Ertesi gün kahvaltı yaptıktan sonra şelaleye hepsi şelaleye gitmek için hazırlanırken Emre ile Tuğba, Kiraz'ı bırakacak kimse olmadığı için evde kalmıştı. Tuğba'nın tarif ettiği yoldan yürürlerken genel itibariyle hepsi sessizdi.
Temiz havanın, doğanın güzel seslerinin tadını çıkartarak sessizlik içinde ilerliyorlardı. Bir süre sonra şelaleye yaklaştıkça suyun sesini duymaya başladılar.
Şelalenin döküldüğü yere ulaştıklarında suyun kenarındaki serinlik hepsinin ürpermesine sebep olmuştu. Burar suyun kenarına gidip elini suya sokar sokmaz hızla geri çekildi. Arkasını dönüp suya girmeyi planlayarak giydiği deniz şortuna kısa bir bakış atıp diğerlerine baktı.
Kafasını ümitsizce iki yana salladıktan sonra "Götünüzün buz tutmasını istiyorsanız suya girmenizi tavsiye ederim" dedi.
Arslan arkadaşına alayla gülüp "O kadar da abartma" dedikten sonra suya doğru ilerledi.
Burak'ın yaptığı gibi elini sokmak yerine yürüyüş ayakkabılarını çıkartıp tek ayağını suyun içine sokmuştu ki sıçrayarak geri çekip türlü küfürler savurması bir olmuştu.
Kocaman adamın çocuk gibi hoplayıp zıplayarak küfretmesi diğerlerini kahkahaya boğarken Arslan sudan uzaklaşıp "Ben bu suya hayatta girmem!" dedi.
Kızlar birbirine bakıp gülümsedikten sonra üstlerindekileri çıkartmaya başladıklarında Burak, Müge'ye "Tatlım ben şaka yapmıyorum çok ciddiyim, bu suya girilmez" dedi.
Arslan telaşla İdil'in yanına giderken "Bebeğim bu suya girmene hayatta izin vermem, bebeğimizi düşün" dedi.
Arslan'ın sözleriyle herkes şaşkınca ikisine bakıp "Bebek mi!" diye bağırdığında İdil öfkeyle "Yok öyle bir şey!" diye bağırdı.
Arslan "Ama olabilir, şuan belki hamilesin" diye karşı çıkınca İdil öfkeli bakışlarını ona çevirerek "Arslan saçmalama daha yeni denemeye başladık!" diye tısladı.
Çilek araya girerek "Tam olarak ne kadar yeni?" diye sordu.
İdil "Çok yeni" derken Arslan sırıtarak "Dün akşam" dedi ve İdil'in "Arslan!" diye bağırmasına diğerlerinin kahkahalara boğulmasına sebep oldu.
Müge "Eh sizi bilmem ama ben bu suya gireceğim" diyerek suya döndüğünde Burak "Tamam tatlım sen gir, çıktığında bu kollar seni ısıtmak için bekliyor" dedi. Kollarını açıp genç kadına göz kırptığında Müge gülerek ona yaklaştı.
Genç adamın kollarının arasına girerek "Sadece kollar mı?" dedi.
Burak sırıtarak sevdiği kadına bakarken "Tüm bedenimle demek istesem de bu biraz teşhirciliğe kaçar tatlım. Malum çok fazla insan var" diyerek fısıldadı.
Müge de aynı fısıltıyla "Belki ağaçların arasına kaçardık" diye karşılık verirken Çilek onları eğlenerek izliyordu. Ne konuştuklarını duyamasa da Müge'nin yaptığı şeyi fark etti. Genç kadın Burak'ın tüm dikkatini üstüne toplayarak onu suya doğru yaklaştırıyordu.
Sessizce yanına yaklaşan Pars "Sen de girmek istersen çıktığında bu kollarda senin için hazır olabilir" dediğinde Çilek "Saçmalama da eğlencenin tadını çıkart. Şuna bak" dedi.
Pars onun dikkatle izlediği yöne baktığında Müge ile Burak'ın birbirine sıkıca sarılmış halini gördü. Sadece birbirlerinin gözlerinin içine bakarak konuşuyorlardı ama ağır ağır da hareket ediyorlardı. Git gide suya yaklaştıklarını fark ettiğinde ise arkadaşının düştüğü tuzağı anlayarak kocaman sırıttı.
Kısa süre sonra Burak'ın ayağı suya değince genç adam gerçeği idrak etmişti. Şaşkınca Müge'ye baktı. Yaşadığı kısa şaşkınlık Müge'ye zaman kazandırdı ve yerden destek alıp tüm gücüyle Burak'ın üstüne yüklendi ve kendiyle birlikte genç adamı suya çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
Roman d'amourAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)