İdil nefes nefese hastanenin merdivenlerinden çıkıp Çilek'in yattığını öğrendiği odaya doğru ilerledi. Hastaneden aradıklarında öyle korkmuştu ki pastaneden nasıl çıktığını anlamadı. Çilek'in acil durumda aranacaklar listesinde onun adı bulunduğu için onu arayan görevli hastaneye gelmesi gerektiği dışında hiçbir şey söylememişti.
Kapıyı açıp odaya girdiğinde yatakta yatan Çilek'in kendinde olduğunu görünce rahat bir nefes aldı. Yatağın yanında duran doktoruyla konuşan genç kadın ona baktığında "Senin ne işin var burada?" diye sordu.
İdil yatağa doğru ilerlerken "Ödümü patlattın bir de hesap mı soruyorsun Çilek! Hastaneden aradılar çağırdılar" dedi.
Çilek'in öfke dolu bakışları doktora döndüğünde adam "Kendinizden geçince bir yakınınıza haber vermemiz gerekiyordu" diye açıkladı.
Ağzının içinde "İyi halt etmişsiniz" diye homurdanan Çilek iç çekip adama "Tamam, yardımlarınız için teşekkür ederim" dedi.
Doktor artık gitmesi gerektiğini anlayarak gülümseyip "Tekrar geçmiş olsun, diğer randevu için asistanım sizinle iletişime geçecek" dedi ve İdil'e kafasıyla selam verip odadan çıktı.
Doktor gider gitmez Çilek'in yanına oturan İdil "Ne oldu? Neyin var?" diye sorduğunda Çilek "Önemli bir şey değil kan şekerim düşmüş bayılmışım" dedi.
İdil gözlerini kısara ona bakarken Çilek bakışlarını kucağında birleştirdiği ellerine dikmişti. Parmakları hafifçe titriyordu. Bebek! Kelimesi zihninde yankılanıyor kalbinin hızla çarpmasına sebep oluyordu. Gözleri doldu. Doktor karar vermesi için fazla vaktinin kalmadığını söylemişti. Kararı kesindi. Aldırmak söz konusu bile değildi ama ne yapacaktı? Pars'a kesinlikle bir şey söylemeyi planlamıyordu. En azından uzun bir süre saklayacaktı. Korkularını aşıp kendiyle barışana kadar beklemek zorunda olduğunu biliyordu.
İdil ellerini tuttuğunda kafasını kaldırdı. Arkadaşı dikkatle ona bakarken "Sorun ne Çilek?" diye sordu.
Kafasını iki yana sallayan Çilek "Bir sorun yok" dediğinde İdil "Seni tanıyorum ve bana yalan söylediğini biliyorum. Son zamanlarda bizimle hiçbir şey paylaşmaz oldun. Ne olursa olsun sana destek olacağımızı biliyorsun değil mi?" dedi.
Çilek gözlerini kapatıp açtı. Arkadaşlarından gizleyemeyeceğini biliyordu. Derin bir nefes alarak "Hamileyim İdil" dediğinde İdil "Ne!" diye çığlık atıp ayağa fırlamıştı.
Yüzünde gülse mi ağlasa mı bilemediği bir ifadeyle şaşkın halde Çilek'e bakan genç kadın "Çilek gerçekten mi?" diye sorabildi sonunda.
Çilek kafasını onaylarcasına salladığında İdil kalktığı yere geri oturup "Ama sen hep şey yaparsın yani önlemlerini her zaman alırsın" dedi.
İç çeken Çilek gözlerini kapattı. "Biliyorum, nasıl böyle bir hata yaptığımı bende anlamıyorum ama oldu işte" diyerek gözlerini açtı.
İdil artık gülümsüyordu. "Teyze oluyorum" dedikten sonra Çilek'in yüz ifadesini görerek "Yani oluyorum değil mi?" diye sordu.
Gözlerini deviren Çilek "Yine bir sorun olmazsa evet" dediğinde İdil onun elini sıkıca kavrayıp "Bu sefer kontrollerini yaptıracak, daha dikkatli olacağız. O zaman bilinçsizdik, yine aynı şeylerin olmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Ardından "Tabi bu sefer babası da yanında olacağı için" diyerek gülümsediğinde Çilek korkuyla "Sakın İdil! Sakın Pars'a bir şey söyleme" dedi.
İdil sinirle arkadaşına bakarken "Saçmalama Çilek böyle bir şeyi gizleyemezsin" dediğinde Çilek "Bir süre, ben tam olarak ne yapacağıma karar verene kadar" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomansaAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)