İdil anahtarları kilide yerleştirirken elleri titriyordu. Diğer elindeki evrakları düşürünce küfretti. Eğilip dağılan kâğıtları topladıktan sonra ayağa kalkıp tekrar anahtarı kilide yerleştirdi. Evden çıktıktan sonra Pars, Arslan'ın evinde olduğunu öğrenmişti. Genç adamın yedek anahtarlarını İdil'in eline tutuşturarak onu apartmanın önünde bırakıp arkasına bakmadan ortadan kaybolmuştu.
İdil şimdi kapıyı açarken Arslan'ın onu nasıl karşılaşacağını merak ediyor. Genç adamın vereceği tepkiden endişeleniyordu.
Sonunda kapıyı açtı. Anahtarı çıkartıp ağır kapıyı iterek içeri girerken kendini bir hırsız gibi hissediyordu.
Kapıyı arkasından sessizce kapatıp salona ilerledi. Arslan orada değildi. Koridora çıkıp yatak odasına doğru ilerledi. Yatağında boş olduğunu gördüğünde hayal kırıklığıyla omuzları düştü. Pars yanlış bir bilgi almış olmalıydı. Arslan burada yoktu.
Bakışlarını etrafta gezdirirken terasa açılan kapıdan onu gördü. Cam kapıya doğru ilerleyip dışarı baktığında Arslan minderlere uzanmış gökyüzünü izliyordu.
İdil derin bir nefes aldı. Elindeki anahtarı komodinin üstüne bırakıp kâğıtları rulo haline getirerek sıktı. Derin bir nefes daha aldıktan sonra terasın kapısını açıp dışarı çıktı.
Kapıdan çıkan ses genç adamın dikkatini çekmişti. Arslan kafasını çevirip kapıya baktı. İdil'i görür görmez hızla yattığı yerden doğruldu. Şaşkın bakışlarla genç kadını izlerken İdil ağır adımlarla yanına gidip oturdu.
Birkaç saniye birbirinde kilitli kalan gözler tüm kırgınlıkları ortaya seriyordu. İdil iç çekti. Ellerinin arasında sıktığı kâğıtları açarak Arslan'a uzatıp "Projeden vazgeçmeni istemiyorum" dedi.
Arslan kaşlarını çatarak genç kadının elindeki evraklara baktı. "Bunların sende ne işi var?" diye sorarken bile cevap beyninin içinde yankılanmıştı. Dişlerini sıkarak "Pars" dediğinde İdil onun kucağındaki elini tuttu.
Arslan elinin üstündeki minik ele baktı. Diğer eliyle İdil'in elini tutup dudaklarına götürdü. "Senin üzülmene sebep olan bir işe devam edemem" dediğinde İdil ona daha çok yaklaşma ihtiyacıyla öne doğru eğilmişti. Elleri ortalarında birleşmiş halde birbirlerine yakınlaştılar. İdil genç adamın gözlerine bakarak "Pastane benim her şeyimdi. Bunu sana daha önce de söyledim. Ancak şirkette senin her şeyin Arslan. Sana zarar vermek istemiyorum. Seni seviyorum. Bu yüzden beni kandırdığını öğrenmek bütün dengemi alt üst etti" dediğinde "Seni kandırmak istemedim" diyerek araya girdi Arslan.
"Biliyorum" dedi genç kadın iç çekerek. Ardından kafasını eğip göz temasını bozdu. "Ailem benim yüzümden öldü" diye fısıldadığında Arslan böyle bir itiraf beklemediği için şaşırdı.
İdil kafasını kaldırıp devam etti. "On sekiz yaşımdaydım" dedikten sonra hafifçe omuz silkti. "Aşık olduğumu sanıyordum. Aynı aşkla sevildiğime emindim ancak onun tek amacı babam hakkında bilgi alabilmekti. Ailem ölene kadar babamın ticaretle ilgilendiğini sanıyordum. Sürekli yurtdışında veya başka bir şehirdeydi. Bizi görmek için gelir ve uzun süre kalmadan giderdi. O karşıma çıktığında babam uzun zamandır evde yoktu. Babam geri döndüğünde ise bir daha gitmesine gerek kalmadığını söylemişti. Hepimiz çok sevindik. Erkek kardeşim babamla daha fazla vakit geçireceği için heyecanlıydı. Günlerce evde babamla olmak bizim için büyük bir mucizeydi. Sonra o babamla tanışmak istedi. Aileme bunu söylediğimde ilk başta karşı çıksalar da babam kabul etti."
İdil boğazındaki yumruyu geçirebilmek için yutkundu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Arslan genç kadının kolunu okşarken "Anlatmak zorunda değilsin" dediğinde İdil kafasını iki yana sallayıp "Beni anlaman için öğrenmen gerekiyor" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomanceAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)