Aşıklar Köprüsü (10)

4.4K 625 51
                                    

Pars kolundaki saati bir kez daha kontrol etti. Hala zamanı vardı. Yine de bakışlarını sürekli kapıdan çıkan insanların üzerinde gezdirmekten kendini alamıyordu. Çilek'in uçağının inmesine daha beş dakika vardı ama Pars şimdiden dış hatların kapısına dikilmiş genç kadını bekliyordu.

Ellerini cebine atıp sağ ayağıyla ritim tutuyordu. Genç kadını beklerken heyecanlıydı. Çilek, İdil'in pastanesinin açılışı için iki günlüğüne geliyordu. Çok fazla vakit geçiremeyeceklerinin farkındaydı. Muhtemelen genç kadın, arkadaşına yardım etmek için sürekli İdil'in yanında olacaktı. Arta kalan azıcık zamanı da Pars kendiyle doldurmayı planlıyordu, bu gece olacağı gibi...

Kahretsin daha geçen hafta sonu yanında olmasına rağmen genç kadını özlemişti. Fransa da geçirdikleri hafta sonundan sonra daha da yakınlaştıklarını hissediyordu. Geçen hafta sonunu da İtalya da Çilek'in evinde geçirmişlerdi. Bu yakınlaşma da artık istediği zaman onu arayabiliyor olmanın da payı vardı. Sürekli mesajlaşıyor ve konuşuyorlardı. Çilek bazen soğuk davransa da aramalarının hepsine cevap veriyor ve konuşmayı kesmiyor, devam ettiriyordu. Bunlar iyi şeylerdi değil mi? Pars artık ilişkilerinin seks ilişkisinden çıktığını hissediyordu.

Dakikalar sonra Çilek elinde küçük valiziyle kapıda göründüğünde Pars gülümseyerek ona doğru ilerlemeye başladı.

Çilek olduğu yerde durup etrafına baktı, onu gördüğündeyse kocaman gülümsedi ve ona doğru hızlı adımlarla gelmeye başladı.

Kalbi göğsünden çıkacak gibi atan Pars, genç kadına doğru adeta koştu.

Yarı yolda buluştuklarında kollarını Çilek'in beline sarıp kendine çekti. Çilek kollarını onun boynuna sararak "Selam yakışıklı" dediğinde Pars gülümseyerek "Selam güzelim" dedi ve dudaklarını birleştirdi.

Öpüşme kısa sürede ateşli bir hal aldığında Pars dudaklarını genç kadından ayırmak zorunda kalmıştı.

Dudakları ayrılsa da genç kadını bırakmadı. Gözlerinin içine bakarak "Hoş geldin" dediğinde Çilek gülümseyerek "Hoş bulduk" dedi ve ondan uzaklaşarak arkasında bıraktığı valize uzandı.

Pars onun elinden valizi aldı ve diğer elini genç kadına uzattı.

Çilek ona uzanan ele kısa bir an kararsızca baktıktan sonra genç adamın elini tuttu. Kafasını kaldırdığında Pars çok güzel gülümsüyordu. Çilek bu adam gülümsememeli diye düşündü. O gülümsedikçe Çilek ona doğru çekiliyordu.

Birlikte havaalanının otoparkında ilerlerken Çilek "Bana gidiyoruz değil mi?" diye sordu.

Pars kafasını onaylarcasına salladı. O sıra arabaya yaklaştıkları için Çilek'in elini bırakıp anahtarı cebinden çıkartmak zorunda kalmıştı.

Çilek, genç adamın sıcak elini çekmesiyle üşüyen elini ceketinin cebine attı. Pars arabayı açıp valizi bagaja yerleştirirken o da yolcu koltuğuna geçmişti.

Pars arabaya bindiğinde Çilek "Annenler hala sende mi kalıyor?" diye sordu.

Park yerinden çıkan Pars kafasını onaylarcasına salladı. Çilek alayla "Geceleri benimle fısır fısır konuşmanın sebebi bu mu?" diye sorduğunda Pars gülerek "Evet, annemle babama yakalanmamaya çalışıyorum" dedi.

Onun sözleriyle kahkaha atan Çilek "Liseye geri döndün desene" dediğinde Pars içten bir şekilde karşılık verdi.

"Aslında eğitimimin çoğunda yurtdışında olduğum için daha önce böyle bir şeyi hiç yaşamamıştım. Annem bu yüzden sanırım bana biraz fazla düşkün. Normalde uzakta büyüyen çocuklar hep aileden kopuk olur değil mi? Bizde tam tersi, annem telefondan bile ateşimi ölçüp hasta olup olmadığımı anlayabilecek potansiyelde birisi. Onlardan uzak olduğumu bir gün bile hissettirmedi. Tatillerde eve geldiğimde bazen zorlanıyordum. Yılın çoğunu özgür geçirdikten sonra evden çıkarken birilerine hesap vermek zor oluyordu ama zamanla alıştım."

Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin