53- Yoğun Geçen Hafta

1.6K 157 11
                                    


Bu hafta oldukça stresli ve yoğun geçiyordu. Birçok yapılacak iş üst üstte gelmişti. Bir yandan şiir dinletisi için öğrenci seçmelerine başlamıştık, bir yandan Bahar'ın mevzusuna çözüm bulmaya çalışıyorduk, diğer yandan ise cuma günü yapılacak veli toplantısı vardı.

Şiir dinletisinde işimi kolaylaştıran şey ise daha önceden, girdiğim sınıflarda herkesin bir tane şiir ezberlemesini ve derslerde ara ara bana okumalarını isteyip, sözlü notu vereceğimi söylediğimden, birçok kişiyi o zaman not etmiştim. Bunların arasında kendi sınıfımdan Alperen ve Kerem de vardı. Ali ise Kerem'in şiir okuyacağını öğrenince kendisi de okuyacağını belirtmişti. Gerçi okuyuşu hem diğer ikisi hem de abisi kadar güzel değildi ama biraz çalışmayla ortaya güzel bir şey çıkacağını düşündüğümden kabul etmiştim.

Bahar'a yardım etme konusunda ise bir arpa boyu yol alamadık. Çünkü Bahar'ın annesi, Meltem'in Salı günü kendisini okula çağırdığını belirten notuna rağmen gelmemişti. Bu yüzden okul çıkışı öğrenci dosyasından Bahar'ın annesinin telefon numarasını bulup yanım da aradı. Kadın telefonu açtığında Meltem kendisini tanıtıp önemli bir mevzu için Çarşamba günü okula beklediğini söyledi. Kadın niyesini, nedenini çok sorsa da Meltem açık vermemişti. Bunun üzerine kadın çarşamba günü işinin olduğunu Perşembe günü geleceğini söyleyerek telefonu kapatınca bize düşen perşembeyi beklemek olmuştu. Tabii bu bekleyiş öyle sakin değildi. Kadının Bahar'a herhangi bir şey yapmasından da korkuyorduk. O yüzden Bahar'ı sık sıkıya tembih etmiştim. Annesini okula niye çağırdığımızı bilmediğini söylemesi için. Olan biteni ilk bizden duyması daha iyi olacaktı. Ama yine de içim hiç rahat değildi.

Perşembe günü olduğunda kadın geleceğim demesine rağmen gelmedi. Meltem öğle arasına kadar bekledikten sonra müdürümüz Levent beyin yanına gidip tüm olanı biteni anlattı. Levent bey durumu oldukça sakinlikle ve olağan bir durum gibi karşılamıştı. Hatta Meltem'e 'o gelmiyorsa siz gidin ve durumu bir an önce açıklığa kavuşturun. Ona göre dilekçemizi yazıp gönderelim." Bile demişti. Bu yüzden okul çıkışı Meltem, ben ve Bahar'ın sınıf öğretmeni Mustafa bey, Bahar ile birlikte evine gidecektik.

Tabii böylelikle Bahar'ın durumunu Mustafa bey de öğrenmiş olmuştu. Ama kendisi böyle bir şeyi öğrendiği için pek mutlu değildi. İşin içine onu karıştırmasak her şey daha iyi olacakmış gibi davranıyordu. Gerçi bana kalsa söylemezdim ama Levent bey söylenmesi gerektiğini, hem gideceğimiz yerde nasıl bir şeyle karışılacağımızı bilmediğimizden yanımızda bir erkeğin olması gerektiğini söylemişti. Ama çok yüksek ihtimal bir kargaşa çıksa Mustafa bey ortadan kaybolacak ilk ismim olacak gibi duruyordu.

Okul çıkışı Bahar ile Mustafa bey önde konuşarak giderken bizde onları arkadan takip ediyorduk. Ve Meltem ikinci kez herhangi bir terslik olursa, ne bileyim kadın ya da birlikte yaşadığı o adam ters bir şey söylerse karşılık vermemem, duygularımla hareket etmemem gerektiğini anlatıyordu. Misafirliğe giden çocuğuna orada yaramazlık yapma diyen anne gibi tembihliyordu beni. Ona en sonunda sakin kalacağıma dair söz verdiğim de susmuştu. İnşAllah beni çileden çıkartacak bir şeyler yaşanmazdı da sözümde durabilirdim.

Kadirden dolayı bildiğimiz mahalleye geldiğimizde Kadir'in evinin yanındaki oldukça eski, bakımsız bir gecekondunun önünde durduk. Bahar birkaç kez zile basmasına rağmen açan olmayınca anahtarını çıkarıp kapıyı açtı.

"Bahar'cığım sen içeriye geçip bak. Biz burada bekliyoruz."

Meltem'in sözleri üzerine bizi onaylayıp evin içine girdi. Odaları gezip tekrar yanımıza geldiğin de "Hocam evde kimse yok." dedi.

"Ne zaman gelir annen biliyor musun Bahar'cığım?"

Soruma "Bilmiyorum hocam. Saati pek belli olmaz." dediğin de beklemek çok da akıllıca değildi.

Tevekkül-ü AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin