Günaydın Millet! Nasılsınız bakalım? Benim nasıl olduğumu görmek isterseniz bu Perşembe 21.11.2019 tarihinde saat 21.00 da dortgozkedkz.fans instagram hesabında canlı yayında olacağım ;) Kimseciklere söz vermeyin sakın :)
Keyifli okumalar dilerim, hayatınıza iyi bakın...
Ertesi sabah İdil daha gün doğmadan pastanenin kapılarını açmıştı. İçeri girdikten sonra kapıyı içeriden kilitleyip imalathanenin yolunu tuttu. Çok büyük bir imalathaneleri yoktu. Aslında burası onun özel tariflerini yaptığı küçük bir mutfaktı. Çantasını çıkarttı. Üstünü değiştirdi ve ellerini yıkadıktan sonra işe koyuldu. Birbirinden farklı tatlı ve tuzlu tariflerini yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı.
Son hazırladığı kekleri fırına attıktan sonra derin bir nefes alarak arkasını döndüğünde onu izleyen Müge'yi gördü. Genç kadın keyifle gülümsüyordu. İdil de gülümseyerek karşılık verdikten sonra ellerini çırptı. "Sanırım bütün bunlar bugünlük yeter" dediğinde Müge onaylarcasına kafasını salladı. "Fazlasıyla yeteceğine eminim" dedikten sonra İdil'e yaklaşıp "Özel pasta siparişlerini almaya başlamamı ister misin? Sen yokken yirmiden fazla müşteriyi geri çevirmek zorunda kaldım" dedi.
İdil dağıttığı tezgâhı toplamak için oraya yönelirken yanıtladı. "Evet, yalnız şimdilik bir tane al. Daha fazlası için dikkatimi toplayabilir miyim? Bilmiyorum"
"Tamam" diyen Müge arkasını dönerek odadan çıktı. İdil uzun bir süre mutfağı temizleyerek vakit geçirdi. Müge defalarca mutfağa girip çıkmış, hazırladığı tarifleri tezgâha dizerek satışa sunmaya başlamıştı. İdil dışarı çıkıp müşterileriyle ilgilenmesi gerektiğini biliyordu ama bu enerjiyi kendinde bulamıyordu.
Sonunda Müge tekrar geldi ancak bu sefer geliş sebebi başkaydı. "Geldiler" diyerek beklenen misafirlerin geldiğini bildirdi.
"Tamam" diyen İdil derin bir nefes aldı. Ellerini yıkayıp aşçı önlüğünü çıkardıktan sonra dışarı çıktı. Müge tezgahın arkasında yeni gelen bir müşteriyle ilgileniyordu. İdil kapıdan çıktığında kafasıyla pastanenin köşesinde oturan takım elbiseli adamı işaret etti. İdil onu başıyla onaylayıp adama doğru ilerledi. Adamın diğer tarafında oturan altın kızlar onu gördüğünde neşeyle "Tatlım! Geri dönmene çok sevdik!" diye bağırdılar. İdil gülümseyerek açtığı günden beri devamlı müşterileri olan iki yaşlı kadına doğru ilerledi. "Merhaba kızlar nasılsınız?" dediğinde iki kadın neşeyle kıkırdadı. İdil masaya doğru eğilerek onlarla konuşurken Cavidan Hanım da ona doğru eğilip "Ah çok iyiyiz canım ama senin kız bizi zehirlemeden geldiğin için çok şanslıyız" dedi. İdil güldü. Onun kuzeni Asena Hanım ise İdil'e göz kırparak "Yakışıklı adam seni bekliyor" dedi. İdil kafasını kaldırıp cam kenarındaki köşe masada oturan adama baktı. Adam da dikkatle onu izliyordu. "Evet gidip onunla konuşmam gerekiyor. Daha sonra yanınıza gelirim" diyerek doğrulup adama doğru ilerledi.
Onun yaklaştığını gören adam ayağa kalkarak gülümseyip elini uzattı. "Merhaba Neşe Hanım, ben Pars" dediğinde İdil soğuk bir yüz ifadesiyle adamın elini kısaca tutup bıraktı. İdil adamın yaptığı yanlışlığı düzeltmedi. Pastanenin isminden dolayı çoğu müşterisi de adının Neşe olduğunu sanıyordu. Bu yüzden gerçek adını söyleme gereği duymadı. Aslında elindeki evraklardan adamın bunu biliyor olması gerekirdi. Daha karşısındaki kadının gerçek ismini bile bilmezken buraya gelmiş onu yerinden çıkartmaya çalışıyordu.
Kadın karşısındaki sandalyeye oturduğunda Pars da yerine otururken işinin zor olduğunu anlamıştı. Yüzü kadar elleri de soğuk diye düşündü. Cazibesini kullanarak bu kadını baştan çıkartmaya çalışmak buz kalıbına sürtünmek gibi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
Lãng mạnAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)