Hüsnü Arkan & Erkan Oğur ~ Tutuşsun
Ahmet Kaya ~ Şiire GazeleOlabilecek en yumuşak şekilde frene dokunuyorum, sanki insanların uyanmaları buna bağlıymış gibi. Gözlerim arabanın ön camından ışıkları kapalı üç ev arasında dolaşıyor. Tek bir yaşam belirtisi görünmeyen evlere nasıl gireceğini düşünüyorum bu esnada. Zamanında Kuzey'i dinleyecektik. Bazı özel harekatçı kabiliyetlerine ihtiyacımız var gibi.
Özel harekatçı yeteneklerinden ziyade, içine girip saatlerce uyuyacağım, uyumadan önce de içim dışıma çıkana kadar ağlayacağım bir yatağa ihtiyacım var ve bana bu yatağı verebilecek en güvenli ev Alaz'ınkiymiş gibi geliyor.
Yan koltuğa fırlattığım ve saatlerdir orada beni bekleyen telefonumu aldığımda Babür'den onlarca arama ve mesaj görüyorum. Kuzey'den de mesaj geldiğini görüyorum ama ne icazet verecek halim var ne azar dinleyecek. Ali Kemal uyuyor hala. Ben düşünmemeye, yaptığım şeyin üzerinde durmamaya çalıştıkça içimde asla susmayan Bahar'a olan öfkemle Bahar'ın penceresine bakıyorum ve henüz sabah ezanı bile okunmadığından elbette herhangi bir değişiklik göremiyorum.
Alaz'ı arayacağım esnada elimde titreyen telefonla fiziki olarak sıçrıyorum yerimden. Ali Kemal sandın. Bu kadar çabuk yüzleşmek istemedin. Ondan. Dişlerimi birbirine bastırıyorum ve çalmaya devam eden telefona cevap veriyorum. "Ev temiz. Yakalanmak istemiyorsan zıpla."
Kaşlarımı birbirine yakınlaştırsam da kontağı kapatıp aceleyle çıkıyorum. "Herkes nerede?"
Eve doğru yürürken açılan sokak kapısında gördüğüm Babür'e doğru hızlı adımlar atıyorum. "Çatalca'da Münevver halan varmış. Baban, anneni alıp oraya gitti." Bahçe kapısından girerken kaşlarımı biraz daha çatıyorum. Münevver hala kimdi ya? "Feza muhtemelen evine gitmiştir." Karşı karşıya geldiğimizde telefonu kapattığını görünce ancak fark ediyorum ne yaptığımızı ve ben de kapatıyorum telefonu. Kapının önünden çekilirken eliyle merdivenleri gösteriyor. En korktuğumu sona bırakıyor ki kalpten gideyim. İt. "Evden tek kaçan sen değilsin. Kuzey'in nerede olduğunu Allah bilir. Adam boşanınca yoldan çıktı herhalde."
Yanından geçerken elimin tersini karnına vuruyorum ve yanından geçip öylesine giydiğim ayakkabıları tek hamlede çıkarıyorum ayağımdan. Ha istediğin zaman çabuk da çıkıyormuş yani. Saçma sapan bir tepki vermemek için tırnaklarımı avuç içime bastırıyorum ve merdivenlerden çıkmaya başlıyorum. "Zevzeklik yapma."
Babür güler gibi bir ses çıkarıyor arkamdan ve konuşmaya devam ediyor. "Ben de tabi, sevgilimi bekliyorum evde ne yapayım."
Dönüp omzumun üstünden yüzüne bakıyorum. "Allah aşkına kimin fikriydi bu?"
Babür bu defa aleni bir şekilde kahkaha attığında mutfağa adımlıyorum. Bütün gün tek lokma yemediğimden ve henüz bu halde ilaç içecek kadar şuurumu yitirmediğimden Bahar'ın buraya bizim için bir şeyler bırakmış olmasını umuyorum. "Güven'in. Risk benim. Leyla'ya geldin dedi. O yüzden yedi o yumruğu."
Mutfak masasında bulduğum böreklerden birine uzanırken dönüp kıstığım gözlerimle bakıyorum Babür'e. "Gerizekalı. Bunda bu kadar keyif alınacak bir şey yok." Babür öyle mi der gibi kaşlarını havalandırınca gözlerimi devirmeden edemiyorum. "Hayır bari can sağlığın için bunu gizle en azından. Zekasız."
Babür de tabaktaki böreklerden birine uzandığı sırada tezgahı işaret ediyor kafasıyla. "Çay var. Vereyim mi?" Onu kaşlarımı kaldırarak reddediyorum ve bir sigara böreğinin midemin eziyetini hafifleteceği ihtimaline sığınarak her zaman güçlü bir ağrı kesici bulunan rafa ilerliyorum. "İçtima tamamlandıysa, senden alalım bir de konum bilgisi." Aldığım ilacı dilimin üzerine yerleştirip birkaç yudumla içiyorum ve arkamı döndüğümde derin bir nefes alıyorum. Burnumdan uzun uzun verdiğim nefesle Babür aslında cevabını bildiği sorusunun bendeki dönüşünü görmek ister gibi sandalyeye iyice yerleşiyor. Başını hafif geri yatırıp bacaklarını uzatıyor ve uzun uzun bakıyor. "Ne bok yedin sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyla'ya Kadar
Ficção GeralKim olduğunu görmek için yüzüne bakmak istediğim adamın ilk önce dudakları giriyor görüş açıma ve halinden memnun, gördüklerinden keyif alan bir gülümseme ile karşılaşıyorum. Bakışlarım dudaklarından sıyrılıp gözlerine tırmandığında kısa bir an duru...