Selamün aleyküm arkadaşlar,
Sizden küçük bir isteğim var. Eğer bu bölümde vote en az +12 yorum da en az +5 olursa bayramda ya da bayramdan birkaç gün önce yeni bölümü yayınlarım. Yani beğenirseniz yeni bölüm kapıda..
Allah'a emanet olun.
Öğretmenler odasının penceresinden ön bahçeye bakarken iki gün sonra buranın şimdiki gibi sessiz ve sakin olmayacağını düşünüyordum. Şimdi sadece toplantılar ve dönem içerisindeki planları hazırlamak için öğretmenlerin bulunduğu okulda pazartesi günü öğrencilerinde katılmasıyla eğitim öğretim dönemi başlayacaktı. Ve ben koskoca bir haftayı devirmiş olacaktım. Oysa daha şu kapıdan yeni girmiş, bana bakan birçok öğretmenle daha bugün tanışmış gibiydim. Ama aradan beş gün geçmişti. Bende tıpkı onlar gibi bu odaya, bu insanlara, bu tempoya alışıp gitmiştim.
''Nazlıcığım ne düşünüyorsun?''
Matematik öğretmeni olan Selda hanımın sesi ile hemen ona dönüp '' Dalmışım öyle hocam'' dedim. Selda hanım kırklı yaşlarında oldukça feminen bir kadındı. Nurgül hocanın dediğine göre iki yıl önce kocasından boşanmış ve liseye giden bir kızı varmış.
''Peki öyleyse...'' deyip sonra diğer meslektaşlarına dönerek ''Ben çıkıyorum. Herkese iyi günler.'' deyip ayrılmıştı öğretmenler odasından. Bu sırada ben de Nurgül hocanın aynı branştan olan Mustafa hoca ile bir konuda anlaşmazlık yaşamasına tanıklık ediyordum. Nurgül hoca ders anlatmaya başlayacakları hafta yeni müfredat konusundan değil de geçen seneyi şöyle bir hatırlatmanın daha faydalı olacağını söylerken Mustafa bey buna baya karşı çıkıyor, bütün yaz yatmak yerine konuları tekrar etmenin öğrencilerin sorumluluğunda olduğunu söylüyordu.
Bir yandan Mustafa beyin söylediklerine katılsam da Nurgül hoca da çocukların iyiliğini düşündüğünden bir hafta tekrardan bir şey çıkmayacağını düşünüyordum. Onlar aralarında bir çözüm yolu ararken Matematik branştan Sinan hoca telefonunda bu yaz evlendiği eşiyle konuşuyordu. Bakışlarımı ve kulaklarımı ondan çekip köşedeki tekli koltukta kitap okuyan uzun yıllardır öğretmenlik yapan edebiyat öğretmeni Halil beye takılmıştı. Kendisiyle dönem içi planı hazırlarken konuşma fırsatı bulmuştum ve o konuşmalardan çıkardığım sonuç kendisini oldukça bilgi sahibi biri olduğuydu.
Bu sırada pansiyonda beraber kaldığımız okulumuzun psikolojik danışmanı Meltem öğretmenler odasının kapısında belirmişti. Taktığı yeşil şalla ela gözlerinin yeşili daha belirginleşmiş ve gözlerini daha da güzel göstermişti. Meltem ile pansiyona ilk yerleştiğim gün tanışmıştım ve kendimden beklenmeyecek şekilde kısa sürede onu sevmiştim. Okula beraber geliyor, çıkışta da beraber gidiyorduk şu beş gündür. Beni pencerenin önünde görünce gülümseyip, içerde bulunan öğretmenlere selam verip yanıma gelmişti.
''Nazlı benim işim bitti. İstersen gidelim?'' dediğin de ''Tamam. Çantamı alayım dur.'' deyip Nurgül hoca ile Mustafa beyin oturduğu toplantı masasından çantamı alırken Nurgül hoca anında bana dönüp ''Hazır mısınız?'' diye sormuştu. Bu sorudan 'lütfen beni kurtar' gizli mesajını çabuk kavrayıp ''Evet hocam. Sizin de işiniz bittiyse çıkalım'' demiştim. Bu sayede bulunduğu yerden müsaade isteyip kalkmıştı. Kendisini kurtardığım için bir teşekkürü de hak etmiştim.
Hep beraber yürürken Nurgül hocanın konuşmasıyla dikkatimi ona verdim.
''Akşam kınaya geliyor musun Meltem?''
''Geleceğim abla Hilal özellikle arayıp davet etti. Sana sormama bile gerek yok herhalde..'' deyip gülünce Nurgül hoca da gülmüştü.
''Nazlı sende gelsene Meltemle akşam.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tevekkül-ü Aşk
Spiritual-TAMAMLANDI- Tevekkül, yalnızca Allah'a olandır. Bir tek O'na teslim olmak ve bir tek O'ndan beklemek her şeyi. Bunun bilincin de olan bu iki insan da Allah'ın onlara nasip ettiğinden öteye gidemeyeceklerdi. Çünkü aşk, ansızın kapıyı çalıp yavaşça...