Müge yüzüne korku dolu bir ifadeyle bakmaya başladığında Burak haklı çıkmanın hayal kırıklığını yaşadı. Kadının yüzündeki ifade her şeyi anlatıyordu. Haklıydı.
"Bir şey söylemeyecek misiniz?" diye sorduğun kadın konuşmadan önce genzini temizledi.
Ona rağmen kısık çıkan sesiyle "Nereden biliyorsunuz?" diye sordu.
"İnkar etmiyorsunuz, yani bir yalancısınız" diyerek kadını zorladı. Hangisi çıkmasını istediğinden emin değildi. Yalancı olmasını mı istiyordu yoksa sahte kimlik kullanmasını mı? Kadına karşı bir parça güveninin kalmasını istiyorsa sahte kimlik kullanmasını tercih ederdi ama bunu altında yatan neden de önemliydi.
Müge "Sınava girdiğim ve çektiğim puanla ilgili size yalan söylemedim" dediğinde, Burak gözlerini kısarak "O zaman başka konularda yalan söylediniz" diye karşılık verdi.
Sıkıntıyla bakışlarını etrafta gezdirdi Müge. Şu an en son olmak istediği yer burasıydı. Kendi hakkında konuşmak istemiyordu. Konuşmaya zorlanmak istemiyordu. Adamın vazgeçmeyeceğini de biliyordu.
Müge susmaya devam ettiğinde Burak "Kimliğiniz sahte mi?" diye sordu.
Müge iç çekerek ayağa kalktı. Duruşunu dikleştirip adamın gözlerinin içine bakarak "Nasıl öğrendiniz?" diye sordu.
Kollarını göğsünde bağlayan Burak "Bütün çalışanlarım hakkında araştırma yaparım Müge Hanım, normalde işe almadan önce araştırır öyle alırım ama biliyorsunuz ki sizin işe alınmanız biraz ani oldu. Araştırma yaptığımda ne söylediğiniz şeyler ne de verdiğiniz bilgiler birbiriyle uyuşuyor. Daha önce Muhasebe de çalıştığınız da yalan. Hiç sigorta girişiniz görünmüyor" diye açıkladı.
Müge aldığı cevapla yutkundu, ne diyeceğini bilemiyordu. Sıkıntı içinde elleriyle oynarken "Burak Bey, bu özel bir mesele" dedi.
Yalvarırcasına adamın gözlerine baktı. Daha fazla bir şey sormasını istemiyordu ama adam avukattı elbette bunun peşini bırakmayacaktı.
"Müge Hanım bu zamana kadar deneme sürecindeydiniz. İşinizde başarılı olacağınızı kanıtladınız ancak güvenmediğim biriyle yola devam edemem. Üstelik sahte kimlik kullandığınızı inkar etmiyorsunuz. Başınızın nasıl bir belada olduğunu öğrenmeden sizinle çalışmaya devam edemem. O yüzden ya şimdi bana her şeyi açıklayın ya da işi bırakın"
Kadının gözleri dolduğunda bir an ileri gittiğini düşündü ama haklıydı. Bu yüzden kararlı duruşunu değiştirmedi.
Müge burnunu çekip gözünü kırpıştırarak gözüne dolan yaşları geri gönderdikten sonra eğilip kendin çantasını aldı.
"O zaman yeni birini arayabilirsiniz. Her şey için teşekkür ederim Burak Bey" diyerek adamın yolundan çekilmesini bekledi ancak Burak hiçbir yere kıpırdamadı.
Kafasını kaldırıp ona öfkeyle bakan gözlere kırgın bir bakış attıktan sonra arkasını dönüp diğer tarafa ilerledi. Önündeki büyük sehpanın etrafından dolanıp kapıya doğru giderken adam "Sizi yetkililere bildirmek zorundayım" dediğinde tepesi atmıştı.
Öfkeyle arkasına dönüp "İstediğiniz gibi işi bırakıyorum işte neden hala benimle uğraşıyorsunuz!" diye bağırdığında Burak ona doğru yaklaşıp "Çünkü sahte bir kimlik kullanıyorsunuz! Bu yasalara aykırı!" diye bağırdı.
"Bu sizi ilgilendirmez! İşten çıktıktan sonra sizinle hiçbir bağım kalmayacak. Hangi kimliği kullandığımdan size ne!"
"Müge Hanım hakkınızda hiçbir şey bilmiyorum. Bunca zaman bir suçluyla çalışıp çalışmadığımı bilmeliyim. O yüzden siz işten ayrılsanız da kimliğinizi polise bildirmek zorundayım" adam parmağını ona doğru sallarken sinirle bağırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
Roman d'amourAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)