60- Sürpriz

1.2K 113 14
                                    


Evde olmak güzeldi. Yatağım da uyanmak, annemin hazırladığı kahvaltı masasına oturmak, babama kahvaltı sonrası kahve yapmak, ablamla sohbet etmek, Yüsra ile oynamak... Hepsini çok özlemiştim. Ve şimdiden bir hafta geçmişti. Günler ne ara bu kadar çabuk geçiyordu anlayamamıştım. Gerçi bir yanım böyle söylese de diğer yanım Yusuf'u özlemişti.

Gömleğimin üstüne süveterimi giyip odadan çıktığımda annem mutfakta kahvaltı hazırlıyor, babam da anneme yardım ediyordu.

"Hayırlı sabahlar"

Önce annemi sonra da babamı öperken onlarda bana hayırlı sabahalar diyordu.

"Hayırdır kızım erkenden hazırlanmışsın."

"Betül kahvaltıya çağırdı baba. Cansu ile oraya gideceğiz."

"Arabanın anahtarı salonda"

Babamın bu sözleriyle gözlerim ışıldayıp "Teşekkür ederim" deyip yanağına bir öpücük daha kondurmuştum.

Bu sırada annem masanın ortasına menemeni koymuş, babam da bardaklara çayı doldurmaya başladığında annem konuştu.

"Ne zaman çıkacaksın sen?"

"Cansu'nun aramasını bekliyorum. Ona göre çıkacağım."

"İyi akşama çok gecikme."

"Tam olarak kaçta gelmemi istersiniz Meryem sultan?"

Bunu söyleyip önünde reverans yapınca annem bana yandan bir bakış atıp konuştu.

"Akşam ezanı okunmadan evde ol."

"Emredesisiniz sultanım."

Oldukça coşkulu bir şekilde konuşmuş, ardından kendi halime kendim kahkahayı patlatmıştım.

Annem başını iki yana sallayıp "Deli bozuk kızım benim." derken Cansu arayıp hazırlandığını haber vermişti.

Betül'e geldiğimizde uzunca bir süre kahvaltı masasının başında oturup sohbet etmiştik. Ardından kahvaltı bulaşıklarını yıkamış, öğlen namazlarımızı kılıp sohbetimize kaldığımız yerden devam ettik. Kızlarla olduğum saatler su gibi akıp gitmiş, kalkma saatim gelmişti.

Yoğun bir trafiğin ardından eve geldiğim de kapıyı ablam açmıştı. Artık onun burada olmasına şaşırmayı bırakmıştım. Zira o bu evden hiç gitmemiş, hatta yanına iki kişi daha getirmişti o kadar.

İçeriye girdiğimde manalı bir şekilde gülümsüyordu. "Ne oldu?" desem de hiçbir şey söylememiş, salona doğru gitmişti. Onun bu hallerinden bir şey olduğu belliydi ama ne olduğunu kestiremiyordum. Salondan gelen sesler ile evde birilerinin olduğunu anlamıştım. Kabanımı çıkarıp asmış, çantayı da vestiyerin içine gelişigüzel gönderdikten sonra ellerimi yıkayıp salona geçtim.

İçeriye girdiğim de babamın sözlerini gülümseyerek onaylayan bir adet Yusuf vardı. İlk başta gördüğüm şeye inanamamış, birkaç kez gözlerimi kırpıştırmıştım ama gerçekten buradaydı. Bizim evin salonunda, kucağında Yüsra ile oturmuş, bizimkilerle sohbet ediyordu. Ve hemen yanında Belkıs teyze ile Ayşe vardı.

Ben gördüklerime hala inanamayıp bakarken Yüsra beni görüp teyze diye bağırarak yanıma gelip bana sarılınca kendimi hızlıca toplamış ona sarıldıktan sonra "Hoş geldiniz." deyip yanlarına giderek Belkıs teyzenin elini öpmüş, Ayşe'ye sarılmış, Yusuf'a da hafifçe başımı eğerek selam verdiğim de o da aynı şekilde karşılık vermişti. Onu ilk gördüğümde hızlanan kalbim yavaş yavaş kendini toparlarken zihnim de birkaç soru dönüp duruyordu.

Tevekkül-ü AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin