Ertesi gün Burak, Çilek ile buluşacakları noterin önüne gelmiş, genç kadını bekliyordu ancak Çilek ne görünürde vardı ne de telefonlarına cevap veriyordu.
Burak onun dava açmak istemediği için gelmediğini düşünerek öfkeden deliye döndü. Sinirle Müge'yi arayıp "Çilek nerede?" diye sorduğunda genç kadın şaşkın bir şekilde "Bilmiyorum bebeğim, ne oldu?" dedi.
"Vekâlet için buluşmamız gerekiyordu ama gelmedi!" diye bağıran Burak'a, Müge "Burak biraz sakin olur musun? Dava açmak istemiyorsa onu zorlayamazsın" dediğinde genç adam "Sanki onun kötülüğünü istiyormuşum gibi konuşma. Hakkı olanı alsın istiyorum Müge" dedi.
"Burak biliyorum ama Çilek istemiyorsa onu hiçbir şeye zorlayamazsın. Lütfen üstüne gitme"
"Lanet olsun!" diyen Burak derin bir nefes alırken Müge "Bebeğim bırak biraz düşünsün" dedi.
Vazgeçmeye hiç niyeti olmayan Burak "Sabahları pastaneye gidiyordu değil mi?" diye sorduğunda Müge uyarırcasına "Burak!" dediğinde "Sonra görüşürüz bebeğim" diyerek telefonu kapattı.
Sinirle arabasına binip pastaneye doğru yola çıkarken Çilek'e küfrediyordu.
Pastaneye ulaştığında Arya ile İdil temizlik yapıyordu. "Günaydın" diyerek içeri girdiğinde ikisi de ona dönüp gülümseyerek "Günaydın" dediler.
İdil onun yanına doğru gelirken "Bir şey mi oldu?" diye sorduğunda Burak içeri bakınıp "Çilek geldi mi?" diye sordu.
Kaşlarını çatan İdil "Hayır, saat daha çok erken o öğlene doğru gelir" dedikten sonra "Ne oldu Burak?" dedi.
"Vekâlet için buluşacaktık. Dün akşam geleceğini söyledi ama gelmedi" diyen Burak'a kafasını iki yana sallayan İdil "Boşuna uğraşıyorsun Çilek istemiyorsa ona bir şeyi zorla yaptıramazsın" dedi.
Burak sinirle ellerini iki yana kaldırırken "Lanet olsun neden hepiniz bu kadar inatçısınız!" diye tısladı.
İdil onun öfkesine karşılık gülerken Burak "Yemin ederim hepiniz çok zorsunuz. Biraz olsun anlayışlı ve uysal olamaz mıydınız ha" dediğinde İdil "Bunu sen mi söylüyorsun?" dedi.
Ona parmağını sallayan Burak "Ben sizin kadar inatçı değilim" dedikten sonra onları dinleyen Arya'ya baktı.
"Seni uyarıyorum sakın bu dördünü örnek alma. Evleneceğin adamın ömrünü yersin" dediğinde genç kız şirince gülümseyip "Ama hepiniz halinizden memnun gibi görünüyorsunuz" dedi.
"Evet çünkü biz mazoşistiz" diye homurdanan Burak ikisine de veda edip oradan ayrıldı.
Ancak pes etmeye hiç niyeti yoktu. Arabasına binip Çilek'in evine doğru yola çıktı. Bir anda Pars'ın genç kadının yanında olabileceği aklına gelerek Pars'ı aradı. "Efendim Burak, uçağa binmek üzereyim çabuk söyle" diyen arkadaşının sözleriyle kaşlarını çattı.
"Ne uçağı? Bir yere mi gidiyorsun?" diye sorduğunda "Evet, bir süre uzaklaşmam gerekiyor" diyen Pars'a "Ah anladım. Çilek'te yanında mı?" dediğinde "Değil! Bir daha da asla olacağını sanmıyorum" diyen Pars telefonu bir anda kapatmıştı.
"Bir şey olmuş" diye homurdanan Burak, genç kadının gelmemesine başka bir şeyin sebep olduğunu düşünmeye başlamıştı.
Burak, Çilek'in evine geldiğinde kapıyı ısrarla çaldı ancak açan olmadı. Kapıya sertçe vurup "Çilek!" diye seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomanceAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)