın istemiyorum... Hem bu vesileyle bir başka süprizi daha öğrendim. Demek yarın akşam otelde düğünümüz vardı...?" Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
Ficción GeneralNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...