Aşıklar Tiyatrosu (17)

8.1K 815 71
                                        

Merhaba arkadaşlar, yeni bölüm sizlerle. Umarım beğenerek okuyacağınız bir bölüm olmuştur.

Keyifli okumalar, hayatınıza iyi bakın...


Sabahın erken saatinde Arslan'ın çalan telefonuyla uyandılar. Arslan, İdil'in üstünden uzanıp telefonu alırken ekranda Pars'ın adını görünce genç kadına baktı. İdil gözlerini ovarak uyanmaya çalışıyordu. Arslan yataktan doğrulup "Efendim" diyerek telefonu cevapladı. Ayağa kalkıp Pars'ı dinlerken kollarını geriye atıp esneyen İdil'i izliyordu. "Timuçin Bey burada, seninle konuşmak istiyor. Çabuk gel" diyen arkadaşının telaşlı sesiyle kaşlarını çattı.

"Ne istiyormuş?" diye sorduğunda İdil yatakta doğrulmuş ona bakıyordu. Genç adamın sesindeki endişeyi fark etmişti.

"Bana bir şey söylemedi. Geciken inşaat ile ilgili üstü kapalı sorular sordu ancak bir cevap vermedim. Sanırım inşaat alanını gidip görmüş"

"Lanet olsun" diye homurdanan Arslan "Tamam geliyorum" diyerek telefonu kapattı.

İdil yataktan kalkıp genç adamın önünde dururken "Bir sorun mu var?" diye sordu. Arslan kafasını iki yana sallarken "Önemli bir şey değil. Acil bir toplantım çıktı gitmeliyim" dedi.

"Tamam ben de hazırlanayım birlikte çıkalım" diyerek elbise dolabına yönelen İdil'i kolundan tutup kendine çevirdi. Eğilip dudaklarına istediği gibi tutkulu bir öpücük kondurduktan sonra "Benim hemen çıkmam gerekiyor. Unutma bu akşam yemeğe çıkacağız" dedi.

İdil onun gözlerine bakarken derin bir nefes aldı. "Tamam" diye fısıldadığında Arslan gülümseyip genç kadını tekrar öperek ona veda etti. Komodinin üstündeki cüzdanı ve anahtarlarını da aldıktan sonra hızlı adımlarla kapıya doğru ilerlemişti. İdil onu kapıya kadar takip etti. Arslan çıkmadan önce İdil'in telefon numarasını almayı ihmal etmemişti. İdil, genç adamı uğurladıktan sonra duş almaya gitti. Aklında tek bir soru vardı. Akşama ne giyeceğim!

Arslan, İdil'in evinden çıktığında pastanenin oradaki arabasına gitmekle vakit kaybetmedi. Taksiyle şirkete geçerken asistanı Cüneyt'i arayarak odasındaki takım elbiselerinden birini hazırlamasını istedi. İki gündür üstündeki kot pantolonu ve tişörtüyle yatıp kalkıyordu, kıyafetleri ona yakışmayacak düzeyde kırışmıştı.

Şirkete geldiğinde direk odasına çıktı. Cüneyt'in hazırladığı takım elbisesini giydikten sonra Timuçin Bey ile olan karşılaşmasına hazırdı.

Odasından çıktığında Cüneyt ayağa kalkarak "Toplantı odasındalar Arslan Bey" dedi. Asistanını kafasıyla onaylayıp toplantı odasına doğru ilerlerken adamın sorularına nasıl cevap vereceğini belirlemeye çalışıyordu.

Toplantı odasına girdiğinde Timuçin Bey, masanın başında genç adamın yerinde oturuyordu. Koltuğunu masadan geriye çekmiş, bir ayağını diğer bacağının üstüne atarak oturduğu koltuğa genişçe yayılmıştı. Arslan içeri girdiğinde adamın ukala bakışlarıyla buluştuğu an sıkıntılı bir toplantı yapacaklarını anlamıştı. Timuçin Bey'in şirketiyle anlaşma yaptıkları gün adamdan pek haz etmemişti. Kendini beğenmiş ve fazla hırslı biriydi. Arslan adamın işinde başarılı bir iş adamı olduğunu biliyor ona saygı duyuyordu ancak bu her şeyi görmezden gelebileceği anlamına gelmiyordu.

Arslan "Hoş geldiniz Timuçin Bey" diyerek adama yaklaştığında "Asıl siz hoş geldiniz, biz uzun bir süredir buradayız" diyen adamın sesindeki alay yeteri kadar belirgindi.

Adam ayağa kalkıp elini sıktığında "Kusura bakmayın biraz beklettim" diyerek oturmasını işaret edip Pars'ın karşısındaki boş yere geçti. Rahat bir tavırla arkasına yaslanıp adama döndüğünde adam az önceki oturuşunu tekrarlamıştı. Arslan gözlerini kısarak adamın oturuşunu baştan ayağa süzdü.

Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin