Evvet, bugün onun doğum günüüüü!!!! İyi ki doğdun Alev'im iyi ki varsın. Seni seviyorum, çılgın hatunum.
İdil her sabah olduğu gibi gözlerini açmadan önce kollarını arkaya atıp tüm bedenini gerdi. Hala uykusu olmasının etkisiyle esnerken gözlerini araladı. Onu izleyen bir çift gözle karşı karşıya geldiğinde gözlerini kırpıştırdı. Arslan gülümseyerek "Günaydın" dedikten sonra ağır çekimdeymiş gibi ona eğildiğinde İdil'in aklından tek şey geçiyordu. Ağzım kokuyor olmalı!
Arslan'ın dudakları dudaklarına değeceği an onu omzundan iterek kendinden uzaklaştırdı. Yatakla genç adamın arasındaki daracık boşluktan sıyrılarak kendini yataktan aşağı attığında her şey birkaç saniyede gerçekleşti.
Hızla ayaklarını yataktan indirdi. Amacı banyoya gitmekti ancak ayakları yere basar basmaz Arslan'ın verdiği iç çamaşırı yere düşmüştü. İdil hızla banyoya gitme derdinde olduğu için bunu fark etmedi. Daha ilk adımını atmıştı ki gürültüyle yüzüstü yere kapaklanması bir oldu.
O acıyla çığlık atarken Arslan korkuyla yataktan fırlamıştı. İdil yere çarpan bedeninin sızısıyla yerde kıvrandı. "İdil!" diye bağıran Arslan yanına indiğinde İdil acıyan burnunu ovarak sırt üstü döndü. Arslan ona doğru eğilmiş eliyle kolunu ve vücudunu okşarken "İyi misin?" diye soruyordu.
İdil elini burnundan çekip ona baktı. "Ellerimle düşüşümü yavaşlatmasaydım sanırım burnumu kırmıştım" diye mırıldandığında Arslan onun kızaran burnuna bakarak gülümsedi.
"Neyse ki kırılmamış" diyerek genç kadının burnunun ucunu öptü. İdil'in "Ağzım kokuyor olmalı" diye mırıldandığını duyduğunda geri çekilip ona baktı. İdil şimdi dudaklarını sıkıca birbirine bastırmış öylece duruyordu. Arslan güldü. Tekrar genç kadına doğru eğilerek derin bir nefes aldı. Gözleri İdil'in gözlerindeydi. İrice açılan gözleri gördüğünde kahkaha atmamak için kendini zor tuttu. Birbirine sıkıca bastırılmış dudakları yavaşça öptü. İdil yüzünü çevirmeye çalışsa da izin vermedi. Sonunda gardını düşüren genç kadın öpüşüne karşılık vermeye başladığında kazanan o olmuştu.
Arslan kısa sürede alevlenen öpücüğe güçlükle ara verdi. İdil'i kucağına alarak yerden kaldırdı. Yatağa oturduğunda genç kadını kollarının arasından bırakmaya niyetli değildi ancak İdil'in hala huzursuz halde neredeyse nefes bile almadan durduğunun farkındaydı.
Arslan dalga geçercesine "Hayatımda aldığım en güzel ağız kokusu" dediğinde İdil kafasını diğer tarafa çevirip kusarmış gibi bir ses çıkardı. Genç adam kıkırdarken "İnan bana Bayan Ben Sarhoş Olmam, o geceden sonraki ağız kokunuzun farkında olsaydınız ne demek istediğimi anlardınız" dedi.
İdil'in gözleri irileşti. Arslan'ı iterek kucağından sıyrıldı. Düşmesine sebep olan yerdeki çamaşırı ayağıyla başka bir köşeye fırlattıktan sonra banyoya doğru koştu. Arslan "Alt çekmecede temiz diş fırçası var" diyerek arkasından seslendi.
Yataktan kalkan genç adam yatak örtülerini keyifle düzeltti. İdil'in fırlattığı iç çamaşırını alıp katladı. Akşam bir ara kalkıp genç kadının çıkardığı kıyafetleri de katlayıp kenara koymuştu. Arslan onları koyduğu yerden alıp yatağın üstüne bıraktı. Ayakkabılarını da hemen yatağın kenarına koydu. Hala banyodan çıkmayan İdil'e "Ben mutfaktayım" diye seslenerek odadan çıktı.
İdil dişlerini fırçalayıp elini yüzünü yıkadıktan sonra etrafına bakınarak kıyafetlerini aradı. En son burada çıkarttığını hatırlıyordu. Şuradaki askıya asmış olmalıydı ama yoklardı. Banyonun her yerine baksa da kıyafetlerini ve ayakkabısını bulamadı. Sonunda pes ederek dışarı çıktığında kıyafetlerini katlanmış halde yatağın üstünde görünce gülümsedi. Yatak örtüleri de düzeltilmişti. Arslan'ın düzen takıntısı olduğunu aklının bir köşesine yazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomanceAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)