🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Cihangir bey gittikten sonra kapıyı açtım anamla birlikte eve girdik.
Evin içi muhteşemdi.... Planı aşağı yukarı İzmir'deki çiftlik eviyle aynıydı. Girişinde, kocaman bir salon ve misafir odası, birde kocaman bir mutfak ve kileri, banyo ve tuvaleti vardı.Eşyaları, halıları, perdeleri, koltukları, yemek odası takımı, bibloları, avizeleri... kısacası herşeyi muhteşemdi.
Üst katta da yine bir yatak odası vardı içinde ebeveyn banyosu da vardı. Misafir odası olduğu belli olan bir yatak odası daha vardı.
İki odası da daha boştu. Terasa doğru çıkınca hiç şaşırmadım. İzmir'deki evdeki çalışma odasının aynısından vardı. Sadece mobilyalarının renkleri farklıydı. Teras yem yeşil bitkilerle ve çiçeklerle dolduydu.
Burada da teras tarzı masa ve sandalyeler vardı. Aynısının rengi değişiğinden bahçede ki kamelyada da vardı.Bu evin insanı huzura kavuşturan bir yanı vardı. Denize yakın ve aydınlık olması, her yeri görebilmek rahatlatıyordu sanki. İzmir'deki evde çok güzeldi. Ama burası daha bir güzeldi sanki. Zevkli adam olduğu evin ihtişamından ve dekorundan bile belli oluyordu.
Ev çok temizdi ama mobilyaları ve yerleri çok ince tozlanmıştı. Cihangir bey çok titizdi, ben de titizdim.
Tüm ağrılarımı bir kenara itip
" anacığım gel sen şöyle uzan. Ben de şöyle bir toz alayım ve süpürüp, sileyim. Cihangir Bey buradaki evin yanında can dostu belediye başkanının ailesiyle birlikte yaşadığını söylemişti.
Sanırım şu yan taraftaki ev O'nların. Belki gelebilirler. Ayıp olmasın böyle...
Önce camları açayım havalandırayım. Bak mis gibi yaz havası. Sana da iyi gelir... İstersen şöyle camın önündeki koltuğa otur ve denizi izle..." dedim.Anam bana bakarak ve derin bir iç çekerek gülümsedi.
" Seni böyle gördüm ya Hicran'ım çok mutluyum. Baksana nelerde düşünüyorsun? Evlendin ve kocanın misafirlerini düşünüyorsun. Öğlen ezanı okundu kuzum ben namazımı kılayım ondan sonra oturayım.
Ama sana yardım etseydim kızım çok yorarsın şimdi sen kendini..." dedi." Yok sağ ol anacığım sen iyi ol, yanımda ol ben başka bir şey istemem. Ev zaten temiz, mutfağı pırıl pırıl, önce bir toz alıp, süpürüp sildim mi tamamdır. Senin kızın tüm katları bir saate temizler merak etme..."
" Bilmez miyim ben hiç kızımı. Kimin kızı benim Hicran'ım. Kızım gençlikten kendini bu kadar yıpratma. Bak ben yıprattım da ne oldu? Şimdiden dizlerimde ve kollarımda, sırtımda sızılar başladı. Bir saate yapacağına bir buçuk, iki saate yap... Sana işini yapma demiyorum sadece canını fazla yıpratma diyorum..."
" Ah be anacığım aşk olsun, sen daha çok geçsin ve güzelsin. Sen erken yaşta evlenip hemencecik ana olduğun için evlatların da büyüyünce kendini yaşlı sanıyorsun. Ama daha 40 yaşındasın bunu unutma sakın. Kendini yıprattığın çok doğru. Ama yıpratmış halin buysa Maşallah yıpratmış olsan nasıl olurdun hiç bilemiyorum anacığım...?" Diyerek sarılıp öptüm.
" Ama üzerini değiştir kızım istersen" dedi anam.
" İyi de ana neyle değiştireyim? Burada yanımda bir şey yok ki."
" Biraz önce kilere baktığımızda orada bir kaç tane yeni şalvar ve penye, yazma gördüm ve temizlerdi.
Sanırım bu eve temizliğe gelen hanımlar giyiyor ve oraya çıkarmışlar. Onlardan giyin..."" Ne kadar da dikkatlisin anacığım. Çok iyi olur onlardan giyineyim..." diyerek hızlıca kilere gidip üzerimi değiştirdim.
Anam namazını kılarken, bende hızlıca temizliğe başladım.
Kırk dakikada alt katı komple temizlemiştim.
Tam üst kata çıkacakken dış kapı tıkladı.
" Kim o? " dedim çekinerek.
![](https://img.wattpad.com/cover/287781759-288-k200716.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
Fiction généraleNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...