Aşıklar Mahkemesi

6.4K 731 138
                                    

Ve karşınızda Giriş bölümüyle Aşıklar Mahkemesi. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar...

Bu bölüm sevdiceğim editörüme gelsin :)

GİRİŞ

Müge parmaklarını saçlarının arasına daldırıp saç derisini sertçe kaşıdı. Önündeki hesap defterine eğilmiş, borçlarını topluyor, cebinde kalan azıcık parayı nereye vereceğini bulmaya çalışıyordu. Kalan paranın borçlarının tamamını kapatması mümkün değildi. Eczaneye uzun zamandır ödeme yapmamıştı. Adam pastanenin durumun bildiği için bir şey demiyordu ama yakında ilaç vermezse şaşırmazdı. Üstelik bakıcının da ödeme zamanı gelmiş, çatmıştı.

Market borcunu görünce ise gözlerine yaşlar doldu. Bu deftere baktıkça kızların teklifini kabul etmediği için pişman oluyordu. Neden bu kadar gururluydu? Konu para olduğunda kendine yetememek Müge'yi çileden çıkartıyordu.

Kafasını kaldırıp gözyaşlarını geri göndermek için tavana baktı. Engin tavanın, rutubetten dökülmüş boyasını görmek şu durumda ona hiç iyi gelmemişti. Gözlerini kapattı. Artık dayanma gücü kalmamıştı. Belki de yarın gidip İdil veya Çilek ile konuşmalıydı. Aslında Tuğba para konusunda diğerlerinden daha iyi durumdaydı ama o da burada değildi. Gururunu unutup içinde bulunduğu gerçek durumu arkadaşlarına anlatmalıydı. Hiçbirinin ona acıyacağını veya ona yardım etmeyeceğini düşünmüyordu. Tam aksine onlara önceden anlatmadığı için sinirleneceklerdi ama yapamıyordu işte. Ne kadar zor durumda olursa olsun yapamıyordu.

Herhangi biri son birkaç aydır yaşadığı bu evi görse kalp krizi geçirirdi. Kızlara taşınmak zorunda kaldığını bile anlatmamıştı. Neyse ki evi hiçbir zaman buluşma noktaları olmamıştı. Her zaman İdil'in evinde buluşurlardı ki bu da en çok şükran duyduğu şeylerden biriydi. Biraz önce yaptıkları görüntülü konuşmada da kızlar evi fark etmesin diye dışarıda yapmıştı. Elbet bir gün yakalanacaktı ama o günün mümkün olduğunca uzakta olmasını diliyordu.

Telefonunun mesaj sesini duyduğunda kafasını eğdi. Defterin yanında duran telefonu eline alıp mesajı okuduğunda gülümsedi.

Tuğba ona bir isim ile numara göndermiş ve eklemişti. "Diğer türlü yardımımı kabul etmiyorsun bari bu iş görüşmesine git. Yemin ederim başvuracağın yerle bir bağlantım yok. Asistan aradıklarını duydum. Sadece git görüş."

Burun kemiği sızlayan Müge derin bir iç çekti. Arkadaşı ona Hızır gibi yetişmişti. Saate baktı çok geç değildi ve şimdi hazırlanıp çıkarsa belki görüşmeye yetişebilirdi. Aramadan görüşmeye gidip yüz yüze konuşmanın daha iyi olabileceğini düşündü.

Hızla ayağa fırlayıp küçük dolabının karşısına geçti. Ne giyeceğini düşünürken telefonunu kaldırıp Tuğba'nın mesajını tekrar okudu. Asistan aradıklarını yazmıştı ama ne işle meşgul olduklarını yazmamıştı. Nasıl giyinecekti?

Telefonunun internetini açıp Tuğba'nın yazdığı ismi arama motoruna yazdı. Karşısına çıkan bilgilerle gözleri ışıldadı. Adam avukattı ve büyük bir avukatlık bürosu vardı. Ah Tuğba tam olarak olmasa da ona hayallerinin bir kısmını yaşatma şansı vermişti.

Arkadaşına minnetle dua ettikten sonra telefonu kenara bırakıp tekrar dolabına döndü. İlk görüşme için güzel bir intiba bırakmak istiyordu ancak kıyafetlerinin hiçbiri resmi değildi. Pantolonlarının hepsi kottu. Kazaklarının hiçbiri şık değildi. Gözüne ilişen tek şey Çilek'in geçen yıl hediye ettiği kalem etekti. Dizine kadar iniyordu ama basenlerini ve bacaklarını sıkıca sarıyordu. Arkasındaki yırtmacı sayesinde bacakları rahat hareket ediyordu. Peki ya üstüne ne giyecekti? Askıda duran beyaz tişörtü gördü. Fazla bol ve uzun değildi. Tişörtü, eteğin içine soksa belki iyi olurdu.

Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin