Çilek titreyen elleriyle cezvedeki kahveyi damat fincanına dökerken yanındaki Müge'ye sessizce "Bana da bunu yaptırdınız ya helal olsun size!" diye tısladı. Omzunun üstünden arkasındaki kalabalığa baktı. Pars büyük koltukta bir tarafında annesi diğer tarafında Arslan ve İdil ile oturuyordu. Hemen karşısında ise Burak ile Kadir Bey vardı. Emre, Tuğba, Arya ve Edward ise kenara koydukları sandalyelerde oturmuş onları izliyordu. Yüzlerindeki sırıtışa bakılırsa fazlasıyla eğleniyor gibi görünüyorlardı.
Çilek önündeki damat tepsisine baktı. Damat tepsisi! Bir damat tepsisi bile almıştı! "Allah'ım ben gerçekten bunları yaşıyor muyum?" diye kendi kendine konuşurken Müge "Yaşıyorsun canım yaşıyorsun, biz de şahidiz. Hadi al artık tepsini eline kahveleri götürelim buz gibi oldular" dedi.
Müge diğerleri için yaptıkları kahveleri alıp önden giderken Çilek Pars'ın kahvesini aldı. Tepsiyi tutan parmaklarının titrediğini fark ettiğinde içinden kendine küfretti.
Müge'nin çoktan kahveleri ikram etmeye başladığını fark ettiğinde derin bir nefes alıp Pars'a doğru ilerlemeye başladı.
Titreyen elleriyle tepsiyi genç adamın önündeki sehpaya bırakırken heyecandan nefesi kesilmişti. Pars kafasını kaldırıp ona bakarak gülümsediğinde Çilek'te gülümseyip geri çekilerek onun için ayırdıkları yere geçti. Kadir Bey'in hemen yanına onun için bir sandalye koymuşlardı.
Sultan Hanım kahvesini biri ki defa yudumladıktan sonra "Evet efendim sebebi ziyaretimiz belli..." diye başlamıştı ki Burak "Teyzeciğim bu ne acele bir durun bakalım. Damadımız kahvesini bitirsin" dedi.
Sultan Hanım lafının bölünmesine bozulsa da "Tabi oğlum doğru diyorsun" dedi.
Çilek o an Pars'a baktığında genç adamın yüzünün şekilden şekle girdiğini gördü. Şaşkınlıkla "Ne oldu?" diye sorduğunda Pars "Çok tuzlu olmuş" diye tısladı.
"Ama ben tuz atmadım ki" diyen Çilek şaşkınca Müge'ye baktığında genç kadın sırıtarak omuz silkmişti.
Pars bir yudum daha alıyormuş gibi yapıp fincanı yerine bıraktı. Hemen üstündeki kapağı kapattığında Burak "Arya bak bakayım kahve bitmiş mi?" diye sordu.
Arya hemen yerinden fırlarken Pars, Burak'a kötü kötü bakıyordu. Genç kız "Bitmemiş" dediğinde Pars dişlerinin arasından "Sorarım ben size bunun hesabını" dedi.
Burak "İç canım iç" dediğinde Pars istemeyerek tekrar fincana uzandı.
Bin bir zorlukla kahveyi bitiren Pars içi yanarak küçük bardaktaki suyu bitirdikten sonra "Büyük bardak su alabilir miyim?" diye sorduğunda Çilek yerinden kalkıp koşar adım mutfağa gitmişti.
Bir bardak suyla birlikte geri döndüğünde tepside duran tek gülü görünce gülümsedi. Pars telaşla suyu alıp kafasına dikerken diğerleri bıyık altından gülüyorlardı.
Çilek tepsiyi alıp mutfağa götürürken Sultan Hanım, Burak'a "Şimdi başlayabilir miyim oğlum?" diye sordu.
Burak "Tabi teyzeciğim söz sizin" dediğinde Sultan Hanım "Evet efendim, çocuklar birbirini görüp beğenmiş..." diye başladığında Emre ile Tuğba'nın olduğu taraftan bir kahkaha yükseldi.
Çilek yerine doğru giderken ikiliye sinirle baktı. Onlar elleriyle ağızlarını kapatıp "Kusura bakmayın" derken İdil ve Arslan da kendilerini zor tutuyordu.
Sultan Hanım "Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Çilek'i, oğlumuz Pars'a istiyoruz" diyerek sözlerini tamamladığında Burak "Efendim tabi çocuklar birbirini görüp beğenmişte, bizden kız almak o kadar kolay değil. Öncelikle oğlumuz ne iş yapıyordu?" dediğinde Pars "Yok artık!" derken diğerleri daha fazla dayanamayarak kahkahayı basmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomanceAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)