Arabayı durdurduğumda, Alaz asla beklemeden arabadan atlıyor ve Bahar yerinde kıpırdanıp bana bakmakla yetinirken ben Kuzey'den önce, aklının bizde olduğunu bildiğim Ali Kemal'e vardığımıza dair mesaj atıyorum. Cevap beklemeden arabanın gösterge ekranından arama kaydına giriyorum ve son aramalardan Kuzey'in ismini bulup üzerine tıklıyorum. Üçüncüye çalarken tam kapatmaya yakın, önünde durduğumuz evin kapısı açılıyor ve Kuzey telefonu açıp omzuyla kulağı arasına sıkıştırıyor. Hemen ardından üzerindeki hücum yeleğinin kemerini ayarlamaya çalışıyor. "Geldin mi güzelim?"
Ben Kuzey'e cevap veremeden arabanın ön tarafına adımlayan Alaz elini kaldırarak Kuzey'e sesleniyor. Hücum yeleği ile işi biten Kuzey başını kaldırır kaldırmaz gözleri Alaz'ı buluyor. Buna nasıl bir anlam yüklüyor bilmiyorum ama hemen ardından arabaya dönen gözleri benimkilerle çakışıyor. "Geldik canım."
Kuzey'in hemen yanıma kayan bakışlarını arka arkaya yutkunuşu takip ediyor. Yanına varan Alaz ile telefonu kapatıp yeleğin bir gözüne sıkıştırırken gözleri zar zor ayrılıyor Bahar'dan. "Leyla. Ben yapamayacağım. Yıllar sonra ilk defa üzerinde hücum yeleği ile arkadaşının cenazesinde görüyorum. Gidemeyeceğim yanına." Kuzey'den çektiğim bakışlarım hemen yanıma dönüyor. Bahar koltukta yan dönüp bana bakarken ben Alaz ile sarılan adamın Bahar'a kayan bakışlarını toplama çabasından güçlükle uzaklaşıp Bahar'a veriyorum dikkatimi. "Gidip ne diyeceğim Leyla? Başın sağ olsun mu?"
Bahar'ın titreyen dudaklarını ısırarak kontrol altına almasına bakıp eline uzanıyorum. "Seni gördü. Yanına gitmezsen ne kadar üzülecek biliyorsun değil mi? Kıyabilecek misin?" Sabahtan beri asla durmayan göz yaşları, yanakları yeni kurumamış gibi yeniden akmaya başlıyor. Başını iki yana sallarken kıyamam diye fısıldıyor. Onu başımı eğerek onaylıyorum. "Biliyorum Bahar çiçeğim." Kuzey'in arkasından içeriden çıkan Güven'i görüyorum. Güven elindeki yeşil bereyi başına yerleştirirken Kuzey'in Alaz ile konuştuğunu görüp yanına gidiyor ve bu esnada araba çekiyor dikkatini. Göz göze geldiğimizde başımı eğerek selamlıyorum onu. Aynı şekilde selamımı aldığında kısaca Bahar'a bakıyor ve ardından yeniden Alaz'a dönüp elini uzatıyor. "Bahar. Bu Güven. Aramızdaki ilişkiyi, seni bilen tek kişi." Bahar kısaca karşısına bakıp yeniden bana dönüyor. "Onun dışında herkes, bizi gerçekten evli sanıyor."
Bahar kaşlarını çatıp başını iki yana sallıyor. "Leyla sen bana ne anlatıyorsun?"
Uzanıp elini tutuyorum bir kez daha. "Oluşabilecek ortam için önceden uyarıyorum. Canını sıkma diye."
Bahar Kuzey'e bakıp omuz silkiyor. "Leyla. İnan bana, tanımadığım insanların sana yenge demesine kadar canımı sıkacak o kadar çok şey var ki. Beni buna hazırlayacak bir olayın yok senin. Kasma."
Kuzey, yanındaki adamlardan çektiği bakışlarını arabaya çeviriyor ve Bahar'a uzun uzun bakamadığından bana bakmayı tercih ediyor. Başını hafifçe savurduğunda yanına gitmemi istediğini anlıyorum. "Bahar. Böyle durup Kuzey'in acısını hafifletemeyiz. Hadi güzelim."
Bahar gözlerini Kuzey'den çekmeden başını eğiyor. "Yanına gitsek de hafifletemeyiz. Ama gidelim. Böyle uzaktan uzaktan bakmaya gelmedik buraya."
Aynı anda arabanın kapılarına uzandığımızda Kuzey yanında konuşan kimseye kulak asmadan sert adımlarını üzerimize çeviriyor. Bahar'dan çekmediği bakışları burnumun dibine geldiğinde bana dönüyor ve karşı karşıya kaldığımız ilk an belimden tutup kendine çekiyor beni. "Başın sağolsun Kuzey."
Göğsüne gömdüğüm başım yüzünden sesim boğuk çıksa da Kuzey'in kollarının baskısının artmasından ne dediğimi duyduğunu anlıyorum. "Vatan sağolsun. Sen sağol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyla'ya Kadar
Fiksi UmumKim olduğunu görmek için yüzüne bakmak istediğim adamın ilk önce dudakları giriyor görüş açıma ve halinden memnun, gördüklerinden keyif alan bir gülümseme ile karşılaşıyorum. Bakışlarım dudaklarından sıyrılıp gözlerine tırmandığında kısa bir an duru...