Pars elindeki bilançoları incelerken odasının kapısı biranda açıldı. Kafasını kaldırdığında Arslan, evlendikten sonra daha da irileşen koca vücuduyla içeri giriyordu.
Arkadaşı bir selam verme gereği bile duymadan "Pars acil Fransa'ya gitmen gerekiyor" dedi.
Pars arkadaşının yüzüne yalancı bir gülümsemeyle bakarak konuştu. "Sana da merhaba kardeşim, ne var ne yok? Benden de ne olsun işte üstüme yıktığın bilançolardan kendime bir mezar inşa ediyorum. Belki geberince senden bir huzur bulurum"
"Bırak şimdi dalgayı" diyen Arslan masaya yaklaştı ve eğilerek ellerinin masanın üstüne yerleştirip gözlerini ona dikti. "Büyük bir otel projesi var. Fransız yatırımcıyla bir görüşme ayarladım, hemen gidip görüşmen gerekiyor."
Pars arkasına yaslanarak kollarını göğsünde bağladı. "Neden sen gitmiyorsun?"
Arslan doğrularak elini ensesine attı. Yaramazlık yapmış bir çocuk gibi kafasını eğerek gözlerini ondan kaçırdı. "İdil ve Arya'ya hafta sonu için söz verdim. Pastanenin açılışına az kaldı ve kızlar onlara yardım etmemi istiyor."
Pars bıkkınlıkla nefesini verirken "Artık böyle olacak değil mi? Bütün o yurtdışı toplantılarına ben katılacağım ve sen kıçını İdil'in dibinden ayırmayacaksın." Dedi.
"Dostum yeni evlendik. Elbet bir süre sonra bu durum değişecek." Diyen Arslan'a inanmaz gözlerle baktı.
"Bakma bana öyle" diyen Arslan tekrar eğilip ellerini masaya koydu. "Bu iş çok önemli, diğer firmalar atağa geçmeden önce gidip görüşmen gerekiyor"
Pars'ın kabul etmekten başka çaresi yoktu. Hem başka ne yapabilirdi ki...
"Tamam" dediğinde Arslan sırıtarak doğrulup "Kabul edeceğini biliyordum, görüşmeyi yarın öğlene ayarladım" dedi ve odadan çıkmak için arkasını döndü.
"Ne? O kadar çabuk mu? Uçağım ne zaman?" diye ardı ardına sorduğunda Arslan kapıyı arkasından kapatmadan önce durup ona bakmış ve sırıtarak "Bu akşam uçuyorsun, eve erken gidip hazırlanabilirsin. Ayrıca istersen hafta sonu da orada kalabilirsin" dedi.
Arslan odasından çıkarken Pars aklına gelen düşünceyle gülümsedi. Fransa ile İtalya arası çok kısa bir mesafeydi. O günden beri genç kadına ulaşamamıştı. Çilek, İtalya'ya dönmüş Pars, ona ulaşabilmek için hiçbir yol bulamamıştı. Saçma sapan hesaplar açıp Çilek'e yazmış her hesabı engel alırken İnstagram sonunda onu şüpheli listesine almış olacak ki yeni hesap açımında bir sürü saçma isteklerde bulunmaya başlamıştı. Sonunda her seferinde farklı hatlar alıp her numaraya yeni bir hesap açmaktan vazgeçmişti. Günlerdir ona ulaşmaya çalışmıyordu ve hiçbir şey yapmadan durmak onu çıldırtıyordu.
Bilançoları hızla toplayıp dosyaya yerleştirdi. Bilgisayarını kapattı, eşyalarını ve dosyayı alarak yerinden kalkıp hızlı adımlarla odadan çıktı.
Arslan'ın odasının önüne geldiğince Cüneyt "Pars Bey" demişti ki Pars onu durdurmasına izin vermeden kapıyı açıp odaya girdi.
Arslan bilgisayarından kafasını kaldırdı. "Cüneyt yine mi yerinde yok" derken Pars'ın arkasından giren Cüneyt "Pars bey ne zaman benim haber vermemi bekledi ki!" dedi. Öfkeli bir ifadeyle Pars'a baktı.
Pars sırıtırken Arslan da gülümseyerek "Tamam çıkabilirsin Cüneyt" dedi.
Cüneyt dışarı çıkarken Pars, Arslan'ın masasına yaklaşıp elindeki dosyayı bırakarak "Ben çıkıyorum, eve gidip hazırlanmam lazım. Sana bilançolarla iyi şanslar" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomanceAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)