•
Zihnimde bir ses çığlık çığlığaydı. Uyan, diyordu bana sürekli. Aç gözlerini gör gerçekleri, kaçmaya çalıştığın bu geçmiş eli kanlı bir katildi şimdi ensendeki.
Jeno'nun bana siper olarak kendi ile birlikte beni de yere çekmesi aynı saniyeler içinde olmuştu. Kulağımda o sesten ötürü hafif bir çınlama, bedenimde bir titreme ve duvarda açık seçik asla görmezden gelinemeyecek bir kurşun deliği oluşmuştu.
"Arina." Diyordu bir ses devamlı. Yüzümde cayır cayır yanan bir el hissettim. Beni girdiğim trastan çıkarmak ister gibi sarsıyordu. Ben mi çok soğuktum? Ben hep soğuktum. "İyi misin? Arina, kendine gel."
Arina, saklandın mı yine benden?
Ellerimi kulaklarıma bastırıp o, adımı söyleyen sesi susturmak istedim ama ses engellenemeyecek bir yerden geliyordu. Kafamın içindeydi, hatıralarımdaydı.
"Ne oldu?" diye sordum derin derin soluklanarak. Sanki saatlerdir suyun altında kalmıştım. Odağını kaybetmiş gözlerim onun endişeli gözlerinde gezindi. "Birisi-"
"Sakin ol." Dedi tekrardan o an fark ettim yüzümü kavrayan ellerinin bileklerini tırnaklarımı batıracak kadar güçlü kavramıştım. Yüzüklerinin serinliği bana biraz olsun iyi gelmişti. Yutkunarak ona baktım. "Biri evine kurşun sıktı Jeno. Sakin mi olmamı bekliyorsun bir de!" diye sesimi yükselttim. Onunla kapı arasında gidip geldi gözlerim. "Ya içeri girmeye çalışırlarsa? O zaman ne yapacağız?" Korkulu çıkmış olmalı ki sesim kaskatı kesilmiş ifadesini biraz daha yumuşattı. Kenarına çöktüğümüz yatak bizimle balkon arasında bir kalkan görevi görüyordu. "İçeri gireceklerini sanmıyorum." Diye mırıldandı kısık koyu bir sesle. Kaşlarını çattı ve bana temkinli bakışlar atarak "Burada bekle." Dedi.
"Nereye?" diye sordum o eğilerek doğrulduğunda kolunu çekiştirdim. "Kafana bir mermi yesen hiç çekilir yanın kalmaz bak o zaman."
Bu durumda mümkünmüş gibi güldüğünde ona dehşete kapılmış gözlerle bakıyordum. "Uyarıydı bu." Dedi sakince. "Tek el bir atış. Bizi öldürmek isteselerdi emin ol çok defa fırsatları olmuştu."
"Öldürmek mi?" diye mırıldandım yutkunarak.
Jeno, ondan bir parçaymış gibi görünen sakinliği ve temkinli tavrıyla uzanarak komodinin çekmecesinden bir silah çıkardı. "Kontrol edip geleceğim." Dedi kaşlarını kaldırıp yüzümü inceleyerek. "Burada kal. Endişelenecek bir şey olduğunu sanmıyorum."
Bir şey dememe fırsat bırakmadan silahın şarjörünü kontrol etti ve ardından sürgüyü çekip emniyeti indirdikten sonra sırtını duvara verip her an oluşabilecek her türlü ihtimale karşı balkon tarafından sokağa baktı. "Demiştim." Dedi içeri girip kapıyı kapatarak. Yerler camla kaplıydı. "Uyarı ateşi bu."
Silahı beline yerleştirdiğinde bana kalkmam için elini uzattı. Ondan yardım alarak doğruldum. Benden hiç beklenmeyecek şekilde dizlerim titriyordu. Çok hazırlıksız yakalanmıştık ama bir kez daha bana ne kadar büyük bir tehlikeyle yüz yüze olduğumuzu göstermişti.
YOU ARE READING
Where The Shadow Ends
Fanfiction[Nesta] İlk defa bu dünyada gerçek bir arzum olmadığı için korkmuştum. Sonra o geldiğinde, göğüs kafesimin içindeki o terk edilmiş şehri baştan inşa etmeye başladı. Her bir köşesine kendinden bir parça yerleştirirken hiç düşünmedi, bir gün o gittiği...