Sen Beni Çıldırmak mı İstiyorsun/6

4K 403 122
                                    

Selamünaleyküm kardeşlerim Ramazanımız mübarek olsun... Yoğun istek üzerine Hicran hikayemi yeniden yüklüyorum... Belki yeni düzenleme ve ekleme yaparım fırsatım olursa... Birlikte yeniden Cihangir Bey ve Hicran kızın ibretlik hayatını okuruz inşallah dileyen olursa yorumlarda buluşuruz... Her gün bir bölüm gelecek inşallah...
Duanıza talibim Rabbime şikayet gibi olmasın ama biraz rahatsızım... İki salavat arası fatiha okur musunuz benim için bu kitabı yazan Selma'ya Şifa için diye niyet ederek. Soranlara toplu olarak cevap vereyim diğer kitaplarım da bitecek inşallah kardeşlerim...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Bugün tam bir buçuk ay olmuştu buraya geleli. Aşağılamamalarla... geçen bir buçuk ay.
Ama bana sanki asırlar gibi geçen zorlu ızdıraplı, eziyet dolu bir buçuk ay. Bu bir buçuk ay dile kolay gelebilir ama birde bana sorsalar nasıl geçti diye. Anlatsam roman olur.
Sanki okurken ağladığım o duygusal romanlar gibi... Sanki bende en acıklı bir romanın baş kahramanı olmuştum.
Çektiğim acılar hiç suçum günahım yokken suçlandığım itham edildiğim şeyler adı altında verdiğim namus mücadelemdi.

Esma hanım bir taraftan, Gülizar bir taraftan... Hele Cihangir beyi saymıyorum bile. O zaten başlı başına bir ızdıraptı benim için.
Korkumdan ve kahrımdan öldürecekti beni bir gün...

Gül ablayı o günden sonra hiç görmemiştim. Bazen ara ara evde sesini duyurdum. Bir kaç defa da Meryem'in sesini duymuştum...
Ama tahminimce Gül ablaya ailesi izin vermiyordu. Ama geçen gün bahçede karşılaştık. Ve gözleri dolu dolu oldu.
Abisi " Gül buraya gel " diye seslenince yüzüme bakarak " vah güzeller güzeli Hicran. Allah'ım sen aklıma mukayyet ol..." diyerek koşar adım gitti.

Güler, hiç ortalarda yoktu. Sanırım Ankara'ya gitmişti.
Hamza abisiyle birlikte orada ünivesite okuyordu.
Bakalım O nasıl davranacaktı?

Hele Hamza abinin yüzüne nasıl bakacağımı, karşısına nasıl çıkacağımı düşünüyordum. Utanıyordum... Ne dese haklıydı O. En çok yarayı O almıştı bir erkek olarak.
Hamza abi gibi birisi bu yaşadıklarını hak etmiyordu. Hemde hiç.

Hiç görmemiştim O'nu bu eve geldim geleli.
Umarım ablam Hamza abi gibi birisini bırakıp gittiği için pişman olmaz. Hamza abime de şöyle gönlüne göre bir dilber versin Rabbim. Ve çok çok mutlu olsun.
Düşününce aklımı oynatacak gibi oluyordum. Ama bir taraftan da demek ki ablamla bir birlerinin kısmeti değillermiş diyorum.

Buraya geldikten sonra tam iki hafta gün yüzü görmeden kilerde ölmeyecek kadar kuru ekmeğe talim etmiştim. Ve her gece aynı şekilde gelip pes edip etmediğimi sormuştu Cihangir bey.

Tıpkı şeytanın şarabı ve her türlü günahı altın tasın içinde allayıp pullayarak biz insanlara sunduğu gibi benim zinayı kabul edip etmediğimi soruyordu.
Gücüm takatim tükenmiş o karanlık kilerde aklımı oynatmak üzereydim artık ama yinede canımdan vazgeçtim de namussumdan vaz geçmedim.

En son on beşinci gece geldiğinde sinirden çıldırdı artık. Kırıp geçirdi kileri. Bağırıp çağırdı bana.
Ben pes etmeyince yeni bir yönteme baş vurdu.
Bahçıvanlarını ve karısını izne gönderip, çiftlik evinin bahçesinin ve ileride ki ahırlarında ki beş ineğin, tavukların, kazların, hindilerin ve üç atın bakımını, ahırın temizlik işlerini ve hayvanların sağımını da bana yaptırıyordu. Bir aydır görevim yani cezam buydu.

Ha birde bunların yanında evdeki bütün işler güçler de bana aitti...
Yemeği, bulaşığı, temizliği, çamaşırları yıkayıp ütülemesi...

Sabr-ı Sükut 5. Seri  ( Hicran ) TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin