"Üstündeki kıyafetten başka kıyafetin yok mu?" diye sordu Pars bir kez daha.
Çilek etraftaki dağınıklığa bakıp "Bu odada ne oldu?" diye sorarak karşılık verdi. Pars "Dün gece biraz sarhoştum" diye kısaca cevapladıktan sonra "Soruma cevap verir misin?" dedi.
Çilek portakal suyundan bir yudum alırken hayır dercesine kaşlarını kaldırdı. Ağzındaki portakal suyunu yutkunduktan sonra "Eve uğrayacak vaktim yoktu. Trene zor yetiştim" diye açıkladı.
Pars genç kadının üstündeki kırmızı elbiseyi süzdü. "Bu soğukta bütün gece bu elbiseyle mi dolaştın?"
Önündeki peynirden bir çatal alan Çilek hafifçe omuz silkip "Sadece taksiyle tren arasında üşüdüm. Trenin içi sıcacıktı taksi de öyle" dedi.
Peyniri ağzına atarken Pars'ın ona dikkatle baktığını biliyordu. Genç adam açıklama bekliyordu ancak Çilek onunla açık bir şekilde konuşmuştu. Pars'ın hayatına müdahale etmesine izin vermeyecekti. Seks yapmadığı sürece nerede kiminle ne yaptığı genç adamı alakadar etmezdi ki sekste yapmamıştı. Alfio'nun evine gittiğinde daha taksiden inmeden verdiği karardan pişman olmuş ve adamı taksiden indirdikten sonra soluğu tren istasyonunda almıştı.
Bir süre sonra Pars "Gelmeyecektin değil mi?" diye sorduğunda Çilek iç çekerek çatalını masaya bıraktı ve genç adama baktı.
Açıkça "Evet" dedikten sonra eliyle saçlarını karıştırıp duruşunu dikleştirerek dirseklerini masaya yasladı.
"Açıkçası endişeliyim. Sadece seks diyoruz ama sonrasında elimize yüzümüze bulaştırmaktan korkuyorum." Dediğinde Pars genç kadının sözleriyle heyecanlanan kalbine engel olamadı. Doğru mu anlamıştı? Çilek ileride işin içine duyguların karışacağından mı korkuyordu? Ah benim istediğim de bu zaten diye içinden geçirirken Çilek devam etti.
"Benim için sıkıntı değil. Seninle seks ilişkimiz bittikten sonra da aynı çevrede bulunabilirim. Sonuçta arkadaşlarımız evli ve istesek de istemesek de ilişkimiz bittikten sonra aynı ortamda bulunmak zorunda kalacağız."
Çilek konuşmaya devam ettiğinde Pars boşuna heyecanlandığını anladı. Genç kadın kendi duygularından değil, onun duygularından korkuyordu. Eh korkmakta da haklıydı. Pars'ın onu bırakmaya niyeti yoktu. İlişkilerini ömür boyu seks ilişkisi olarak görmek istiyorsa öyle görebilirdi.
Pars ellerini iki yana açıp "Yani benim yoluma devam edemeyeceğimden mi endişeleniyorsun" dedi.
Çilek "Bazen duygusal davrandığını hissediyorum" dediğinde Pars alayla gülerek gerçek duygularını sakladı ve devam etti.
"Sen ilişkimizi bitirmek istediğin an ilişkimiz bitebilir. Benim için bir sorun yok. Sonrasında da bir sıkıntı çıkacağından endişelenme. İkimizde yetişkin insanlarız. Dünyanın sonu değil öyle değil mi? Yolumuza devam edebiliriz"
Pars'ın sözleri duymak istediği sözlerdi. O da öyle olması gerektiğini düşünüyordu. Başından beri genç adama anlatmak istediği tam olarak bunlar değil miydi?
O zaman neden canı sıkılmıştı?
Parmaklarını hafifçe ensesine doğru kaydırıp gülümsedi ve "Anlaştığımıza sevindim" dedi. Ardından bakışlarını kahvaltı tabağına kaydırarak "Artık kahvaltıma devam edebilir miyim?" dediğinde Pars gülümseyerek "Tabi ki" dedi.
Pars, Çilek'in davranışlarını çözümlemeye çalışmaktan artık aklını kaçırmak üzereydi. Bir kadından daha önce hiç bu kadar karışık sinyaller almamıştı. Çilek bir yandan ilişkilerinin sadece sekste sınırlı kalmasında ısrar ederken diğer yandan Pars'tan aynı şeyleri duyduğunda canı sıkılmış gibi davranıyordu. Ya Pars öyle görmeyi umut ediyordu ya da Çilek'te ona karşı bir şeyler hissediyordu. Genç adam bir türlü karara varamıyordu. Burak'ın sözlerini hatırladı. O bir zamanlar benim de içinde bulunduğum karanlıkta kaybolmuş biri demişti. Yani Çilek geçmişinde kaybolmuştu. Oysaki genç kadın kendinin anı yaşadığını iddia ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomanceAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)