Aşıklar Mahkemesi (5)

5.4K 736 98
                                    

Müge, Baran'ın anlattıklarına kahkahalarla gülerken asansörden inmiş Ada'nın bulunduğu giriş alanına doğru ilerliyorlardı.

"Gülme mahkeme salonumdaki ilk gün hiç kolay değildi" diyen Baran'ın sözleriyle kıkırdayıp "Gerçekten kekeledin mi?" diye sordu.

Baran "Keşke kekelemekle kalsaydım. Bir ara kimi temsil ettiğimi bile unuttum" dediğinde Müge kahkahayı patlatmış ve Ada'nın masasının önünde duran öfkeli bir Burak Bey ile karşılaşınca kahkahası adeta boğazında kalmıştı.

"Burak Bey" diyerek hıçkırdığında eliyle ağzını kapattı.

Burak burnundan soluyarak ellerini beline yerleştirirken "Telefonunuz nerede?" diye sordu. O kadar öfkeli görünüyordu ki Müge adamın sesinden ve yüz ifadesinden ürkmüştü.

"Bu... burada" diyen Müge hıçkırarak çantasını önüne alıp telefonu çıkarttı. Ekranı açınca gördüğü beş cevapsız ve mesajlarla gözleri irileşti. Telefonunun sessizde kaldığını fark ettiğinde ise korkuyla karşısındaki adama bakıp "Sessizde kalmış" diye fısıldadı ve yine hıçkırdı.

Bir süre öfkeyle gözlerine bakan gözlere ürkerek karşılık verdi.

Baran "Benim yüzümden, gevezelik ettim. Vaktin nasıl geçtiğini anlamamışız" diyerek araya girdiğinde Burak ona bakmamıştı bile.

Gözlerini Müge'den ayırmadan "Sizinle sonra konuşacağız Baran Bey. Sen odama gel" diyerek arkasını dönüp gitti.

Müge bir süre arkasından baktıktan sonra yanındaki Baran'a ve masasının arkasından olan biteni izleyen Ada'ya bakıp "Hakkınızı helal edin" diye mırıldanarak adamı takip etti.

Ada onun söyledikleriyle istemsizce kıkırdarken Baran endişeyle Müge'nin arkasından giderek "Müge" diye seslendi.

"Sonra konuşuruz Baran" diyen Müge yoluna devam ederken genç adam kolundan tutup onu durdurdu. Müge kaşlarını çatarak kolundaki ele baktığında Baran elini geri çekip "Benim yüzümden oldu, bırak ben konuşayım" dedi.

Müge kafasını hızla iki yana salladı. "Hayır, telefonu sessizde unuttum. Senin hiçbir hatan yok. Ben hallederim merak etme, yine de teşekkür ederim"

Genç kadın arkasını dönüp hızla merdivenleri tırmanırken Burak Bey'in "Müge Hanım!" diye haykırışı tüm ofiste yankılanmıştı.

Müge hızlı adımlarla merdivenleri çıktığında nefes nefese kalmıştı. Neyse ki artık hıçkırmıyordu.

Burak Bey'in ofisin kapısında onu beklediğini gördü. Adam onu görünce arkasını dönüp odasına girdi.

Koşar adım masasına giden Müge çantasını yerine bıraktı. Ardından ceketini çıkartıp gömleğini ve düzeltip terleyen ellerini bacaklarına sürttü. Derin bir nefes aldıktan sonra ağır adımlarla ofise girdi.

Burak masasının önündeki geniş alanda volta atarken içeri giren kadını gördü.

"Kapıyı kapatın" dedi ancak ona bakmadı ve ileri geri yürümeye devam etti.

Müge yutkunarak karşısında deli dana gibi sağa sola giden adamı izlerken "Burak Bey, çok özür dilerim. Telefonu sessizde unutmuşum. İnanın bir daha olmayacak" dedi.

Adam hiçbir şey söylemedi. İleri geri yürümeye devam etti ve Müge daha fazla bir şey söylemek istemeyerek ellerini önünde bağlayıp sessizce bekledi.

Sonunda durup ona dönen adam öfkeyle bağırmaya başladığında Müge dişlerini sıkmış ve önünde ellerini yumruk yapmıştı.

"Hiçbir tecrübeniz olmadığı halde sizi işe aldım! Görüşmeye geldiğinizdeki kendinden emin tavırlarınıza güvenerek sizi işe aldım! En başta sizi uyardım, istediğim her an size ulaşabilmeliyim. Siz ne yapıyorsunuz? Telefonunuzu sessize alıyorsunuz! Hem de gün içerisinde! Nasıl bu kadar sorumsuz olabilirsiniz!"

Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin