Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)

Aşıklar Tiyatrosu (8)

Merhaba arkadaşlar, normalde bu hafta tatilde olduğum için bölüm atamayacaktım ancak bugün özel birgün 😊 Arkadaşım Nermin'in doğum günü olduğu için bölümü atmaya karar verdim.

Doğum günün kutlu olsun kuzum. Nice sağlıklı ve güzel yaşların olsun. Her daim hayatına iyi bakman dileğiyle, iyi ki doğdun ❤💋

Keyifli okumalar, hayatınıza iyi bakın...

İdil hissettiği yersiz kıskançlık ve öfkeyle savaşıyordu. Bardan çıktıktan sonra bu halde odasına giderse çikolata krizine gireceğini bildiğinden sahile inmişti. Ayakkabılarını eline alıp kumsalda yürürken deniz havasının onu sakinleştirmesini umut etti ancak hissettiklerini hiçbir şey hafifletmiyordu. Gözlerinde yaşlar birikiyor, sinirle biriken yaşları geri göndermeye çalışırken homurdanıyordu.

Sonunda dayanamayarak odasının yolunu tuttu. Otelin içine girdiğinde gözlerinde tekrar yaşlar birikmişti. Çıplak ayaklarla odasının bulunduğu koridora doğru ilerledi. Odasına gitmek için dönmüştü ki koridorda ateşli bir şekilde öpüşen çifti gördü. Şaşkınlıkla biran olduğu yerde kaldı. Adamın Arslan olduğunu fark ettiğinde ise hızla geri çekildi. Duvarın arkasında saklanırken kafasını sarkıtıp gizlice tekrar baktı. Arslan kadını sertçe öperken kadın elindeki oda kartını kapıya okutmaya çalışıyordu. İdil o an kadının tanıdık gelen yüzünü hatırladı. Çaprazındaki odada kalan kadındı.

Kadın sonunda kartı kapıya okutabildi ve ikilinin sarmaş dolaş bedenleri kapının arkasında kayboldu. İdil öfkeyle derin nefesler alarak odasına doğru gitti. Koridordan adeta koşarak geçmişti. Kapıya geldiğinde küçük çantasındaki kartı ararken elindeki ayakkabıları yere düşürdü. Sinirle yanağından süzülen yaşı kuruladı. Oda kartını okutup ayakkabılarını ayağıyla içeri ittikten sonra içeri girerek kapıyı sertçe kapattı. Çantasını odanın içine fırlatıp banyoya girdi. Yüzünü yıkayıp, tuvalet ihtiyacını giderirken regl olduğunu fark edince bütün bu anlamsız duygusallığının suçunu hormonlarına attı.

Banyodan çıktıktan sonra üstündekileri çıkartıp pamuklu yazlık pijamalarını giydi. Aklı sürekli Arslan ile kadının hemen karşı oda da ateşli bir sevişme içinde olduklarına kayıyordu. Arslan'ın dudaklarının göründüğü kadar lezzetli olup olmadığını düşündüğü sırada "Kendine gel İdil!" diye bağırdı.

Yatağa oturup komodinin üstündeki telefonu kaldırarak oda servisini aradı. Büyük bir kutu nutella ile tatlı kaşığı istediğinde görevli "Nutella mı?" diye şaşkınlıkla sormuştu. İdil "Evet, lütfen!" diye inlercesine onu cevapladıktan sonra telefonu kapattı. Ayaklarını yatağa uzatıp sırtını yatak başlığına yasladı. Ellerini kucağına yerleştirirken gözlerini kapatarak işini ve dönünce yapması gerekenleri düşündü. Ayakları sıkıntıyla iki yana sallanıyordu. Düşüncelerini istediği kadar uzak tutmaya çalışsın kısa süre sonra yine diğer odadaki çifti düşünürken kendini buluyordu.

Kapı çaldığında oda servisinin geldiğini bilerek sevinçle yatakta fırladı. Koşarak kapıya gidip açtığında kapıda duran görevliyi gülümseyerek karşıladı. Servis masasının üstündeki nutella ve kaşığa hevesle atıldıktan sonra "Çok teşekkür ederim" diyerek kapıyı adamın yüzüne kapattı.

Kavanozun kapağını açtıktan sonra elindeki tatlı kaşığını büyük bir iştahla çikolatanın içine daldırdı. Kaşığı ağzına sokup aldığı tadın keyfiyle inlerken yatağa oturdu. Yatağın üstünde duran çantasından gelen mesaj sesiyle zevkle kapanmış gözlerini açıp çantaya baktı. Kaşığı kavanozun içine bırakıp çantasını alarak telefonun çıkarttı. Whatsapp'tan gelen fotoğrafı gördüğünde gülümsedi. Çilek, Tuğba ve Müge kırmızı şarap dolu bardaklarını tokuştururken çektikleri fotoğrafı ona göndermişlerdi. Bugün Kutsal Pazartesi olarak adlandırdıkları şarap günleriydi. Pazartesi sendromuna inat haftanın ilk gününün akşamını kırmızı şarap içerek geçirirlerdi. İdil'in gözleri doldu. Şuan yanlarında olmayı her şeyden çok istiyordu. Bu lanet tatile çıkmasaydı. O pislik adamla hiç karşılaşmayacak, kalbi daha önce hiç sızlamadığı gibi sızlamayacaktı.