59- Karne Günü

1.9K 153 28
                                    


Sabah yağmış olan karın üstüne hala ince ince kar yağıyordu. Odamın penceresinden bu muhteşem manzarayı izlerken kapı tıklatıldı. İçeriye Meltem ile Neslihan girmişlerdi.

"Müsait misin?"

"Müsaidim, gelin."

Yarın karne günüydü. Kızlar da iki hafta görüşemeyeceğiz diye sohbet etmek için gelmişlerdi.

"Çok güzel yağıyor."

Neslihan'ı onaylarken o kolumu gösterip "Ağrın oluyor mu hala?" demişti.

Alçıyı çıkartalı birkaç hafta olmuştu ama kolum ara ara ağrıyordu. Tekrardan doktora gittiğim de ilaç yazmıştı.

"Çok şükür ilacı kullanıyorum ya ağrımıyor."

"İyi bari."

"Ee yarın ilk karne günün. Nasıl hissediyorsun?"

Meltem'e dönüp "Heyecanlıyım galiba. İlk defa karne alan değil, veren taraftayım." dediğim de hep birlikte gülmüştük. Bu sırada Dilek ile Tuğçe çay tepsisi ve birkaç atıştırmalıkla içeriye girdiler. Ardından yere halının üzerine oturup çay eşliğinde koyu bir sohbete daldık. Ta ki saattin epey geç olduğunu fark edene kadar.

***

Elimde karnelerle 11/C'ye girdiğim de hepsi bugün sivil kıyafetlerle gelmişti. Benim içeriye girdiğimi görünce kimisi alkışlamaya kimisi ıslık çalmaya başlamıştı. Onların bu halleri kendi karne aldığım zamanları hatırlatmıştı. Her ne kadar yaramaz bir öğrenci olsam da her zaman derslerimde çok başarılı olmuşumdur. O yüzden hiçbir öğretmenim bana gerçek anlam da kızmazdı.

Aklıma dolan anıları zihnimden uzaklaştırıp Meltem'in yardımlarıyla yapılan içi kap kek dolu olan kutuyu ve karneleri masanın üzerine bıraktıktan sonra elimle susmalarını işaret ettim. Bu hareketim işe yaramıştı. Hepsi yerine oturduğunda "Nasılsınız bakalım?" dedim. Hep bir ağızdan konuşmaya başladıklarında sırayla konuşmalarını söyledim.

"Valla hocam ben gayet iyiyim. Lise hayatım da ilk defa karnem de bir olan dersim yok."

Samet'in sözleri beni gülümsetirken notların çoğunu e-okuldan biliyorlardı. Samet sözlerine devam ederken onu dinlemeye koyuldum.

"Bizimkilerden ne hediye istesem diye düşünüyorum günlerce."

"Lan, benim bildiğim hediyeyi teşekkür, takdir belgesi alanlar ister."

Vural'ın sözü üzerine Samet "Bu da benim için bir takdir belgesi değerinde." dedi.

"Ailen içinde aynı değerde olup olmadığı muallak"

İrem arkasını dönüp Samet'e bunları söylerken Samet kafasını iki yana sabır ister gibi sallayıp "Acaba siz beni kıskanıyor olabilir misiniz?" dedi.

Sözleri hepimizi kahkahalara boğarken kendi de bize katılmıştı. Ardından birkaç öğrencim daha söz hakkı alıp konuştu. Onları da dikkatlice dinledikten sonra sıra bana gelmişti ama İrem her zaman ki gibi merakına yenik düşüp erken davranmıştı.

"Hocam, o kutu da ne var?"

Bunun üzerine tüm sınıfın odak noktası kutu olmuştu.

"O kutunun içindekiler sizin için ama ondan önce söylemek istediğim bir şeyler var. Ben kendi adıma çok güzel bir dönem geçirdim. Umarım sizin için de öyle olmuştur. Ve size teşekkür etmek istiyorum. Bu geçtiğimiz dönem boyunca hiçbir öğretmeninizden sizin hakkınız da olumsuz bir şey duymadım. Bu güzel davranışlarınızın devamını bekliyorum."

Tevekkül-ü AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin