Tuğba gördüğü rüyanın etkisiyle inledi. Sanki rüya gerçekmiş gibi bacaklarının arasında bir dokunuş hissetti. Hemen ardından gelen daha yoğun bir baskıyla gözleri irice açıldı. Kafasını aşağı eğip baktığındaysa bacaklarının arasını süsleyen sarı saçları gördü. Gözlerini kırpıştırdı ve içine kayan ıslak dille inledi. Gördüğü rüya tamamen gerçek oluyordu.
Emre kafasını kaldırdı. Yüzünde ukala bir sırıtışla "Günaydın" dediğinde Tuğba şaşkınca etrafına bakıp "Neredeyim ben?" diye sordu.
"Otelde, benim odamda" diyen genç adamın cevabıyla Tuğba yatakta doğrulup kaçmaya çalıştı ancak Emre kalçalarını kavrayarak uzaklaşmasına engel olmuş, üstüne tırmanmıştı.
Tuğba karşısında parlayan ela gözlere baktığında yutkundu. Geceye ait anılar yavaş yavaş gün yüzüne çıktı. Emre eğilip dudaklarına küçük bir buse kondurdu. Ardından dilini genç kadının dudaklarının üzerinde gezdirdi. Tuğba donmuş halde onun yaptıklarını izliyordu.
Emre dilini dudaklarının arasından içeri kaydırdığında ona izin verdi. Genç adam kalçalarını hareket ettirip vücutlarını istediği konuma getirdiğinde Tuğba kendine gelerek onu itti. Genç adam kafasını kaldırıp gözlerine baktığında "Kalk üstümden" diye fısıldadı.
Genç adam Tuğba'nın verdiği emre itaat etmek yerine kalçasını hareket ettirerek genç kadına sürtündü. "İstersen eski performansını geri kazandığını kanıtlayabilirim" dediğinde Tuğba "Hayır" diye soludu. Emre kalçasını hareket ettirmeye devam ederken "Neden? İyi bir seks ilişkimiz yok muydu?" diye ısrar etti.
Tuğba inlemesine engel olamadı. Genç adam aletini hafifçe bastırarak onu tahrik etmeye devam ediyordu. Emre fısıltı halinde "Dün geceyi hatırlıyor musun?" diye sorduğunda Tuğba'nın aklında taksi ve odaya giriş anıları canlandı. Sonrasında ise büyük bir hazzın kollarına savrulmuştu.
Genç kadın bacaklarını daha geniş açtığında Erme zafer kazanmışçasına gülümseyip daveti kabul etti. Genç adamın istilasıyla Tuğba gözlerini kapatıp inledi. Emre'nin dudakları yanaklarında ve çenesinde gezdikten sonra dudaklarıyla buluştu. Tuğba kollarını genç adamın boynuna sardı. Emre yavaşça hareket ederken bedeniyle ona uyum sağlıyordu.
Bu seferki daha önceki birlikteliklerinden tamamen farklıydı. İkisi de sanki bitmesini istemiyormuş gibi yavaş hareket ediyordu. Hareketler yavaş, dokunuşlar daha içten, haz daha yoğundu.
Emre daha fazla dayanamayacağının bilinciyle hızlandığında Tuğba gözlerini açtı. Genç adamın yoğun bakışlarıyla karşılaştığında kalbinde tarifi imkansız bir his oluştu. Hissettiği duyguların yoğunluğuyla kafasını eğip göz temasından kaçınmak isterken Emre yüzünü iki eliyle kavrayıp ona engel oldu. Genç adamın eli sıkıca saçlarını kavrarken onu olduğu yere hapsetti. Dudaklarını dudaklarının üstüne bastırırken gözleri birbirine kilitlenmişti.
Tuğba doruğa ulaştıktan kısa süre sonra genç adamın ağır bedeni üstüne yığıldı. Emre'nin kafası genç kadının omzuna düşmüş, nefesi tenini ısıtıyordu. Tuğba'nın kalbi hızla çarparken genç adam hissettiği kalp atışlarının etkisindeydi.
Bir süre sonra Emre içinden çıkıp genç kadının yanına uzandı. Tuğba gözlerini kapatmış açmaya korkuyordu. Şimdi ne olacaktı?
Yan tarafında Emre'nin hareket ettiğini hissetti. Kısa biran sonra yatak kıpırdayınca genç adamın kalktığını anladı. Tuğba derin nefesler alarak yaşadığı duygu yoğunluğunu geçiştirmeye çalıştı.
Emre'nin odanın içindeki adım seslerini dinledi. Bir süre sonra genç adamın resepsiyonla konuştuğunu duydu. Odaya kahvaltı istiyordu. Tuğba tam olarak ne yapması gerektiğini bilemeyerek yatakta uzanmaya devam etti. Kısa bir an sonra yatak tekrar hareket etti ve Emre'nin dudaklarını göğsünün üstünde hissetti. "Tekrar uyumaya mı karar verdin?" diye soran genç adamın sorusuyla gözlerini açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıklar Serisi (4 Kısa Hikaye)(Tamamlandı)
RomantikAşıklar Tiyatrosu, Aşıklar Çeşmesi, Aşıklar Mahkemesi ve Aşıklar Köprüsü olmak üzere 4 hikayeyi içinde barındıran bir kitaptır. Hayat küçük tesadüflerle başlar. Hiç beklemediğin bir zamanda, hiç beklemediğin bir yerde ;)