🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle dinleyin isterseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Cihangir beyden...
Anamı Bornova' ya, Emine teyzelere bıraktıran sonra hızlıca merkezdeki ofisime geldim.
Burada ki toplantımı da yaptım. Çok yoğun bir gündü yine. Kafam allak bullatı yine beş aydır olduğu gibi.
Ama bugün duygularım daha farklıydı. Otuz yıldır hissetmediğim bir şekildeydim. Neydi sebebi...? Hatta bugün arkadaşım ve müdürüm İsmail bile devamlı olarak yüzüme bakıp bakıp güldü.Bu, bilinmez duygularla uğraşırken, bir taraftan da yeni satın aldığım zeytin yağı fabrikası için gece gündüz fark etmeksizin çalışıyordum.
Yabancı ülkelerde ki ürün sattığım müşterilerimden de güzel dönüşler alıyordum." Sen üret yeter ki Cihangir bey, yurt dışında satışı bizden..." diyorlardı. Bizim buraların zeytin yağı hakiki ve birinci sınıf olduğu için talep çok oluyordu.
Birde işini layıkıyla, hile hurda karıştırmadan yapınca ve isimde yapınca ürünlerin kapış kapış giderdi.
Özellikle gıda sektörü asla ve asla bir ihmali ve hileyi kaldıramaz. İnsan canına mal olmaya kadar dayanır en ufak bir hatada... Benim prensimin önce her zaman insan sağlığıdır.
Ve bu prensibim beni sıfırdan alıp zirvelere taşıdı.Daha şimdiden Fransa'dan, Almanya'dan,İngiltere' den,
İzlanda' dan, Danimarka'dan ve bazı Arap ülkelerinden siparişler gelmeye başladı.Önümüzde ki hafta fabrikanın açılışını yapacağım.
Yabancı ülkelerde ki müşterilerim ve yurt içinde ki müşterilerim, üniversiteden ve iş dünyasından bazı kişilerle bir kutlama yapacağız." Evlendin, düğün yapmadın davet vermedin. Madem fabrikanın açılış davetine gelelim bari " diyorlar.
Birde Hicran'ı herkes çok merak ediyormuş. Kulağıma kadar geldi.
" Bu çapkın Cihangir Ferman kiminle evlenmiş ve nasıl ikna olmuş evliliğe...?" diye.Tabi insanlar nereden bilecek gerçekleri ve nasıl evlendiğimi...
Güya beni Hicran'a aşık sanıyorlar.
Bu imkansız bir şey. Olmayacak öyle bir şey...Ben ve aşık olmak hele Hicran'a. Bunca şeyden sonra. Kız kardeşime yaptıklarından sonra asla.Ama ben o davete Hicran'ı götürmek istemiyorum kesinlikle.
Hatta kimseye göstermek istemiyorum...
Nedenini çözemediğim bir şekilde canım istemiyor.
Eve arkadaşlarım veya bazı ahbaplarım gelince de anlayamadığım bir şekilde kızıyorum O'na... Görünmesin istiyorum...Hoş zaten doğru dürüst gözükmüyor da...Tepeden tırnağa tesettürlü oluyor zaten, geniş bir şekilde giyiniyor.
Sadece başını eğip işini yapıyor.
İyiki de öyle yapıyor...O'na bile dayanamıyorum, aksi ne oluyordu bilemiyorum...Ben böyle bir şeyi hiç hissetmiyordum? Ben kadınlarla güler, eğlenir geçerdim. Yarı çıplak olmaları bile umrumda olmazdı...
Bu Hicran bildiğim herşeyi tersine çevirdi ve ben buna çok kızıyorum.
Sanırım benim gözetimimde olduğu için böyle hissediyordum.
Başka ne olabilir ama değil mi?" Ah ah Hicran, küçük kız ne yapacağım seninle...?" Diyerek cam kenarında ki koltuğa oturmuş Ege Denizini izliyordum.
Ve elimde rahmetli can dostum, kardeşim, yaşadığı hazin olayla ve ölümüyle benim hayatımda da yaprak dökümü estiren Duran' ın resmi vardı.
Yine O'na anlatıyordum içimdekileri.
Zamanın da O'da bana anlatmıştı acılarını, dert ortağı olarak...Ve sonucunda arkadaşımı intihar etmiş bulmuştum. Son nefeslerini veriyordu bulduğum zaman...
Son nefesin de bile dedikleri halen daha aklımda ve ruhumda yankılanıyor yılladır.
Ve benim kabusum oldu...
Ah o yılan karısı...işte her şeyin sebebi.
Hoş Duran kendiyle birlikte O günahkâr karısını ve hiç suçu olmayan günahsız bir yaşında ki yavrularını da öldürmüştü ama...
Halen o halleri gözümün önünde... Dehşet vericiydi gördüğüm manzara...
![](https://img.wattpad.com/cover/287781759-288-k200716.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabr-ı Sükut 5. Seri ( Hicran ) TAMAMLANDI
General FictionNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 1960 yılında İzmir'in...