"Bir dakika!" diye bağırdı Müge. Kızlar hep bir ağızdan Tuğba'nın anlattığı İtalya tatilini tartışıyorlardı.
Müge'nin uyarısıyla sessizleşen kızlar genç kadına döndü. Müge ellerini iki yana açıp hepsiyle göz göze geldikten sonra Tuğba'ya bakıp "Bu adam uçakta herkesin içinde beni tekrar terk edeceksin diye bağırdı değil mi?" diye sordu.
Tuğba onaylarcasına kafasını salladığında "Ve sen veda ederken bir veda busesi bile kondurmadın" diye devam etti. Tuğba tekrar kafasını salladığında Müge ellerini birbirine vurup "Bu salak senin onu terk ettiğini düşünüyor" diyerek sırttı ve arkasına yaslandı. Bir ayağını diğer ayağının üstüne atarak gülümsemeye devam ederken "Bu yüzden gururundan sana mesaj atmıyor" dedi.
Tuğba kararsızca kaşlarını kaldırıp diğerlerine baktı. Çilek ve İdil de onun kadar karasız görünerek şaraplarından birer yudum aldılar ancak ne hikmetse Tuğba ile göz göze gelmediler.
Genç kadın "Siz ne düşünüyorsunuz?" diye sorduğunda İdil "Müge haklı olabilir" diye mırıldandı.
Çilek ise omuz silkip "Yine de sana mesaj atabilir. Sana direk sorabilir" dediğinde Müge "Hadi ama adam başına gelenlerin sebebini bile bilmiyor. Bir önceki seferde Tuğba adamın erkeklik gururunu adeta ayaklarının altında ezerek terk etti ve adam gerçekten sebebin o olduğunu sanıyor. Hiçbir erkek gururunun ikinci defa ayaklar altına alınmasını istemez. Bu riski göze alamadığı için mesaj atmayacak. Bence sen mesaj atmalısın" diyerek Tuğba'ya döndü ve yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
"Hayır, ilk mesajı atan hiçbir zaman bir kadın olmamalı" diyen Çilek hızla itiraz etti.
"Bardan adam kaldırırken böyle demiyorsun ama" diyen Müge cevabı yapıştırmıştı.
"O başka bu başka bir şey kızım. Bardan kaldırdığım adamla bir ilişki yaşamayı düşünmüyorum veya ona aşık filan olmuyorum. Bir ilişki yaşayacaksam ve o adama aşıksam asla ilk mesajı atan ben olmam."
Çilek'in cümlesi tamamlandığı an kızlar bir ağızdan "Asla, asla deme" diyerek güldüler. Ardından Müge, Tuğba'ya dönerek "Bence atmalısın" dedi. Tuğba ise sessizliğini koruyan İdil'e döndü.
"Sen ne düşünüyorsun?" diye sorduğunda İdil önce dudaklarını büküp "Bilmiyorum" dedi. Ardından Arslan ile olan durumlarını hatırlayarak "Biliyorsunuz aşık olmaktan korktuğum için daha doğrusu aşık olduğum ve onun beni üzeceğini düşündüğüm için Arslan'dan kaçmıştım. Sonrasında Arslan beni bulmamış olsaydı şuan bu kadar mutlu olmazdım" derken sırıttı. "Ahh tamam çok aşıksınız, sadede gel" diyen Çilek arkasındaki yastığı arkadaşına fırlattı.
İdil gülerek eliyle yastığı savuşturup "Yani benim yaptığım hatayı yapmanı istemem" derken Tuğba'ya gülümsedi ve "Aşıksan sonuna kadar peşinden git" dedi. "Ama bu her zaman peşinden koş anlamına gelmiyor" diyen Müge araya girdi.
"Şimdi atacağın mesaj sana bir şey kaybettirmez. Sadece karşındakini hafifçe dürtmüş olursun. Karşılığında alacağın mesaja göre hareket etmelisin. Sazan oltaya yapışıp yemin peşinden gelmeye başlarsa sıkıntı yok. Ama karşılık alamazsan bir daha mesaj atmazsın"
Nefesini sesli bir şekilde bırakan Tuğba kafasını arkaya atıp "Bilmiyorum" diye mırıldandı. Gözlerini kısıp tavandan sarkan avizeye bakarken "Aslında mesaj atmaktan korkuyorum" diye itiraf etti.
Kafasını kaldırıp kızlara baktığında ışığa bakmasından dolayı gözlerinin önünde küçük noktacıklar vardı. Görüşü düzelirken "Zaten cevap alamamaktan korkuyorum. Şuan bu belirsizlik daha iyi anlamıyor musunuz? Mesaj attığımda ya çok mutlu olacağım ya da yere çakılacağım. Bu şekilde beklerken onun mesaj atma olasılığını düşüneceğim ve avunacağım ama mesaj atarsam ve cevap gelmezse elimde avunacak hiçbir şey kalmayacak" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomanceAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)