Görüşürüz Değil, Hoşçakal

3.9K 334 80
                                    

Canbay & Wolker ~ Leylim Yar

Bana göre senden gece olmaz yar
Olmadı
Leylim yar, leylim yar leylim yar!

Yatakta ters dönüp yüzümü yastığa gömsem de Kuzey'in sesi yaklaşmaya devam ediyor ve eline doladığı birkaç tutam saçımı hafifçe çekiyor.

Allah gönlüne göre versin
O gece bana bir söz verdin
Oy oy, oy oy

Başımı yastığa iyice gömüp elinden kurtulmaya çalışıyorum ama salondan gelen sesi yeterli bulmayıp eşlik eden Kuzey yatağa oturup bu defa omzumdan çekiyor beni. "Ya Kuzey! Bir sal gözünü seveyim. Bir yorma ya. Uyuyayım biraz bırak ya!"

Kuzey hafifçe üzerime eğiliyor ve yüzümü görmeye çalışıyor muhtemelen. Yaklaşan nefesinden anlıyorum bunu. "Allah aşkına. Saat bire geliyor Leylim yar ya. Kalk hadi vallaha kurtlandım ben bu evde." İstemsizce gülüyorum bu haline. On günlük aldığım iznim bitmiş üzerine bir de Şehnaz'ın ayarladığı on günlük raporu yiyordum Mardin'de ve halimden de hiç şikayetçi değildim. "Kızım bak neredeyse yirmi gündür dağ havası almıyorum. Sen de yapıştın şu yatağa. Kalk en azından temiz hava alayım ya." Yatakta ters dönüp kolumu gözümün üzerine kapatıyorum. Diğeriyle odanın penceresini gösteriyorum. "Kalk aç pencereyi Kuzey. Hava alırsın." Yüzümün buruşmasını engellemiyorum ve bu defa salondan gelen yüksek sesi gösteriyorum. "Bir de kapat şunu ya. İnternetimi bitirdin!"

Gözümün üzerine yasladığım kolumu çekiyor Kuzey ve hafifçe üzerime eğilip gözlerimi yakalamaya çalışıyor. "Kalbim çok kırık şu an. Birkaç GB interneti bana çok gördün. Gözyaşlarım birikti burnumu sızlatıyor." Kalkmadığım her saniye saçmalamaya devam edeceğini bildiğimden elimle üzerimden itekliyorum ve hafifçe doğruluyorum. "Ne istiyorsun sen benden ya!" Kuzey oturduğu yerde dikleşiyor ve gözlerini kısarak yüzümü tarıyor. "Bana bak. Özlemimden gebermişim zaten. Biraz daha şu yüzün asık dolaşırsan sana yemin olsun kalkar giderim İstanbul'a. O iti çıktığı yere geri sokarım. Fırsattan istifade, hazır yakmışım gemileri, çeker alırım Bahar'ı. Ondan sonra sikmişim zaten Mehmet'i de Ali Kemal'i de!"

Dirseklerimden güç alıp bedenimi hafifçe geri itiyorum ve bir kez daha ofluyorum. "Şampiyon sen biraz sakin mi olsan. Sen çok istiyorsan ben sana yardım ve yataklığa zaten hazırım. Hadi kalk. Bahar çiçeğimi alıp kaçalım."

Kuzey yataktan kalkarken elini kıvırcıklarına atıp çekiştiriyor ve ağzının içinde bir şeyler geveliyor. Muhtemelen küfrediyor. "Cümlenin başında başka bir şey söyledim ama eyvallah. Buna da eyvallah leylim yar."

Odadan çıkarken şarkıya eşlik etmeye devam ediyor ve ben arkasından sesleniyorum. "Eyvallahlar bizden başkomiserim." Elini kaldırıp beni selamlıyor ve adımları teklemeden salona giriyor. "Kahve yaptın mı?" Arkasından sesleniyorum ama dönüp cevap vermiyor bu defa. Yataktan doğrulup ayaklarımı zemine bastırıyorum ve pencereden dolan parlak güneş ışığına bakıyorum. Ellerimi yatakta iki yanımda sabitliyorum ve derin bir nefes alıyorum.

16 gündür yaptığım gibi bu sabah da bir süre boşluğa bakıyorum. Mevsim bahara devrilirken iznimin arkasından rapor patlatmam aslında ülkenin bir ucunda bir şeylerden kaçtığımı gösteriyor bana ama görmemek için gözlerimi kapatıyorum.

16 gündür her sabah uyanmamak için direniyorum.

16 gündür her uyandığımda, derin derin nefesler alıyorum.

16 gündür, Ali Kemal ile konuşmuyorum.

O sabah söyleyeceklerini söyleyip telefonu kapatırken hoşçakal diye fısıldamıştı.

Leyla'ya KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin