Çilek karşısındaki insanların şaşkın yüzüne daha fazla bakmaya dayanamayarak arkasını dönüp koşarak evden çıktı.
Pars arkasından gitmek için hareketlendiğinde babasının "Pars!" diye kükreyen sesi ayaklarını yere çivilemişti.
Arkasını döndüğünde annesi, kapıya doğru giderken babası "Sen kal Sultan Hanım" dedi. Annesinin yanından geçerken öfkeyle Pars'a bakıp "Kalıp oğlunun aklını başına getir. Ben kızla ilgilenirim" diyerek Pars'ın yanından geçip evden çıktı.
Sultan Hanım "Ah oğlum ne yaptın sen?" derken Pars sıkıntıyla elini saçlarının arasından geçirip üzgün bir sesle "Sabrım kalmadı artık anne" dedi.
Annesi onu kolundan tutup koltuğa çekerek oturmasını sağlarken Pars'ın aklı Çilek'teydi.
Kadir Bey aşağıya indiğinde Çilek apartmanın girişinde oturmuş ağlıyordu. Yaklaşan ayak sesini duyduğunda genç kadın elleriyle yüzünü kurulayıp ayağa kalktı.
"İyi misin kızım?" diyen adamın sesiyle ona bakıp hızla bakışlarını kaçırarak kafasını onaylarcasına salladı.
Kadir Bey yanına gelip "Seninle biraz yürüyelim mi?" diye sorduğunda Çilek "Eve gidecektim" diye mırıldandı. Taksiye binmeyi düşünürken yanında hiçbir şeyin olmadığını hatırlayarak oraya çöküp kalmıştı.
"Biraz yürüyelim, istersen daha sonra seni eve bırakırım" diyen yaşlı adamın ses tonu itiraz kabul etmeyecek gibiydi.
Çilek kafasını onaylarcasına salladığında birlikte cadde boyunca ilerlemeye başladılar. On beş dakikalık sessiz bir yürüyüşün ardından Kadir Bey, ilerdeki çocuk parkında gördüğü bankı işaret ederek "Orada biraz oturalım mı?" diye sordu. Çilek kafasıyla onaylayarak cevap vermiş sessizce oraya gidip oturmuşlardı.
Oturduktan kısa süre sonra Kadir Bey "Oğlumu seviyor musun?" diye sorduğunda Çilek'in şaşkın bakışları biran adamı buldu.
Yaşlı adamın gözünün içine bakıp kalırken sertçe yutkundu. Ne diyeceğini bilemeyerek kafasını çevirip bakışlarını yere indirdi.
Çilek iki eliyle bankı sıkıca kavramış yere bakıyordu. Kadir Bey hafifçe elinin üstüne vurduktan sonra "Seviyorsun ama korkuyorsun" dedi.
Yaşlı adam arkasına yaslanıp iç çektikten sonra anlatmaya başladı.
"Sultan Hanım'dan önce biri vardı. Tabi o zamanlar bu meseleler şimdiki gibi değildi. Kızı belki iki defa anca görmüştüm ama öyle bir güzelliği vardı ki... İlk görüşte aşktı. Sonra bir süre mektuplaştık. Bir iki defa kaçak göçek bahçelerde buluştuk. Askere gitmeden önce istemeye gitmek istedim ama izin vermedi. Önce askerliğini yap gel dedi. Askere gittim. İlk başlarda yine mektuplaşıyorduk, sonra mektupları birden kesildi. Aylarca haber alamadım. Askerliğimin bitmesine yakın bir mektup yazdı. Evlenmişti."
Yaşlı adamın son sözleriyle Çilek bakışlarını kaldırıp ona baktı. Yaşlı adamın yüzünde hüzünlü bir gülümseme vardı. Bakışları karşısındaydı ama sanki baktığı yeri görmüyordu.
"Askerden döndüğümde onu eşiyle gördüm. En yakın arkadaşlımla evlenmişti" diyerek o da Çilek'e döndü.
"O gün kızım, hayatımın en kötü gününü yaşadığımı düşünmüştüm. Tüm dünyam başıma yıkılmıştı. Günlerce sarhoş oldum, dağıttım, içtim, ağladım. Sonra annemin dayağıyla kendime geldim" diyerek güldü.
"Bir yıl sonra Sultan Hanım ile karşılaştık. Bizim ki görücü usulüydü. Annem bir düğünde Sultan Hanım'ı görüp beğenmiş ve annesine haber yollamıştı. Bana söylediğinde kabul ettim. Zaten hayattan çok fazla bir beklentim yoktu. Onu görmeye gittik. Konuşmamız için bizi yalnız bıraktıklarında Sultan Hanım bana evlenmek istemediğini söyledi. Ama o gün o konuşmasında bir şey beni etkiledi. Nasıl olduğunu anlamadan onu ikan etmeye çalışırken buldum kendimi. Biraz zaman aldı ama sonunda ikna ettim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomanceAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)