🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Cihangir Ferman beyden...
Her şeye rağmen, anamın yaptıklarına çok üzülmeme rağmen yine de çok mutluydum... Âdeta bulutların üzerinde yürüyordum...
Bu mutluluğumu önce Rabbim'e sonra da karım Hicran'a borçluydum.Hicran'ım benim masum karım, anam konusunda yine çok olgun davranmıştı...Hatta beni teselli etmek için elinden geleni de yapmıştı. Başka bir kadın olsa eminim ki beni de yargılayıp ' senin anan yüzünden başımıza gelmeyen kalmadı...'diye yıkardı ortalığı...
Ama benim Hicran'ım ' herkes kendi yaptığından mesuldür...Kimsenin yaptığının cezasını bir başkası ödeyemez...Bunun hiçbir kanunda ve vicdanda, Dinde yeri yoktur...Bu kişiler analar ve evlatları bile olsa...Ben seni ananın yaptıklarıyla yargılayamam Cihangir'im...Bırakalım artık tüm acı dolu geçmişimizi...Biz yavrumuzla mutlu olmaya bakalım...
Çünkü ben artık sakin ve dingin, mutlu, mesut bir hayat yaşamak istiyorum...' demişti.Ben Cihangir Ferman bey otuz yaşına kadar böyle duyguları hiç hissetmemiştim..." Ben aşık oldum...
Kara sevdaya tutuldum...Gözüm hiçbir şeyi göremez oldu...Gece gündüz aklımda fikrim de yalnızca O var..." diyenlere inanamaz bir şekilde bakardım...Delilik bu düşünceler diye düşünüyordum...Hatta ve hatta iki insanın yani bir kadın ve erkeğin biribirini böyle sevebileceğine katiyyen de inanmazdım...
" Yok artık...Böyle sevdalar kaldımı ki?
İnanmam asla..." diye düşünüyordum.
Ama gerçekmiş...Benimde gecem gündüzüm Hicran'ım olmuştu. O'nun yüzünün gülmediği zamanlar benimde hiç tadım tuzum olmuyor...
O'nu mutlu bir şekilde gülerken görünce de mutluluktan ayaklarım yerden kesiliyor...Hicran'ım bembeyaz gelinliğiyle kuğu gibi süzülüyordu.
Otelden geldikten sonra Fadime ana
" çok yoruldunuz siz...Hemen odanıza çıkın dinlenin...Hele Hicran'ım sen bir kaç gün boyunca fazla ayakta durma...Tedbiri elden bırakmayalım...
Ben yarın saat on gibi kahvaltıyı hazırlarım. Sabah namazınızı kılın ve tatilinizin keyfini çıkarın...Hadin bakalım Allah rahatlık versin size..." dedi ve odasına gitti.Gülümseyerek karıma baktım.
" Ee benim güzel hatunum hadi bakalım bizde odamıza çıkalım " diyerek kucağıma aldım ve odamıza doğru yürüdüm.Hicran'ım gülümseyerek, zarif bir şekilde ellerini boynuma doladı.
" Benim güçlü kocam sen beni böyle kötü alıştırıyorsun ama...Sonra sürekli isterim haberin olsun...
Şu anda sıkıntı yok rahatça taşırsın ama karnım büyüyünce zor olur..." dedi nazlı bir şekilde.İşte yine aklımı başımdan alıyordu.
" Yeter ki sen iste gülüm. Ben yavrumuz büyüse bile ikinizi de taşırım...Çok şükür Rabbim'e ki senin kocan kaplan gücünde..." dedim ve odamıza girdim.
Yavaş bir şekilde kucağımdan bıraktım ve alnına bir öpücük kondurdum." Tekrar hayatıma hoş geldin...
Nikâhımız hayırlı ve uğurlu olsun Hicran'ım...
Benim adım Cihangir yani; Dünyaya egemen olan, dünyayı zapt eden kimse. Cihanı ele geçiren, hükmeden, anlamına gelmektedir.
Ama ben Dünyayı ele geçirmek istemiyorum, sadece sana sahip olmak bile beni bahtiyar ediyor ve daha da güçlü, kuvvetli ediyor...
Başkalarına Cihangir Ferman beyim, ama sana sadece Cihan olmak istiyorum. Cihan demek yeryüzü, evren demek...Sana, senin huzurla ve güvenle yaşayacağın, Rabbim'in izniyle hayat ve can bulacağın Cihan olmak istiyorum..." dedim.Gözleri dolu dolu tebessüm ederek
" nikâhımız hayırlı ve uğurlu olsun, Cihangir'im hükmedenim hemde benim hayat bulduğum Cihan'ım...
Artık sana Cihan'ım diye de hitap edeceğim...
Rabbim seni başımdan eksik etmesin...Bana senin acını yaşatmasın... Ölüm hak elbette ama birbirimize doyamadan, yavrularımızı büyüyüp evlendiremeden bir ayrılık yaşatmasın Rabbim...
Hatta yavrularımızı büyütüp evlendirip ikimiz birlikte göçüp gidelim bu dünyadan...Hani bundan dört yıl önce, Baki emmi ve karısı Fadik teyze yataklarında kimselerin haberi dahi yokken sımsıkı sarılarak ölmüşler ve sabah namazına uyandırmaya giden gelinleri ve oğulları ikisinin birlikte sımsıkı sarılıp ebedi aleme göçtüklerini görmüşlerdi...
Baki emminin ve karısı Fadik teyzenin de aşkları çok güçlü ve bambaşkaymış...İkisi de daima, birlikte ölüp biribirlerinin acısını çekmemenin duasını ediyorlarmış... Hikmetinden sual olunmayan yüceler yücesi Rabbim'de kabul etmiş...Bende böyle dua ediyorum artık..." dedi gözyaşlarını silerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
Ficción GeneralNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...