Müge mutfak tezgâhının önünde telaşla ileri geri yürüyordu. Ellerini saçlarının arasından geçirerek saçını arkaya attı. Tırnakları saç derilerine batarken içindeki sıkıntı hafiflemiyor, her geçen saniye daha da büyüyordu.
Daha beş dakika önce bakmış olsa da tekrar cama doğru gitti. Hala oradaydılar. Hiçbir yere gitmeye niyetleri yok gibi görünüyordu. Gözleri yaşlarla doldu. Sadece kendini değil Burak'ı da bitirmişti. Yalçın attığı tehditlerin boşa olmadığını kanıtlamıştı. Zaten Müge de onun boş tehditler savurmayacağını biliyordu ama Burak'ın her şeyi kontrol altına aldım demesine güvenmişti. Ama işte her şey ortadaydı. Hiçbir şey kontrol altında değildi.
Omuzlarında hissettiği ellerle irkilerek arkasına döndü. Burak içten bir gülümsemeyle ona bakıyordu. "Rahat ol, bunu yaptığına pişman olacak. Silahını ona karşı kullanacağım buna emin olabilirsin" dedikten sonra Müge'nin çenesini kavrayıp eğilerek dudağını öptü.
Geri çekildiğinde genç kadının yanağını okşadı. Müge'nin bakışlarındaki kararsızlığı gördüğünde "Konuşacak çok şey var biliyorum. Aklının karışık olduğunun farkındayım. Benim de sana açıklamam gereken şeyler var ama önce şu şerefsizin haddini bildirmemiz gerekiyor" dedi.
Müge kafasını onaylarcasına salladığında Burak elini kolundan aşağı doğru kaydırıp parmaklarını parmaklarının arasına aldı.
Kendinden emin bir şekilde gülümseyerek "Hazır mısın?" diye sorduğunda derin bir nefes alan Müge "Evet" diye cevap verdi.
"Başlayalım o zaman" diyen Burak ona göz kırptıktan sonra genç kadının elini tutarak ilerlemeye başladı.
Garajdaki arabaya bindiklerinde Müge'nin nabzı ağzında atıyordu. Gazetecilerin ön kapıda olduğunu bilse de korkuyordu. Yine de garaj kapısı açılıp dışarı çıktıklarında buranın da aynı kalabalıkta gazeteciyle kaplı olduğunu gördü.
Arabayla aralarından yavaşça geçerken Müge kendini bir filmin içinde gibi hissetti. Haberin bu kadar ilgi çekmiş olmasına inanamıyordu. Kendisi çok ünlü bir insan değildi. Burak kariyerinde çok iyi olsa da bu zamana kadar hiç magazinde yer almış biri değildi. Ama Müge onların çoğunun parayla tutulduğuna da emindi. Sırf Burak'ın kariyerini bitirmek için tutulmuşlardı. Herkes yaşadıkları yasak aşkı konuşacak ve Burak müvekkillerinin gözündeki saygınlığını kaybedecekti. Yalçın da mağduru oynayarak etrafındaki insanların sempatisini topluyordu. Müge onun gerçek yüzünü ortaya çıkartmak için her şeyi yapmaya hazırdı ama nasıl yapacaklarını bilmiyordu. Burak'ın bir planı vardı ve henüz ona açıklamamıştı.
İş yerine geldiklerinde aynı kalabalık burada da vardı. Arabayla kapalı otoparka girmeyi beklerken etrafları gazeteci kaynıyordu. Müge arabaya doğru eğilip sorular soran insanları gördükçe ruhunun daraldığını hissetti. Garaja girdiklerinde rahat bir nefes alabilmişti.
Arabadan indiklerinde Burak yine onun elini tuttu. Birlikte yürürken biri asansöre diğeri merdivene yöneldiğinde elleri aralarında gerilmişti.
Burak asansöre doğru bakıp Müge'ye dönerek tek kaşını kaldırdı. Müge yüzünü buruşturarak "Sekiz kat, hatta dokuz kat Burak" dediğinde genç adam sırıtarak "Spor olur" dedi.
Bir asansöre bir merdivene bakan Müge ayrı ayrı gitmeyi düşündü ama insanlarla dolu bir asansörde tek başına olmak istemiyordu. Üstelik yukarı da Burak'tan önce çıkmış olacak ve Ada ile tek başına yüzleşecekti. Bunların hiçbirini istemiyordu. Bu yüzden omuzlarını düşürdü ve istemeyerek merdivenlere doğru yöneldi.
Burak gülümseyerek onun parmaklarını sıkıp adımlarını hızlandırdı. Sekiz katın sonunda Burak'a adımlarını uydurmaya çalışan Müge nefes nefese kalmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomansaAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)