"Sen ciddi misin?" diye soran İlke Hanım'ın yüzünde korku dolu bir ifade vardı.
Tuğba oturduğu yerde tedirgince kıpırdanıp ellerini dizlerine sürterken "Evet" diye yanıtladı.
"Yani adamın yemeğine gerçekten ilaç mı koydun!"
Kadının yüzünde öyle bir ifade vardı ki sanki Tuğba, Emre'nin yemeğine zehir koymuştu.
Evet şu an Emre ile olan bütün geçmişini İlke Hanım'a anlatıyordu. Ancak Çilek ile yaptıkları planı anlattığına pişman olmuştu.
"Tuğba bunu neden yaptın?" diye sorduğunda genç kadın omuz silkerek "Arkadaşına söylediklerini duyunca intikam almak istedim" dedi.
"Anlıyorum" diyen İlke Hanım elindeki not defterine bir şeyler karaladıktan sonra nadiren taktığı büyük yuvarlak çerçeveli gözlüklerini çıkartıp "Emre'ye karşı başka şiddet içerikli planların oldu mu?" diye sordu.
"Şiddet mi!" diye bağıran Tuğba ayağa kalktı. "Ben Emre'ye şiddet filan uygulamadım" derken hayretle kadına bakıyordu.
"Evet, fiziksel bir şiddet değil ancak yaptığın şey birçok açıdan şiddet olarak tanımlanabilir. Emre'nin rızası olmadan yemeğine ilaç koydun. Üstelik onun o ilaçtaki herhangi bir maddeye alerjisi olup olmadığını bile bilmiyordun. Şanslısın ki bu küçük intikam planın bir ölümle sonuçlanmamış. Üstelik onu terk ederken söylediğin sözler, onun gururunu incitmek ve kendini bir hiçmiş gibi hissettirmek için değil miydi?"
Tuğba ağzı açık halde kadını dinlerken tek bir yere takılmıştı. "O ilaçlar birini öldürebilir mi?" diye sorarken titredi.
Kafasını hafifçe yana yatırıp iç çeken kadın "İçindeki etken maddesine alerjisi varsa ve müdahale etmekte gecikilirse olabilir" diye cevap verdi.
Derin bir nefes alan Tuğba kalktığı koltuğa geri otururken "Ben bunu hiç düşünemedim" diye mırıldandı.
"Evet görebiliyorum" diyen İlke Hanım dirseklerini masaya yaslayıp öne doğru eğilirken "Neden intikam almak istedin?" diye sordu.
"Bilmiyorum. Onun arkadaşına söyledikleri beni incitmişti. Aramızdaki ilişkinin daha yoğun olduğunu düşünüyordum. Öyle hissediyordum. Daha doğrusu ona aşık oluyordum ve onun da aynı şekilde hissettiğini düşünmüştüm. Öyle olmadığını duymak beni paramparça etti ve içimde karşı konulmaz bir intikam alma arzusuna sebep oldu."
"Anlıyorum. Şu anki ilişkiniz tam istediğin gibi değil mi?"
"Evet, artık her şey yolunda"
"Ya şimdi bir hayal kırıklığı daha yaşarsan? Emre senin hissettiğin gibi hissetmiyorsa ne olacak?"
İlke Hanım en büyük korkusunu dile getirdiğinde Tuğba derin bir nefes aldı. Gözlerini kapatıp Emre'nin Burak'a anlattıklarını o zaman değil de şimdi duymuş olduğunu düşündü. Ah kalbi düşüncesiyle bile sızladı.
Kafasını iki yana sallarken "Düşünmek istemiyorum" dediğinde İlke Hanım "Ama ben düşünmeni istiyorum. Özellikle sonrasında yapacaklarını düşünmeni istiyorum. Emre'den sadece hoşlanırken bile ondan intikam almak istedin. Söyle bana Tuğba şu an öyle bir şey duysaydın Emre'ye ne yapmak isterdin?" dedi.
Kadının sözleriyle Tuğba şaşkına döndü. "Siz!" diyerek ayağa kalktı. "Siz benim Emre'ye daha ciddi bir şekilde zarar vereceğimi mi ima ediyorsunuz!"
"Neden bu kadar şaşırdın? Daha önce de zarar vermedin mi?"
"Hayır! Hayatını tehlikeye atabileceğimi bilmiyordum! Bilseydim asla böyle bir şey yapmazdım!" diyen Tuğba öfkeyle koltuktaki çantasını alırken "Size inanamıyorum. Benim nasıl böyle bir şey yapabileceğimi düşünürsünüz!" dedikten sonra arkasını dönüp kapıya ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomanceAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)